Amazon ormanlarında 2500 yıllık on binlerce kişinin yaşadığı dev antik kent olduğu kanıtlandı
Arkeoloji kazıları yanı sıra teknolojik sistemler kullanılan çalışmalarda yaklaşık 20 x 10 metre boyutlarında ve ortalama 2-3 metre yüksekliğinde 6 bin dikdörtgen platform tespit edildi. Arkeologlar çoğunun ev, bazılarının tören amaçlı olduğunu düşündüğü yapılar arasında 140 X 40 metrelik platform dikkat çekiyor. Platformları birbirine bağlayan yol, patika ve kanallar geniş bir alanın iskan edildiğini düşündürüyor. Kazılarda ayrıca ocaklar, çömlekler, öğütme taşları ve yanmış tohumlar bulundu.
Güney Amerika'da Mezo Amerikan Medeniyetlerine ait pek çok tarihi yapıya evsahipliği yapan Peru'nun komşu ülkesi olan Ekvador Cumhuriyeti'nin güneyinde, Amazon ormanlarında yer alan Upano bölgesinde, binlerce yıldır yemyeşil bitki örtüsüyle gizlenmiş devasa bir antik kent bulundu. Antik Kentin büyüklüğü ve sistemli mimari planı, burada yaşayanların Meksika ve Orta Amerikaki Maya toplumlarından bile daha büyük ve gelişmiş bir kent bilincine sahip olduğunu gösteriyor.
Amazon ormanlarının bitki örtüsüyle kaplanmış 2 bin 500 yıllık devasa antik kenti keşfeden arkeologlar, yeni arkeolojik keşfin, bölgede avcı toplayıcı olarak yaşadığı varsayılan antik toplumlar hakkındaki görüşleri tamamen değiştireceğini savunuyorlar.
Arkeologlar, 2 bin 500 yıl önce kurulan kentte insanların yaklaşık 1000 yıl yaşam sürdüğünü tahmin ediyor. Kentin kurulduğu topraklar olduça verimli ama yakınında çevresini sık sık tehdit eden bir yanardağ bulunuyor.
Arkeoloji Kazılarının yanı sıra lazerle tespit yöntemleri de kullanıldı
Alandaki arkeoloji kazıları hayli eski. Arkeololar burada bir şehrin varlığına dair ilk kanıtları 1970'lerde bulmuş ancak mevcut bilimsel verilere ters kaldığı için yanılgı olabileceği ihtimalini göz önünde tutmuşlar. Saha sonra teknolojik imkanların verdiği bilgilerle araştıralar derinleştirilmiş ve 25 yıllık çalışmaların verdiği sonuçlarla kapsamlı bir araştırma gerçekleştirmeye karar verilmiş.
Araştırmada arkeologlar, yaklaşık 300 kilometrekarelik alandaki kazı çalışmalarının yanı sıra yoğun bitki ve ağaçların altında bulunan antik kentleri havadan tespit edebilen lazer teknolojisini kullandı.0 Bu teknolojiyle ev ve tören alanı olarak kullanıldığı düşünülen 6 bin dörtgen platform tespit edildi.
Arkeologlar bir uçağa yerleştirdikleri Lidar teknolojisine sahip lazer tarama cihazı ile yoğun bitki ve ağaçların altındaki şehrin kalıntılarını taradılar. Taramaalra göre yaklaşık 20 metre (66 ft) x 10 metre (33 ft) boyutlarında ve ortalama 2-3 metre yüksekliğinde 6.000 dikdörtgen platform tespit edildi. Bu platformlar merkezi bir konuma sahip bir meydanın etrafında üç ila altı birimlik gruplar halinde düzenlenmişlerdi.
Arkeologlar bunların çoğunun ev olduğunu, bazılarının tören amaçlı kullanılabildiğini tahmin ediyor. Onların arasına kalan 140 metreye (459 ft) 40 metre (131 ft) ebadındaki devasa platform özellikle dikkat çekiyor.
Platformları birbirine bağlayan yollar, patikalar ve kanalların bulunması, geniş bir alanın iskan edildiğini düşündürüyor. Düz yollardan ve patikalardan oluşan bir ağ, 25 km'ye (16 mil) uzanan bir platform da dahil olmak üzere birçok platformu birbirine bağlıyordu.
Arkeolgolar, yolların araştırmanın en dikkat çekici kısmı olduğunu belirterek, sistemli yapılaşmaya sahip şehir planının bölge ile ilgili mevcut bilgilere çok aykırı olduğuna dikkat şekiyorlar.
Yeni bulgular Güney Amerika toplumlarının tarih öncesine dair tüm bilgileri yerle bir ediyor
BBC News muhabiri Georgina Rannard'ın haberine göre; Amazon bölgesinde daha önce keşfedilen antik yerleşim alanlarının küçük çaplı olduğunu, antropolog ve tarihçilerin bundan hareketle insanların göçebe yaşam sürdüğünü düşündüklerini belirten bilim insanları, keşfedilen yeni antik kentteki mimari yapılaşma planının "hayret verici" şekilde ve daha önceki bilgileri temelinden sarsacak nitelikte olduğunu belirtiyorlar.
Araştırma ekibinin lideri, Fransa Ulusal Bilim Araştırma Merkezi'nden Prof. Dr. Stephen Rostain, "Aslında yıllar önce kazılara başladığımızda burada bir kent olduğunu fark ettik. Fakat emin olamadık. Çünkü akademisyenler mevcut bilgilere aykırı bulguların yanılgı olduğuna inanıyorlardı. Bulgularımızın mevcut bilgileri değiştirmesi için itiraz edilemez şekilde kanıtlanması gerekiyordu. Teknolojik imkanlar bunu bize sağladı. Artık kimse burada bir şehir olduğunu inkar edemiyor. Burası, Amazon'da bildiğimiz diğer tüm antik yerlerden daha eski. Avrupa merkezli bir medeniyet bakış açımız var ancak bu keşif, kültür ve medeniyet konusunda fikrimizin değişmesi gerektiğini gösteriyor." dedi.
Konuyla ilgili makalenein yazarlarından Antoine Dorison "Bu keşif, Amazon kültürlerine bakışımızı değiştirdi. Burada yaşayan birçok insan küçük gruplar halinde, muhtemelen çıplak, avcı toplayıcı olarak resmediliyordu ancak bu keşif bize insanların şehir hayatı yaşadığını gösterdi." şeklinde konuştu
Araştırmalara dahil olmayan ancak alandaki çalışmaları yakından takip eden Exeter Üniversitesi'nden arkeoloji profesörü José Iriarte, "Maya gibi, ancak tamamen farklı mimariye, arazi kullanımına ve seramiklere sahip başka bir uygarlık keşfettiğinizi hayal edin. Sekizgen ve dikdörtgen platformlardan oluşan Güney Amerika medeniyeti tamaen ünik. Yerleşimler arasındaki uzun batık yollar, toplumun açıkça iyi organize edilmiş ve birbirine bağlı olduğunu söylüyor. Orada yaşayan insanlar ve toplumları hakkında çok fazla şey bilinmiyor. Platformlarda çukurlar ve ocakların yanı sıra kavanozlar, bitkileri öğütmek için taşlar ve yanmış tohumlar bulundu. Orada yaşayan Kilamope ve Upano halkı muhtemelen çoğunlukla tarıma odaklanmıştı. İnsanlar mısır ve tatlı patates yiyordu ve muhtemelen bir tür tatlı bira olan 'chicha' içiyordu" yorumunda bulundu.
arkeolojikhaber