Anasayfa / Kütüphane

Adıyaman Genel Bilgiler

Adıyaman şehrine ve ilçelerine ait genel bilgiler

 

Genel Bilgiler

Yüzölçümü: 7614 km2

Nüfus: 597.835

Trafik Kodu: 02

Adıyaman, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Batısında Akdeniz Bölgesiyle birleşen noktada yer alır. Adıyaman ilinin Kuzeyinde Malatya, (137 Km) Batısında Kahramanmaraş, (161 Km) Güneybatısında Gaziantep, (153 Km) Güneydoğusunda Şanlıurfa (112 Km) ve Doğusunda da Atatürk Barajı (51 Km) göleti ile sonlanır.

Merkez ilçe dahil 9 ilçesi ile 406 köyü bulunmaktadır. İlçeleri Merkez, Besni, Çelikhan, Gerger, Gölbaşı, Kahta, Samsat, Sincik ve Tut ilçeleridir. Adıyaman ili 370 25' ile 380 11' kuzey enlemi, 370 ve 390 doğu boylamı arasında yer alır. Adıyaman ilinin yüzölçümü 7 614 km2 , göller ile 7.871 km2 olup, deniz sevyesinden yüksekliği de 669 m dir.

İLÇELER :

Adıyaman Merkez :
Kuzeyinde Çelikhan, doğusunda Kahta, güneydoğusunda Samsat ve Atatürk Baraj göleti ile güneyinde Fırat nehri, batısında da Besni İlçesi ile Tut İlçesi yer alır.
Yüz ölçümü 1702 Km, deniz sevyesinden yüksekliği ise 669 m.’dir.

Adıyaman daha önceleri sadece kale ( Hısn-ı Mansur Kalesi ) ve çevresinde konumlanmışken, il merkezi olduğu 1954 yılından itibaren süratle gelişmiştir.

İlçe merkezinin kuzeyi dağlık, güneyi ise ovalıktır. Ova, güneydeki Fırat Nehri ve Atatürk Barajı göleti kıyısına kadar devam eder. İlin ve Merkez İlçenin birkaç kilometre kuzeyinden itibaren kuzeye doğru gittikçe yükselen dağlık alanlar başlar. Güneydoğu torosların bir bölümü olan bu dağlar doğu – batı istikametinde uzanır. Yüz ölçümünün üçte birinden fazlasını oluşturan kuzeyindeki dağlık alanlarda yayla iklimi hüküm sürer.

Besni 

M.Ö.5000 yılına uzanan tarihi ile Güney Doğu Anadolu’nun eski yerleşim merkezlerinden birisi olarak dikkati çeken Besni, aynı zamanda da çok hareketli sanayi ve eski ticaret kenti oluşu ile tanınır. Bunda Halep Ticaret Yolu üzerinde oluşu kadar, savunmaya son derece elverişli yapısı ve muntazam bir kaleye sahip oluşunun büyük bir payı vardır. Sulak ve ormanlık arazi varlığı ile çekiciliğini her dönemde canlı tutmuştur. Bu yüzden "Cennete Eş" manasına gelen Bethesna, Bihicti, Bisni gibi isimlerle söylene gelmiştir. Malazgirt Zaferi ile Anadolu'ya giren Türkler Besni'ye üç koldan girerek burasını bir ‘Türk Yurdu’ haline getirmişlerdir. Bunlar Saka-İskit Türklerinin Varsak, Türkmenlerin Avşar ve Çerkez oymakları olduğu yapılan araştırmalarda ortaya çıkarılmıştır.

Tarihinde bir çok saldırılara da hedef olan Besni özellikle Moğol ve Timur'un istilalarına karşı destanlaşan kahramanlıkları ile Yıldırım Beyazıt'tan takdirname alan ilk şehirdir. Osmanlı padişahlarından Yıldırım ve Yavuz Besni'ye uğramış, Baybars, Buldaç, Kamil, Süleyman adlı Türk komutanları da Besni'de ağırlanmıştır. Evliya Çelebi'nin "Hayran Kaldım" dediği yer Besni'dir.

Osmanlı döneminde el sanatları bakımından zirveye çıkan Besni, Anadolu’nun her yerinden gelen tüccarların akınına uğradığı, kervanların konakladığı bir yer olarak da tarihe mal olmuştur.

İstiklal Savaşı döneminde, milli bir ruhun savaş boyunca Besni'de de varlığına şahit olunur. İlk mebus Reşit Bey'in Sivas Kongresinde Atatürk'ün en yakın çalışma arkadaşı olarak maddi ve manevi destek verdiği de bilinmektedir.

Ayrıca Hüveydi aşireti reislerinden Hasan ve Yusuf Beylerin kurup organize ettiği Kuva-i Milliye teşkilatı Antep ve Maraş savunmalarında büyük rol oynamıştır. Antep'deki Fransız silah deposuna ilk baskını yaparak bir çok askeri de esir alan yine bu teşkilattır. Cumhuriyet döneminde "Fetva Emirliği" ne kadar çıkan bir çok alimin ve Divan Edebiyatına giren şiirlerin sahibi bir çok şairin yetiştiğini görmekteyiz.
Besni'nin batı ve kuzeybatısında Gölbaşı, kuzeydoğu ve doğusunda Adıyaman Merkez İlçesi, güneyinde Şanlıurfa ile Gaziantep, güneybatısında da Kahramanmaraş bulunmaktadır. Besni'nin batısı Güneydoğu Torosların barı uçları ile çevrelenmiştir. Kuzeydoğu ve güneybatı doğrultusunda uzanan bu dağlar İlçenin batı kesimlerinde alçalarak plata özelliği gösterirler.

