300 yıllık sanat eseri tarihi çeşme Balat'ta bir kafeye dekor oldu
Sanat Tarihçisi Prof. Dr. Hamza Gündoğdu, Balat'ta bir kafenin içerisinde bulunan, işletmecilerin ifadesine göre bir köşkten getirildiği belirtilen 1700'lü yıllara ait olduğu tahmin edilen tarihi çeşmenin 3 dönemin sanat izlerini yansıtması nedeniyle özel önem taşıdığına dikkat çekti.
Arnavut kaldırımlı sokakları ve tarihi yapılarıyla İstanbul'un gözde semtlerinden Balat'ta bir kafenin içerisinde 1700'lü yıllardan kaldığı tahmin edilen tarihi çeşme dikkati çekiyor.
Tarihi çeşmenin özelliklerini AA muhabirine anlatan Sanat Tarihçisi Prof. Dr. Hamza Gündoğdu, çeşmenin barok, rokoko üslubunun yaygınlaştığı bir dönemde yapılmış olabileceğini belirterek, "Bu çeşmenin bir kafe içerisinde bulunuyor olması hayli ilginç çünkü bu tür eserlerin yeri kafeler değildir." dedi.
Gündoğdu, Balat'ta bir kafenin içerisine yerleştirilip, kullanılmaya devam eden mermer yapılı tarihi çeşmenin dikkatini çektiğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Mermer çeşmenin mahiyetini araştırdık. Bu çeşme bir yerlerden gelmiş ama nereden geldiği belli değil. En ilginç kısmı da bu çeşmenin, bir kafede sergileniyor olması. Bunun yeri bir kafe değil, müzelerdir. Bu tür çeşmeleri alıp, müzelerde teşhir etmek ve kendi dönemi içerisinde değerlendirmek lazım çünkü çeşmenin nereden geldiği belli değil. Hangi yapıdan getirildi de buraya konuldu? Yaptığımız araştırmalarda da bu sorumuza somut cevap alamadık. Bu tür çeşmelerimizin kültürümüzün bir parçası olarak mutlaka korunur hale getirilmesi, tescillerinin yapılması ve daha sonra da müzelerde teşhir edilmesi gerekiyor."
Prof. Dr. Gündoğdu, Balat'ta bir kafede kaybolup giden çeşmenin şahane bir sanat zenginliğine sahip olduğunu dile getirerek, "Bu çeşmeyi aşağıdan yukarıya doğru incelediğimizde Osmanlı'nın 1730'lardan 1810'lara kadar devam eden barok dönemine ait olduğunu görüyoruz. Ayrıca bu dönem, rokoko dönemiyle neticelenen bir dönem olarak tanımlanır. 1810 itibarıyla da Fransa'da ortaya çıkan neoklasik üslupta karşımıza çıkıyor, çeşmenin özellikleri bu dönemleri yansıtıyor." diye konuştu.
- Çeşme, bir saraya ait olabilir
Çeşmenin ebatlarından dolayı saray, kasır veya büyük konutlar için özel sipariş üzerine yapılmış olabileceğine işaret eden Gündoğdu, şöyle devam etti: "Burada gördüğümüz çeşme gerçekten ilginç çünkü kafe sahiplerinin ifadesine göre bir köşkten buraya getirildiği ifade ediliyor. Zaten görünüş itibarıyla da burada çeşmenin barok, rokoko ve ampirik üslubun bir arada bulunduğu ve yapı üzerinde yansıtıldığını görüyoruz. Altta, Antik Yunanistan'dan gelen ve yavaş yavaş bozulmaya başlayan yaprak şekillerinden meydana gelen bir kaide ve geniş bir yalak bulunuyor."
Tarih boyunca çeşmelerin, halkın istifadesine sunulan "meydan çeşmeleri" ve köşk, saray gibi nadide mekanları "süslemek" amacıyla farklı şekillerde yapılabildiğini anlatan Gündoğdu, "Buradaki çeşme de süsleme unsuru olarak yapılan bir çeşmedir. Yapıların bahçesinde, selamlıklarda veya oturma alanı dahilinde yapılmış olabilir." şeklinde konuştu.
Gündoğdu, çeşmenin malzeme olarak kıymetli, beyaz mermerden yapıldığını anlatarak, çeşmenin tek parçadan oluşmasının ve ince mermerden yapılmasının da değerini arttırdığını söyledi.
- "Çeşme 3 dönemin sanat izlerini taşıyor"
Sanat Tarihçisi Prof. Dr. Gündoğdu, İslam tarihinde, çeşmelerin özel bir anlam ve öneme sahip olduğunu anımsatarak, "İslam düşüncesinde çeşmelerin özel bir yeri olduğunu suya verilen değerden veya susamış bir insana su ikram etmenin faziletinin sürekli dile getirilmesi ve anlatılmasından anlayabiliyoruz." dedi.
Gündoğdu, konuşmasını şöyle tamamladı: "Su dinimizce kutsal sayıldığı için hayır işlemek isteyen insanların da sürekli olarak çeşme yaptırmaya ağırlık verdiğini görüyoruz. Bunların örneklerini ise külliyelerin herhangi bir biriminde, hanım sultanların özel olarak çeşme yaptırdıklarını veya hediye ettiklerini görüyoruz. İstanbul, Bursa ve Edirne gibi Osmanlı Cihan Devletinin daha çok önem verdiği bölgelerde çeşmelerin yer alması da bu tezimizi destekliyor. Balatta karşımıza çıkan bu çeşme, mermer kalitesi, süslemesi, şekli ve üslubu açısından çok özel bir çeşme. Kendi kültür değerini artıran vasfı ise Osmanlı'nın yaşadığı dönemde var olan sanatın 3 üslup açısını da yansıtmasıdır. Çeşme 3 dönemin sanat izlerini taşıması nedeniyle çok büyük bir anlam taşıyarak, özel bir hale geliyor."
Ayşe Erkeç, Mehmet Kara - AA