Anasayfa / Etkinlikler

Anadolu'da Kültürlerarası Karşılaşmalar paneli

"Anadolu'da Bizanslılar, Persler ve Osmanlılar Arasında Kültürlerarası Karşılaşmalar" başlıklı panel düzenlendi.

 

ANKARA: Bilkent Üniversitesinde Prof. Dr. İlber Ortaylı ve Prof. Dr. Mehmet Kalpaklı'nın katılımıyla "Anadolu'da Bizanslılar, Persler ve Osmanlılar Arasında Kültürlerarası Karşılaşmalar" paneli yapıldı.

Panele, tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı ve Bilkent Üniversitesi Tarih ve Türk Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Mehmet Kalpaklı'nın yanı sıra çok sayıda akademisyen katıldı.

Açılış konuşmasını yapan Ortaylı, Anadolu'da Pers kültürü gibi birçok kültürün bir araya gelerek ortak zenginlik oluşturduğuna işaret ederek, "Topkapı Sarayı'ndaki görevim sırasında, Tahran Arkeoloji Müzesi ile yakın temas içindeydik, beraber sergi açtık." ifadesini kullandı.

Fars, Rum ve Osmanlı medeniyetlerinin benzerlikler gösterdiğini dile getiren Ortaylı, bu medeniyetlerin halklarının da benzer olduğunu, toplulukların ortak kültür ve medeniyetleri birlikte oluşturduğunu belirtti.
"Bizim kendimize ait yollarımız vardı. Bizans çağlarında Venedik ve İstanbul arasındaki cadde ve yollar Milano, Lombardiya, Cenevre, Piza'daki yollar gibiydi" ifadesini kullanan Ortaylı, Kuzey Afrika, Mısır, Smirna (İzmir), Kius (Bitinya Krallığı'ndaki Kius şehri) ve Suriye'nin kasabalarında İtalyan izleri bulunduğunu söyledi.

Osmanlı tarihinin ayrıntılı araştırılabilmesi için diğer ülke ve kültürlerle temas halinde olunması gerektiğini dile getiren Ortaylı, Ankara ve İstanbul'daki üniversitelere çağrıda bulunarak, "Bizim İtalyancayı, Orta Çağ İtalya dönemini bilmeye ihtiyacımız var. Osmanlı'nın tarihini inceleyebilmemiz için Vatikan, Venedik, Milano gibi yerlerdeki kaynakları anlayabilmemiz lazım." diye konuştu.

Kervanlar, peri masalları, şiirler, hikayeler taşır
Prof. Dr. Mehmet Kalpaklı, Anadolu'daki bir arada varoluşun bölgeye kültürel farklılıklar ve zenginlikler sağladığını ifade ederek, Anadolu'nun Doğu ve Batı kültürlerinin ortasında yer aldığını belirtti.
Anadolu'da kralların, sultanların, şahların bir arada yaşadığını anlatan Kalpaklı, seyyahların, haçlıların, hacıların, azizlerin bu arenada dolaştıklarını dile getirerek, kervanların sadece tüccarları değil, şiirleri, peri masallarını, hikayeleri, müzik enstrümanlarını yani kültürü de beraberlerinde taşıdıklarını ifade etti. Kalpaklı, şunları söyledi:

"Mesih-i Tebrizi bir Osmanlı şairi ve aynı zamanda tüccarıydı. Tebriz'de doğmuş, İstanbul'a gelmişti. İstanbul'dan Edirne'ye oradan da Venedik'e gitmişti. Elbette ticaret yapmak için katettiği ülkelerde kültürlerin taşınmasına da hizmet etmişti. Tüm sermayesini kaybeden ve Venedikli bir kadına aşık olan Tebrizi, İstanbul'a dönecek parası kalmayınca, geçimini sağlamak için İtalyan çocuklara Farsça ve Türkçe öğretmişti."

AA Ahmet Furkan Mercan