Besni'nin ismi tarihte Behisni, Bihisni, Besne, Behesna, Behisti gibi sözcüklerle anılmıştır. Bazı kaynaklara göre de Farsça'da eşsiz veya cennet anlamına gelen Hesna sözcüğünden türediği de belirtilmiştir.
Besni yöresi tarihte Akatların, Hurrilerin, Mitannilerin ve Asurluların akınlarına uğramıştır. Burada MÖ.1500'lerden sonra Perslerin, Helenlerin ve Romalıların eline geçmiştir. Halife Ömer zamanında Halid Bin Velid'in komutanlarından Rebiatu'l-Bahali yöreyi ele geçirmiştir. Bizans ve Abbasiler arasında el değiştiren Besni ve çevresi 1149'da Maraş senyörlüğünün egemenliğinde kalmıştır. Bu durum Selçuklu, Eyyubi ve Moğol istilalarına uğrayıncaya kadar sürmüştür. Sultan I.Beyazıt Besni ve çevresini 1395'te Osmanlı topraklarına katmıştır. Bundan sonra 1400'de Timur'un ordularının işgaline uğramış, daha sonra Dulkadiroğulları ile Memlûklar arasında el değiştirmiştir. Yavuz Sultan Selim Mısır seferi sırasında Besni yöresini Dulkadiroğulları'nın yönetimine bırakmıştır. 1521'den sonra, Dulkadiroğulları'nın Osmanlılara katılması ile Besni de Osmanlı Devletinin Malatya sancağına bağlı bir kaza olmuştur. Cumhuriyet döneminde Malatya'ya bağlı bir ilçe iken, Gaziantep'e (1926), tekrar Malatya'ya (1933), Adıyaaman'ın 1954'te il olması ile de ona bağlanmıştır.

Besni Kalesi:
İlçenin yaklaşık 2 km. güneyinde olan kale, üç tarafı sarp kayalıklarla çevrili sivri bir tepenin üzerinde kurulmuştur.Kaleye yalnızca güneyden dik bir yamaçtan çıkılması mümkündür.Savunmaya çok elverişli olan Besni Kalesi, mancınıkları ve diğer yapı kalıntılarıyla hala dimdik ayaktadır.Kalenin kuruluş tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte 13. y.y.da Memluklerin hakimiyeti zamanında (1923) Besni Kalesi sağlamlaştırılır.

Kalenin ortasında bir kuyu bulunmaktadır.Batı kesiminde bir anıtı andıran karşı karşıya yapılmış iki büyük yapır vardır.Halk arasında Çifte Mancınık adı verilen bu iki mancınık arasında esirlerin asılarak düşmana gösterildiği ve gözdağı verildiği rivayet edilmektedir.

İlçenin Tarihi ve Trustik Yerleri : 
Eski Besni Ören Yeri
Kurşunlu Camii
Sofraz Anıtları
Kızılin Köprüsü:
Dikilitaş (Sesönk)
Dolmenler

Çelikhan

Çelikhan ilçesi'nin, doğusunda Sincik, batısında Malatya’nın Doğanşehir ilçesi, güneyinde Adıyaman merkezi, kuzeyinde Malatya ili Yeşilyurt ilçesi ile çevrilidir.

Çelikhan İlçesi Adıyaman’a 56, Malatya’ya 95 km dir. Malatya-Adıyaman arasında bulunan Güneydoğu Torosların devamı olan yüksek dağların arasın da kurulmuş bir ilçedir. Rakımı , ilçe merkezi 1388 m dir. İlçenin yapısı dağlık ve engebelidir. İlçenin yüksek dağı Akdağ olup rakımı 2700 m yüksekliktedir. En önemli akarsuları Bulam ve Abdulharap çayıdır. Abdulharap çayı üzerin de Çat barajı kurulmuştur.
Çelikhan’ın ilk ismi Komişir olarak bilinir. Cumhuriyet Döneminden sonra bu isim Çelikhan olarak değiştirilmiştir. Çelikhan'ın yerleşik halkını Türk boylarından Hamkoda, Perta, Sisa ve Tilla oymakları oluşturmaktadır

Çelikhan, Adıyaman yöresinde olduğu gibi Hitit, Asur, Pers, Makedonya, Seleukos, Roma ve Bizans devletlerinin egemenliği altında kalmıştır. Hz. Ömer zamanında Arapların eline geçmiş ve Keysun’a bağlanmıştır. 949 yılında tekrar Bizanslılar tarafından alındıysa da 1071 yılında Malazgirt Zaferi’nden sonra Çelikhan yöresi Malatya ve Adıyaman illeriyle beraber Selçukluların eline geçmiştir. 1391-1389 yıllarında Yıldırım Beyazıt komutasındaki Osmanlılar bu bölgeyi Memlük beylerinin elinden almış ancak bir kaç yıl sonra bölge Timur ordularının egemenliğine girmiştir. 1516 yılında yapılan Koçhisar Savaşı sonunda bölge Yavuz Sultan Selim tarafından Dulkadiroğulları'non Osmanlı'ya katılmasıyla Osmanlı topraklarına dahil olmuştur.

Bugünkü Çelikhan bölgesi 1839 Tanzimat Fermanı’ndan sonra yapılan adli, askeri ve mülki ıslahat sonunda merkezi Harput olan Mamurat-ül Aziz eyaletine bağlanmıştır. ( Bu tarihte Mamurat-ül Aziz eyaletine bağlı üç sancaktan birini Malatya teşkil etmekteydi.) 1864 yılında vilayetlerin kurulması hakkındaki nizamname ile büyük kadılıklar ilçe, küçük kadılıklar ise bucak müdürlüğü haline getirilince “Ortaköy” adında bir bucak müdürlüğü kurulmuştur. Bu tarihten sonra eski adı Arga olan Malatya’nın Akçadağ ilçesine bağlı bir yerleşim birimi konumunu almıştır. 1927 yılına kadar Akçadağ’a bağlı olan Çelikhan, 1927-1931 yılları arasında Koçali Bucak Müdürlüğüne bağlanmıştır. 1931 yılında ise Çelikhan adıyla bir bucak müdürlüğü kurulmuştur.

Çelikhan 1869 depreminde büyük yıkıma uğramış, Merkez Camii civarında çok sayıda ev yıkılmıştır. Diğer taraftan 1934 yılında halk arasında “Mıtık” adı verilen bulaşıcı, salgın bir hastalığın Çelikhan’da baş göstermesi ile çok sayıda insan ölmüş, çok sayıda aile de civar il ve ilçelere göç etmek zorunda kalmıştır.

