Ahlat Selçuklu Mezarlığında 8 binin üzerinde mezar bulunuyor
Daha çok meydan mezarlığındaki devasa şahideli ve sandukalı anıt mezarlarıyla karşımıza çıkan Ahlat Meydan Mezarlığında 5 tarihi mezar tipi daha bulunuyor ve mezarların hepsi Osmanlı öncesi döneme ait.
UNESCO Dünya Kültür Mirası geçici listesindeki dünyanın en büyük Türk İslam Mezarlığı olma özelliğini taşıyan Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı, 8 bin 200 mezar taşı ve üzerindeki kabartmalarla turistlerin ilgisini çekiyor.
Türklerin Anadolu'ya girişinin kapısı olan ve "Anadolu'nun tapusu" olarak bilinen Ahlat, her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Urartulardan Osmanlı'ya birçok medeniyetin izlerini taşıyan, ülkenin ve bölgenin önemli turizm destinasyonları arasında yer alan 210 dönümde kurulu Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı'ndaki mezar taşları, tarihe ışık tutuyor.
Dünyadaki üç "Kubbet-ül İslam" (İslamiyet'in kubbeleri) yerinden biri olan Ahlat'ın bünyesinde barındırdığı Selçuklu Mezarlığı'nın UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası geçici listesinden asıl listeye alınması için çalışmalar sürüyor.
- "Ahlat'ta 5 tarihi mezar tipi daha bulunuyor"
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Kulaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anadolu'nun fethi sürecinde önemli bir konuma sahip olan Ahlat'ın Mervani, Selçuklulara bağlı Ahlatşahlar, Eyyubiler, İlhanlılar, Akkoyunlular, Karakoyunlar ve Celayirliler gibi gibi kültürlere ev sahipliği yaptığını söyledi.
Prof. Dr. Recai Karahan başkanlığında arkeloji kazıları sürüyor
Bu kültürlerin bölgede çeşitli eserler bıraktığını ifade eden Kulaz, şöyle devam etti:
"Bu miras mimari yapılardan oluşmaktadır. Ancak günümüzde Ahlat daha çok özellikle meydan mezarlığındaki devasa şahideli ve sandukalı anıt mezarlarıyla karşımıza çıkmaktadır. Bunun dışında Ahlat'ta 5 tarihi mezar daha bulunmaktadır ama Ahlat'ın asıl ünü meydan mezarlığına bağlıdır. Ahlat Selçuklu Mezarlığı, Osmanlı döneminden öncesine ait mezarlardan oluşuyor. Meydan mezarlığı yaklaşık 210 dönüm arazi üzerine kurulu Türk-İslam dünyasının da en büyük tarihi İslam mezarlığı olarak biliniyor. Bu unvanı da hak ediyor. Burada 1966 yılında arkeolojik kazı çalışmaları başlatılmış. 2006 yılından sonra kazı açısından bir duraklama olmuş. 2011 yılında da Prof. Dr. Recai Karahan başkanlığında başlatılan kazılar hala devam ediyor."
Yaptıkları tespitlere göre alanın bin 500'ü nitelikli olmak üzere 8 binin üzerinde mezar barındırdığını aktaran Kulaz, toprağın altında da mezarların bulunduğunu, tüm yüzeyde kazı gerçekleşirse 10 binin çok üzerinde mezar çıkarılacağını vurguladı.
2011 yılından itibaren çalışmaların genellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı Müzeler Genel Müdürlüğü ile koordineli yürütüldüğünü dile getiren Kulaz, Bakanlığın da isteği üzerine daha çok restorasyon ve konservasyon çalışmalarına ağırlık verildiğini bildirdi.
Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Kulaz: Bin 500 taşın tamamına müdahale ettik
Mezarlıkta temizlik, çevre düzenlemesi, kazı, konservasyon, basit oranım ve restorasyon çalışması yaptıklarını anlatan Kulaz, şöyle devam etti:
"Buradaki nitelikli bin 500 taşın tamamına basit onarımla müdahale ettik. Buranın zemini çok sağlam değil. Toprak nemleniyor, köstebekler, kaplumbağalar ve benzeri etkenlerden dolayı şahideler zamanla yana doğru eğilmiş veya bükülmüş. Tamamına müdahale ederek düzelttik. Bunun dışında 750 taşın epigrafik çalışmasını gerçekleştirdik. Sanduka ve şahideler ile yüzeydeki bütün yazıları kayıt altına aldık. Türkçe anlamlarını web sitesinde hazır hale getirdik. Bunları yakında yayına dönüştüreceğiz. Burada çok miktarda kırık taş var. Bunlardan 75'ini tümledik. Bin taşa basit onarımla müdahalede bulunduk. 700 şahidenin çizimini gerçekleştirdik, sandukaların çizimi devam ediyor. Önceki kazı ekiplerince ortaya çıkarılan birkaç akıt (oda mezar) vardı. 8 akıtın da kazısını gerçekleştirerek gün yüzüne çıkardık. Akıtların konservasyonunu yaparak yıpranmalarını engellemeye çalıştık. Bu güne kadar 800'e yakın taşın liken temizliğini gerçekleştirdik. Mezarlık ziyaretçi çeken konumda olduğu için yılda iki kez ot temizliği yapıyoruz."
Kültür turizmi açısından bu bölgede en dikkat çeken yerlerin başında Selçuklu Mezarlığının geldiğine dikkati çeken Kulaz, "Ahlat'ta meydan mezarlığında ve diğer yerlerde yapılacak çok iş var. Burası UNESCO kültür mirasına girmeyi fazlasıyla hak eden bir yer. Bugüne kadar fazla çalışma yapılmadığı için ve de tanıtım yapılmadığı için maalesef o listeye giremedi. Mezarlığın kısa sürede asıl listeye alınacağını umuyorum." dedi.
UNESCO'nun Kalıcı listesine alınması için çalışmalar sürdürülüyor
Bitlis Kültür ve Turizm Müdürü Ramazan Gencan da UNESCO'nun geçici listesinde yer alan Selçuklu Mezarlığı'nın asıl listeye alınması için Kültür ve Turizm Bakanlığınca çalışmaların devam ettiğini anlattı.
Mezarlıkta kazı, restorasyon, konservasyon, çevre düzenlemesi, tanıtım ve eserlerin kayıt altına alma çalışmalarının yürütüldüğünü aktaran Gencan, şunları söyledi:
"Ahlat Selçuklu Mezarlığı asıl listeye girmeyi hak eden önemli bir destinasyon. En büyük Türk İslam mezarlığı olan Selçuklu Meydan Mezarlığı adeta tarihe ışık tutuyor. Mezarlıkta UNESCO kriterlerine uygun çalışmalar yürütülüyor. 2000 yılında UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası geçici listesine alınan mezarlığın 2019 yılında asıl listeye alınması için Bakanlığımız tarafından çalışmalar devam ediyor."
Ankara'dan gelerek 25 kişilik ekiple Ahlat Selçuklu Mezarlığını ziyaret eden turizm acentesi sahibi Yasemin Kocaman da Selçuklu Mezarlığına hayran kaldıklarını dile getirdi.
Bölgede büyük bir tarih olduğunu ve bu nedenle buralara çok fazla tur yapmak istediklerini vurgulayan Kocaman, "Bu güzellikleri sosyal medya aracılığıyla yayıyoruz. Eminim ki buralara çok turist getireceğim" dedi.
Şener Toktaş, Ali İhsan Öztürk - AA