1954 tarihinde Malatya iline bağlı İlçe olarak kurulan Çelikhan daha sonra 14 Haziran 1954 tarih ve 6418 sayılı kanunla Besni, Gerger, Gölbaşı ve Kahta ilçeleriyle birlikte kurulan Adıyaman iline bağlanmıştır.
İlçe halkı geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlamaktadır. Ancak yörenin engebeli oluşundan ötürü tarıma elverişli alanları oldukça sınırlıdır. Bununla birlikte, tütün, hububat, meyvacılık ve sebze tarımı yapılmaktadır.

Yörede turizm yönünden Çelikhan-Adıyaman karayolunun 5. km.de Beypınarı mesire yeri, ilçe merkezinde Zerban Suyu, Pınarbaşı Kasabası'nda Havşeri Pınarı ve Mestan, Recep Çayı, Jari Yaylası, Koyunpınarı yaylası ve Çat Barajı bulunmaktadır.

Gerger

İlçenin tarihi; İlin genel tarihine uygun bir karakter taşımakla birlikte coğrafi olarak dağlık bir alanda yer alması ve ulaşım zorlukları nedeniyle bazı farklılıklar gösterir.

Bazı kaynaklara göre M.Ö.VI.Yüzyılın ilk yarısında yaşayan Selevkos Kralı Arsemes, Fırat üzerinde aşağı ARSEMİA adlı bir kent kurmuştur. Bu kent Gerger Kalesi olarak halen bulunmaktadır. Aşağı ARSEMİA KOMMAGENE krallı, zamanında kışlık kent olarak kullanılırdı.

Bu bölge daha sonra Doğu ROMA (Bizans) İmparatorluğunun eline geçmiştir. Bu tarihlerde, halkın geneli Hristiyanlık dininin Gregoryan Mezhebine bağlı olup, Hicri 135 yılında Abbesi halifelerinden Ebu Cafer-el Mansur’un Adıyaman, Kahta ve Samsatla birlikte burayı da fethettiğini görmekteyiz. Bölge bu tarihten sonra İslamlaşmaya başlamıştır. Daha sonra Gerger ve çevresi Abbasilerin zayıflamasıyla HAMDANİLER’in sonra tekrar Bizansın eline geçmiştir. Selçuklular zamanında Gümüştekin 1066 yılında Hısn-ı Mansur’u ele geçirmiş fakat iç karışıklıklardan dolayı geri çekilmiştir.

Selçukluların bölgedeki hakimiyeti 1071 yılında Büyük Selçuklu İmparatoru ALPARSLAN’ın Bizans İmparatoru Romanos Diognes (Romen Diyojen)’i Malazgirt’te uğrattığı büyük yenilgiden sonra kesinleşmiştir.

Bölge, Selçukların yıkılmasından sonra Artukoğullarının eline, onlardan sonra da I. Haçlı Seferi münasebetiyle Haçlıların eline geçmiştir. Zengiler, Artuklular,Frank Kontluğu,Eyyubiler ve daha sonra da Anadolu Selçukluların eline geçmiştir. Baba İshak isyanı nedeniyle Türkiye Selçuklularının zor duruma düşmesini fırsat bilen Moğolların saldırıya geçmesiyle bu bölge de Moğol istilasına maruz kalıp Moğolların eline geçer.

Bu bölgenin daha sonra Memlukluların onlardan sonra da Timurluların eline geçtiğini görmekteyiz. Timurluların çekilmesinden sonra yörenin DULKADİROĞLULARI’nın eline geçtiğini ve uzun süre onların elinde olduğunu görüyoruz. 1515 Turnadağ savaşıyla yöre Osmanlıların eline geçmiştir.

Adıyaman İli ve İlçelerinin sonraki tarihi süreç içerisinde durumu şöyledir; Adıyaman, 1849 yılında sancak haline getirilen Diyarbakır’a bağlanmıştır. 1859 yılında Malatya Sancak olunca Gerger, Malatya’ya bağlanmıştır.

Cumhuriyet dönemine Malatya-Pütürge İlçesine bağlı köy olarak giren Gerger 1 Aralık 1954 yılında İl olan Adıyaman’a bağlanmıştır. İlçe merkezi 1954-1957 yılları arasında halen köy tüzel kişiliğine sahip Güngörmüş köyünde bulunuyorken. 25.06.1957 tarih ve 9642 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 7022 Sayılı Kanunun uygulamasıyla 10 Şubat 1958 yılında İlçe merkezi Budaklı köyü ALDUŞ mezrasına (şimdiki Gerger İlçesi) nakil edilmiştir.

Adıyaman’ın kuzeydoğusunda yer alan Gerger’ in yüzölçümü 702 Km.dir. Kuzeyinde Malatya’ nın Pötürge ilçesi; doğusunda Diyarbakır’ ın Çüngüş ve Çermik ilçesi ve Şanlıurfa’ nın Siverek ilçesi; güneyinde Kahta; batısında Sincik İlçeleri ile sınırdır. İlçenin doğu ve güney sınırını Fırat Nehri üzerinde yapılan Atatürk Baraj Gölü çizmektedir.

Deniz seviyesinden yüksekliği 770 M.dir. İlçe, tümüyle dağlık bir bölgede kurulmuştur.En yüksek noktası Kımıl Dağı 2250 M. Yüksekliğindedir. Kürdek, Hacı Bazı ve Kımıl önemli dağlarıdır. Çet, Kürdek, Ovacık, Kımıl Dağı ve Beyaz Çeşme yaylaları ilçe sınırlarındadır. Ayrıca Güngörmüş ve Gürgenli Köyleri’ nin arasında Kara Göl isminde bir göl bulunmaktadır.

Gerger ilçesinde bulunan yaylalar Çet, Kürdek, Ovacık, Kımıl Dağı ve Beyaz Çeşme yaylalarıdır. İlçenin 5 km. uzağında Eskikent Köyü'nün kuzeyinde Murfan mağaraları da bulunmaktadır.

Gerger ilçesi; il merkezine 105 km. uzaklıkta ve ulaşım karayolu ile yapılmaktadır. Karayolu ağı ise; Adıyaman, Kahta, Narince, Gerger ve Gölyurt’ a kadar gitmektedir. Yol asfalttır. Gölyurt karayolu’ nun 18 Km. ‘si stabilizelidir.

İlçe sınırlarında bulunan önemli akarsular, başta Fırat nehri olmak üzere Demirtaş Çayı ile Çifthisar Çayıdır.

İklimi; kışları soğuk, yazları sıcak ve kuraktır. Bu özellikleri ile Akdeniz iklimi ve kara iklimine sahiptir.

Gerger Kalesi
Gerger İlçesinin Oymaklı köyündeki kale, Roma döneminde inşa edilmiş, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde surlar, kale kapıları ve tonozlu yapı grupları eklenerek kullanılmıştır. Kalıntılarının büyük bölümü günümüzdede ayaktadır.

Fırat Nehri’nin batı yakasında yer alan Gerger kalesi, M.Ö. 2. yüzyılda Kommageneliler’in atası olan Arsemes tarafından kurulmuştur. Kale, Kommagene Krallığı’nın doğu sınırını oluşturmakta olup Fırat nehri üzerindeki geçişlerin kontrol noktası durumundadır. Sarp kayalar üzerine, Aşağı Kale ve Yukarı Kale olmak üzere iki bölümde inşa edilen Gerger Kalesi, Kommageneliler’in ilk idare merkezi durumunda olup, aynı zamanda kutsal bir tapınak görevini de üstlenmiştir.

Üç girişi bulunan Yukarı Kale'nin 1. kapısı yanında kayalardan oyulmuş merdivenler, koridorlar ve mezarlar bulunur. 3. kapı çevresinde Kral Samos ve torunu I. Antiochus tarafindan yazdırılan altı kitâbe bulunmaktadır. Kalenin üst kısımlarında yapı temelleri, burçlar; alt kısımlarında su sarnıçları ve evlere ait kalıntılar bulunmaktadır. Aşağı kalede Orta Çag'a ait İslam yapı temelleri olduğu bilinmekle birlikte, kalıntıları iyi durumda değildir. Yine kayalardan oyulmuş merdiven ve koridorlar, su sarnıçlarına ait kalıntılar bu bölümde de bulunmaktadır. Aşağı Kale'nin batı surlarına dışarıdan bakıldığında kayalara oyulmuş Kral Samos'a ait bir rölyef görülmektedir. Dört metre yüksekliğindeki rölyefte Kral Samos tören giysileri üzerinde silahlarla kuşanmış ve sağ elini ileri doğru uzatmış olarak ayakta tasvir edilmiştir.

Gölbaşı

Adıyaman’ a 63 Km uzaklıkta olan Gölbaşı İlçesi, Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’yu, Doğu Anadolu’ya bağlayan Gaziantep-Malatya karayolu ile Adana-Malatya demiryolu yönünde yer almaktadır. Gölbaşı gölünün güneybatısına kurulmuş olan ilçenin, Doğusunda Malatya’nın Doğanşehir İlçesi ile Adıyaman’ın Tut İlçesi, batısında Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Çağlayancerit İlçeleri, kuzeyinde Kahramanmaraş’ın Nurhak İlçesi, güneyinde Adıyaman’ın Besni İlçesi yer almaktadır.

Gölbaşı ilçe merkezinin yeri, önceleri boş bir arazi iken 1934 yılında demir yolunun geçmesiyle bir yerleşim merkezi haline gelmeye başlamıştır. Civar İl ve İlçelerden başlayan göçler sonucu 1954 yılında Besni İlçesine bağlı bir köy olmuş, 1958 yılında da ilçe durumuna getirilmiştir. Gölbaşı, gösterdiği hızlı gelişme seyri ile Adıyaman’ın büyük ilçelerinden biri durumuna gelmiştir.

Gölbaşı ilçesinin deniz seviyesinden yüksekliği 866,8 m. yüzölçümü 784 km. karedir. En yüksek dağı 2500 m. yüksekliğindeki Akdağ olup, bunu Meydan ve Boruk dağları izlemektedir. Engebeli bir arazi yapısına sahip olan Gölbaşı ilçe sınırları içerisinden Göksu çayı geçmektedir. Ayrıca bir birleriyle bağlantılı Gölbaşı, Azaplı ve İnekli gölleri mevcuttur.

Gölbaşı'nın temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Geçici Köy koruculuğu, halı kursları, esnaflık ilçenin istihdam alanlarındandır. İlçedeki Kömür İşletmesi, tekstil atölyesi, küçük sanayi ve benzer işyerleri istihdam sahalarıdır. İlçede kurulu büyük fabrika, sanayi tesisi yada işletme bulunmamaktadır.

İlçede sanayi kuruluşu olarak Kömür İşletmesi, Tekstil İşletmesi, Un Fabrikası, Yem Fabrikası, Poşet Fabrikası ve Tavuk Çiftliği gibi işletmeler bulunmaktadır

Gölbaşında tarihi yapı olarak, Harmanlı Kasabası Göksu üzerindeki Paşa Köprüsü, Köristan (Yaylacık) Köyü'ne 16 km.uzaklıktaki Göksu üzerindeki Vicne Köprüsü ve Altınlı Köprüsü bulunmaktadır. Bunlardan Altınlı Köprünün yapım tarihi kesin olarak bilinmemelktedir. Bu köprü üç kemerli olup, taşları harç kullanılmadan sıkıştırma suretiyle yapılmıştır. Köprü ayaklarında sulara karşı korunmak amacıyla koni şeklinde mahmuzlar yapılmıştır. Ayrıca Nasırlı Köyü'nde, köyün ilk kuruluş yeri olan Mendede'de bir höyük (Mendede Höyüğü) bulunmaktadır. Kız Kapan'da su sarnıçları, basamaklarla çıkılan mağaralar bulunmaktadır. Çevrede çok sayıda cam, ok demirleri, çanak ve çömlek kalıntılarına rastlanmıştır. Köyün güneyinde 2 km. uzaklıkta ”Çardak” veya “Gölün Başı Mağarası” adı verilen yerdeki mağarada, öküz başı rölyefi bulunmaktadır. Buraya “Musa Gediği” mevkii de denilmektedir. Ayrıca, köyün kuzeyinde “Kırk Bayır” denilen yerdeki mağaralarda mezarlara rastlanmıştır.

Gölbaşı, Belören'de tarihî kalıntılar bakımından zengin bir yerleşim merkezidir. Köyün 6 km. kadar batısında eski yerleşim yeri olan “ Heyik” mevkii bulunmaktadır. Buranın tarihi bir şehir olduğu , dükkan olması muhtemel kalıntılardan, yine buradaki mezar kalıntılarından anlaşılmaktadır.Taşlar doğal halindedir.Belören'in kuzeyinde 5 km. uzaklıktaki etrafı surlarla çevrili Keykubat Kalesi bulunmaktadır. Kale, Roma harcı ile yapılmıştır. Yine Belören'in Beldenin güneyine 5 km. uzaklıkta, “Kent” denilen yerde taş mimari parçalar ile mezar kalıntıları bulunmaktadır. Belören'in güneyinde, 2 km.uzaklıkta “Peri Önü” mevkiinde de bir höyük vardır. Buranın da eski bir yerleşim yeri olduğu bilinmektedir. Ayrıca Gölbaşı’nın kuzeyinde yer alan Çataltepe köyündeki “Köristan” veya “Kölisten”, denilen yerde dağın üzerindeki kalıntının ne olduğu kesinlik kazanamamıştır. Bu kalıntıların yel değirmeni veya bir kiliseye ait olduğu söylenmektedir.

Çataltepe Köyü'nün güneybatısında Kara Mağara denilen doğal mağaranın üzerinde 1 m. çapında ve 2 metre derinliğinde tahıl saklama veya şarap kuyuları olduğu söylenen kalıntılarla karşılaşılmıştır. Ayrıca burada kilise ve ev kalıntıları bulunmaktadır. Bunlar da burasa bir yerleşim olduğunu açıkça göstermektedir. Bunun yanında Belören'in 4 km. uzaklığında 4 küçük mağaradan oluşan küçük kaya, 1,5 km. uzaklığında İllez Kani, Kaba Öğüt denilen ören yerleri ile Höyük mevkii ve Tilki Kalası bulunmaktadır. Burada çok sayıda mimari taşlara, keramiklere ve sarnıçlara rastlanmıştır. Beş Tepe Mevkiindeki bulunan mağarada, nişlere ve Roma harcına benzer harçla yapılmış kalıntılara rastlanmıştır. Bu bölgede yapılacak arkeolojik araştırmaların, karanlıkta kalmış bazı noktaları aydınlatacağı da açıktır.


İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Paşa Köprüsü, Köristan (Yaylacık) Köyü'ne 16 km.uzaklıktaki Göksu üzerindeki Vicne Köprüsü ve Altınlı Köprü

Kâhta

Kâhta, medeniyetlerin doğuş yeri olan Mezopotamya’ya yakınlığı nedeniyle tarih süreci içerisinde sayısız medeniyetlere ev sahipliği yapmış önemli bir yerleşim merkezidir. M.Ö.VII. yüzyılda Asur, VI.yüzyılda Pers, IV.yüzyılda Makedon ve Seleukos egemenliğinin hüküm sürdüğü görülmektedir. M.Ö. I.yüzyılda bölgede hüküm süren Arsames, günümüze önemli tarihi eserler bırakmıştır. Kommagenelilerin atası olan Arsames, bugünkü Fırat Arsameia’sı olarak bilinen Gerger Kalesi ile Nymhois Arkameia’sının kurucusudur. M.Ö.109’da bağımsızlığına kavuşan, doğu ve batının kültür, sanat ve inançlarının sentezi olan Kommagene Medeniyeti M.S. 72’de Anadolu’da Romalılar tarafından ortadan kaldırılarak Suriye Eyaletine bağlanan son krallık olmuştur.

Kahta, Arap, Ermeni, Artuklular, Haçlı Seferlerini müteakiben Selçuklular, Babiller, Moğollar, Memlükler ve Dulkadiroğuları hakimiyetinde kaldıktan sonra 1516 yılında Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı hakimiyetine girerek önce Dulkadirli Emaretine, Kanuni zamanında ise sancak merkezi haline getirilen Samsat’a bağlanarak Zülkadiriye Eyaletine (Maraş) bağlanır.
Kahta 1531 yılında Malatya’ya, 1349 yılında ise Hısn-ı Mansur’a (Adıyaman) bağlanır. 1859 yılında Malatya sancak olunca Kâhta’da diğer kazalar gibi yeniden Malatya’ya bağlanır. Bu durum Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasına kadar devam eder.

Kahta Cumhuriyet döneminde Malatya’ya bağlı bir ilçe olarak yapılandırılır. Cumhuriyetin ilk yıllarında yer değiştirerek eski Kâhta’nın 26 k.m. güneyindeki şimdiki yerine taşınır. İlçemiz 1954 yılında Adıyaman’ın il olması ile birlikte Adıyaman’a bağlanmıştır.

İlçe Merkezinin yerleşim yeri ova üzerindedir. İlçenin kuzey bölgesi dağlık olup, bu bölgede köyler tarım arazisi dışına, yamaçlara kurulmuştur. Güney bölümündeki köyler ise ova içerisindedir.
Kahta; 38-17 doğu boylamı ile 37-45 kuzey enlemi üzerinde yer alır. Denizden yüksekliği 750 metredir. Kuzeyde yüksekliği 2000 metreye ulaşan sıra dağlarla çevrili ilçe 1490 km2’lik yüz ölçüme sahiptir. Adıyaman ilinin 33 km. doğusunda yer alır. İlçe yüzölçümünün -Kahta merkez dahil- yaklaşık üçte ikisi 1. derecede, kalan yaklaşık üçte biri ise 2. derecede deprem bölgesi içindedir.
Kahta ilçesi, doğuda Gerger ilçesi, güney ve güneydoğuda Şanlıurfa ili, güneybatıda Samsat ilçesi, batıda Adıyaman, kuzeyde Sincik ilçesi ve Malatya ili ile çevrilidir. Şu anda ilçenin doğu ve güneydoğu kesimindeki sınırını Atatürk Baraj Gölü meydana getirmektedir.

İlçenin kuzey kesimi dağlık alanlardan meydana gelirken, güney kesimi düzlük alanlardan meydana gelmektedir. Kuzeydeki en yüksek nokta Nemrut Dağıdır (2.206m.), dağlık alanlardan güneye doğru gidildikçe önce plato alanlarına sonra geniş ovalara geçilir. Kahta Antitoros Dağlarının güney eteklerinde başlayıp güneye doğru alçalan ve Harran ovasına doğru uzanan bir arazi yapısına sahiptir. İlçe merkezi düz bir alanda kurulmuştur.

Dağlar :
Nemrut Dağı

Akarsular : İlçenin en önemli akarsuları Kahta Çayı ve Kalburcu Çayıdır.
Kahta Çayı
Kalburcu Çay

Göl ve Göletler:
Kahta’da tabi göl yoktur.
100. Yıl Göleti * Dut Göleti

İlçe Adının Kaynağı
Kahta adının nereden geldiği yolunda kaynaklarda pek bilgi olmamakla beraber, tarihte, Orta Asya’da Ötüken ve Karakurum yakınında Kahta isimli bir kentin varlığı göz önüne alınırsa Kahta isminin Orta Asya kökenli bir isim olduğu sonucu çıkarılabilir. “Kahta” isminin Persçede “Dağın Eteği” anlamına geldiği ve Komagenelilerden önce bölgede hakim olan Persler tarafından kullanıldığı , bu adın da eski yerleşim yerinin konumundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Eski ilçe merkezi Eski Kahta’dır ve Nemrut Dağının eteklerinde yer almaktadır.

İlçenin Tarihi ve Turstik Yerleri :
Kahta İlçesi sahip olduğu tarihi, kültürel ve doğal zenginlikler nedeniyle önemli bir turizm merkezi konumundadır. Özellikle Kommagene Medeniyetinden kalan tarihi miras, kültür turizmi için dünyanın en önemli kaynaklarından birini teşkil etmektedir. İlçenin önemli tarihi, kültürel ve doğal zenginliklerini arkeolojik kültür varlıkları ve ören yerleri oluşturmaktadır. 2206 metre yükseklikteki Nemrut Dağı tepesinde bulunan Kral Antiochos’un anıt mezarını ziyarete gelenler, güneşin gizemli doğuşunu ve batışını seyretmektedirler.

* Nemrut Dağı (Antiochos’un Anıt Mezarı – Dev Heykeller),
* Arsemia (Eski Kale),
* Eski Kahta Kalesi (Yeni Kale),
* Cendere Köprüsü (Roma Köprüsü),
* Karakuş Tümülüsü (Kadınlar Anıt Mezarı)
* Şeytan Köprüsü,
* Kıran Köprüsü (Değirmenbaşı Köprüsü),
* Han Yeri (Burmapınar),
* Yassıkaya ören yeri
İlçenin tarihi yerlerinin başlıcalarıdır.

İklim ve Bitki Örtüsü :
İlçemizin doğal bitki örtüsü step görünümündedir. Engebeli bir arazi yapısına sahip olup, dağlık kesimde fazla sık olmayan meşe ağaçları, akarsu boylarında ise söğüt ve kavak ağaçları mevcuttur.
İlçemiz sınırları içerisinde bulunan Atatürk Baraj Gölü nedeniyle, iklim yapısı önemli ölçüde değişikliğe uğrayarak, karasal olan iklim, Akdeniz İklimi ile benzerlik göstermeye başlamıştır.
İlçemizde son 10 yılın meteorolojik verilerine göre en düşük sıcaklık – 9.4 0C (1997 yılı Şubat ay’ı) en yüksek sıcaklık 44.4 0C (2000 yılı Temmuz ay’ı) dir.

İlçemize son 10 yılda yıllık olarak en yüksek yağış miktarı m2’ye toplam 1038.5 kg. ile 1996 yılında, aylık en yüksek yağış miktarı 297.6 kg olarak 1996 yılı Mart ayında kaydedilmiştir.
Son on yıllık sıcaklık ortalaması 17.2’ dir.sü bulunmaktadır.

 Sincik

İlk çağlarda Sincik’in de içinde bulunduğu Adıyaman ve Kahta yöresinde bir çok devlet egemenliği kurulmuştur. Hititler, Hurriler ve Mitaniler M.Ö. 1600 –1000 yıllarında bu yöreye hükmetmişlerdir. M.Ö. 69 M.S. 72 senelerinde bu yörede kurulan Kommagene Krallığından sonra Sincik ve çevresine Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu daha sonra Selçuklu ve Osmanlı Devleti bu yöreye hakim olmuşlardır. 1954’e kadar Malatya İline bağlı bir nahiye olan Sincik; 1954 ten sonra Adıyaman’ın İl olması ile Kahta İlçesine bağlı bir köy iken 1990 yılında ilçe statüsüne kavuşmuştur.

Sincik İlçesi Adıyaman İlinin 70 Km kuzey doğusunda yer almaktadır. Kuzeyde Malatya, Kuzey Doğusunda Pütürge, Doğuda Gerger, Güneyinde Kahta, Güney Batısında Adıyaman ve Batıda Çelikhan ile çevrili olup, 1325 metre rakımlıdır. İlçe rakımı güneyden kuzeye doğru artmaktadır. Sincik dağlık ve dağınık araziye sahip olup, Güney Doğu Toros dağlarının güney kesimindeki dağ ve tepelerden oluşmaktadır. Sincik’ in en yüksek dağı kuzeydeki Türk Dağıdır Sincik’te bozkır iklimi özellikleri vardır. İlçede kışlar çok soğuk ve kar yağışlı yazlar ise çok sıcak ve kurak geçer. Yazlar sıcak olmasına rağmen rakım yüksek olduğundan kısmen bir serinlik hakimdir. Sincik’ te Kıran Çayı, Aksu Çayı ve Yarpuzlu (Birimşe) Çayı bulunmaktadır.

Tut

Tut, Güneydoğu Torosların eteğinde kurulmuş çok eski bir yerleşim merkezidir. Güney ve Batı sınırı Göksu akarsuyu, doğu sınırı ise Şovak suyu ile çevrilidir.

Tut ve çevresinin tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Kaşlıca ve Sürmen yöresinde Tarihi eserlere rastlanmaktadır. Kurulan deresi yanında Ernişdere adında bir kale, bucağın batısında yer alan Sürmen’ de ev kalıntıları, yatak yerleri ve mezarlar vardır. Ernişdere’de derenin sarp yerlerinde görülen su arkı ile Tut’ tan Kaşlıca’ ya doğru uzanan Gül Harığı yörenin eskiden oldukça kalabalık bir yerleşim birimi olduğunu göstermektedir.
İlçenin Çamlıca Mahallesinde yer alan tarihi Vijne Köprüsü, bugünde ayakta kalan görkemli yapısıyla eski dönemlerin kervan katarlarına Uzun dönem hizmet vermiştir. Göksu üzerinde halen görülmeye değer bir tarihi eser olarak duran bu köprüye benzer iki adet köprünün önceki yıllarda sel ve doğal nedenlerle yıkıldığı bilinmektedir.

Vijne Köprüsünün bir benzeri ise halen hizmet veren tarihi Şebker köprüsüdür. Bu köprü, İlçenin Tepecik Köyü ile Adıyaman’ın merkez Şerefli köyünü birbirine bağlayan yüzyıllarca ayakta kalmayı başaran önemli bir tarihi yapıdır. Şebker köprüsü, Şebker çayının dar ve kayalık bir kısmına oturtulmuştur. Yapılışındaki bu teknik sayesinde köprü, bugüne kadar ayakta kalmayı başarmıştır.

Bugünkü Tut İlçesi’nin 1560 senesine ait Kanuni Sultan Süleyman döneminin tahrir defterindeki kayıtlara göre önemli bir yerleşim birimi olduğu anlaşılıyor. Söz konusu tahrir defterindeki kayıtlarda, Tut yerleşim biriminin Şeyh Abdurrahman Erzincani vakfı olduğu belirtilmektedir.

İlçedeki Tarihi ve Turistik Yerler :
* Ulu Cami
* Salah Cami
* Musalla Cami
* Kaşlıca Kalesi
* Malkayısı,
* Memekli Mağara
* Geyik Mağarası
* Tum Tumu Mağara
* Şovak Köprüsü 

Coğrafya

Genel Durum
Adıyaman ili Orta Fırat bölümü içinde yer alır. Eski coğrafyacı ve tarihçilere göre: Güneyde Arap Yarımadasından, Kuzeyde Toros Sıradağları’na doğru uzanan Arap çöllerinin sona erdiği yerde, Toros sıra dağlarının eteklerinde verimli topraklar yer almaktadır. Arap çöllerini kuzeyden bir ay gibi saran bu topraklara binlerce yıldan beri ‘Bereketli Hilal’ adı verilmiştir. Ortadoğu ülkelerinin merkezinde yer alan ‘Bereketli Hilal’ topraklarında Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarından gelen ana kara yolları birbirlerini kesmektedir. Tarih boyunca ‘Bereketli Hilal’ Bölgesi ana ticaret yollarının kavşak noktalarında, büyük ticaret ve sanayi şehirleri doğmuş, büyümüş, yıkılmış ve yerlerine yenileri kurulmuştur. ‘Bereketli Hilal’ bölgesinin bir parçası sayılan Orta Fırat Bölümünün illerinden biri olan Adıyaman şehri, ‘Bereketli Hilal’ bölgesinin en üst sınırını oluşturmaktadır. Adıyaman ili uygun coğrafi özellikleri dolayısıyla tarihinin her döneminde insanların yaşamayı tercih ettikleri bir yerleşim bölgesi olmuştur.

Yeryüzü Şekilleri
Adıyaman 'ın Kuzey kesimi toros dağları ile çevrilidir. Çelikhan, Gerger ve Tut İlçelerinin arazilerinin çoğu dağlıktır.
İlin belli başlı dağları; Akdağ, Dibek, Ulubaba, Gördük, Nemrut, Bozdağ ve Karadağdır. Güneye inildikçe ova nitelikli araziler başlar. Kahta, Samsat, Keysun ve Pınarbaşı ovaları ilin önemli ovalarıdır.

Bitki Örtüsü
Adıyaman ili Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri arasında köprü vazifesi gören bir şehirdir. Hatta kısmen Akdeniz Bölgesinin özelliklerini de taşır. Bu nedenle bitki örtüsü de bu üç bölgenin özelliklerini taşımaktadır. Yüksek rakımlı yerler genelde meşe ağaçları ile kaplanmış olmakla birlikte, su ve toprak erozyonu nedeni ile çıplak hale gelmiş araziler de mevcuttur. Yaz mevsiminin uzun ve kurak geçmesi dolayısıyla orman içi bitki örtüsü yok denecek kadar azdır. Tarım yapılmayan alanlar mera, yabani ağaçlar ve makilerle kaplıdır. Sazlık, bataklık alanlarda suyu seven bitki türlerine rastlanmaktadır.
Rakım yükseldikçe ağaç türleri değişmekte kimi yerlerde meşeliklere rastlamak mümkün olmaktadır.Doğan, şahin, baykuş, keklik gibi kuş türleri yanında tavşan, tilki, çakal gibi hayvanları görmek mümkündür.

Akarsular: Fırat Nehri İlin en önemli akarsuyudur. Diğer akarsuları ise Sofraz Çayı, Ziyaret Çayı, Çakal Çayı, Kalburcu Çayı, Eğri Çayı, Besni Akdere Çayı, Şepker Çayı, Çat Deresi, Gürlevik Deresi ve Halya Deresi ile Gölbaşı, İnekli, Azaplı ve Abdulharap gölleri ilin diğer su kaynaklarıdır.

Fırat Nehri: İlin en önemli akarsuyudur. Şanlıurfa ile sınırı oluşturur. İl içindeki uzunluğu 180 km. dir. Kâhta, Kalburcu ve Göksu Çayları nehrin başlıca kollandır.

Kahta Çayı: Çelikhan yöresindeki Bulam, Abdülharap ve Recep sularını toplayıp Cendere Köprüsünden geçtikten sonra Eski Kahta ve Alut Arazisinde biriken dağ sularını da alarak Fırat Nehri'ne karışır (45.5 km).

Göksu Çayı: Kahramanmaraş ili sınırlarından çıkar. Erkenek, Tut ve Akdere civarından geçer. Sofraz suyunu da aldıktan sonra Gümüşkaya'nın batısında Fırat Nehrine karışır. İI sınırlan içindeki uzunluğu 90 km. 'dir.

Sofraz Çayı: Besni ilçesi Toklu Köyü civarından çıkar. Hacıhalil Köyü yakınlarında Keysun Suyu'nu alarak Akdere civarında Göksu Çayı'na karışır. İl sınırları içindeki uzunluğu 51 km.'dir.
Ziyaret Çayı: Kaynağını Cebel ve Zey Köyleri sularından alarak İpekli Köyü civarında Atatürk Barajı Göletine karışır.

Diğer akarsuları ise : Çakal Çayı (37.5 km.) Kalburcu Çayı, Eğriçay (32 km.}, Besni Akdere Çayı (59 km.) Keysun Çayı (45 km..), Birimşe Çayı (35 km.), Şepker Çayı, Çat Deresi, Gürlevik Deresi ve Halya Deresi (41 km.)

Göller - Göletler
İlde dört doğal, bir de yapay olmak üzere beş adet göl vardır. Bunlar Gölbaşı, İnekli, Azaplı ve Abdulharap doğal gölleri ile Atatürk Barajı suni göletidir.
Gölbaşı Gölü: 2.19 km2 yüzölçümünde olan bu göl, Gölbaşı ilçesinde yer almaktadır. Göl ve çevresi doğal sit alanı olarak ilan edilmiş olup kuş gözetleme kuleleri bulunmaktadır. Gölde balık üretimi de yapılmaktadır.
İnekli Gölü: Yüzölçümü 1.09 km2 dir. Yağışların fazla olduğu dönemlerde Gölbaşı ve Azaplı Gölleri ile doğal olarak açılan kanallarla birbirine bağlanırlar.
Azaplı Gölü: ilçenin batısında bulunan bu gölün yüzölçümü 2.72 km2 dir. Kışın sularının artması nedeniyle çoğu kez Gölbaşı Gölü ile birleşik bir görünüm arz eder.
Abdülharap Gölü: Çelikhan ilçesinin 3 km. kuzeyinde yer alan gölün yüzölçümü 5 km2 dir. Yüzeyi yoğun olarak sazlık ve otlarla kaplanmış olan bu göl. Çat Barajı'nın kurulması ile göl baraj sahası içinde kalmıştır. Baraj üzerinde onlarca yüzen adacıklar mevcuttur.

Atatürk Barajı Göleti: Güney Doğu Anadolu Projesi'nin (GAP) uygulamaya konulmasıyla oluşan bir gölet olup Adıyaman ve Şanlıurfa illeri arasında geniş bir alanı kaplar. Bölgenin sulama suyu ve balık üretiminin temini açısından son derece önemli bir gölettir. Rezervuar sahası 81.700 hektardır.

Çamgazi Barajı Göleti: Adıyaman merkez ilçeye bağlı Atatürk Barajı yolu üzerindedir. Baraj gövdesi zonlu toprak dolgu tipinde yapılmıştır. Sulama amaçlı kullanılmaktadır. Sulama alanı 6536 hektardır.

Çat Barajı Göleti: Güney Doğu Anadolu Projesi'nin (GAP) uygulamaya konulmasıyla oluşan gölet olup Adıyaman-Çelikhan Abdulharap Gölü üzerindedir. Sulama amaçlı kullanılan baraj gölü 14.481 hektarlık alanı kaplar.

Göletler: Adıyaman ili gölet inşası bakımından yeterli su potansiyeline sahiptir. Bu nedenle mevcut göletlerin yanısıra çoğunluğu GAP Projesi çerçevesinde olmak üzere bir çok gölet inşa halindedir. Bazı göletler de planlama aşamasındadır.

Dağlar
Kuzey kesimi, Torosların uzantısıdır. Güneye inildikçe yükselti azalır ve tamamiyle ova nitelikli araziler başlar. Çelikhan, Tut ve Gerger ilçelerinin tamamına yakını dağlık bölge özelliğini taşır.

Merkez, Besni ve Kahta ilçelerinin kuzey kesimleri dağlık, güney kesimleri ova şeklindedir. Samsat ilçesi ise ilin en düz arazilerine sahiptir.

Ovalar

Ova Adı              Bulunduğu Yer    Yüzölçümü (Km2)    Yüzölçümüne Oranı (%)    Yükseklik(m)

Kahta Ovası        Kahta                   832                          11,0                                    600-700

Keysun Ovası      Besni                    306                            4,0                                    600-700

Inekli Ovası          Gölbaşı                   45                              0,5                                  550-650

Pınarbaşı Ovası    Çelikhan                 13                              0,1                                 1450-1550

İklim
Adıyaman'ı doğudan batıya doğru bölen Anti Torosların kuzeyinde kalan dağlık bölgenin iklimi ile güneyinde kalan bölgenin iklimi birbirinden farklıdır. Kuzeyde bulunan Çelikhan ile Gerger ilçesinin bir kısmı Doğu Anadolu Bölgesi iklim özelliklerini taşımaktadır. batıda bulunan Gölbaşı ile Besni ilçesinin bir kısmı ise Akdeniz Bölgesi iklimine sahiptir. Güneyi, yazları kurak ve sıcak,kışları ılık ve yağışlı; kuzeyi yazları kurak ve serin, kışları yağışlı ve soğuktur. Doğu Anadolu ile Akdeniz Bölgeleri arasında köprü konumunda olan İlin iklimi, bu özelliği dolayısıyla bölgedeki diğer illerden farklıdır.
Atatürk Baraj Göleti alanının oluşmasından sonra, İlin ikliminde bir yumuşama ve nem oranında bir artış olmuştur. İlde hakim rüzgarlar kuzey, kuzeydoğu ve kuzeybatı istikametindedir.

Yüz Ölçümü – Yükseklik

 İLÇE ADI               YÜZÖLÇÜMÜ (km2)   YÜZÖLÇÜMÜNE ORANI ( % )  YÜKSEKLİK(metre)

ADIYAMAN             1.702                            22                                                  669

BESNİ                      1.330                           17,47                                           1.050

ÇELIKHAN                  584                              7,67                                           1.388

GERGER                     702                              9,22                                              750

GOEBAŞI                     784                            10,30                                              867

KAHTA                       1.490                            19,57                                             750

SAMSAT                       338                               4,44                                             610

SİNCİK                           364                              4,78

TUT                                320                              4,20                                              1.050