Ani Arkeoloji Kazılarında hedef 'gömü' bulmak!
Rus arkeolog Nicholas Marr; 1. Dünya Savaşı başladığı sırada Ani Antik Kentinden çıkarılan eserlerden bir kısmını Rusya ve Ermenistan'a, 2 vagon eseri Erivan Müzesine, 2 vagonu da Rusya'da Ermitaj Müzesi'ne götürdü. Rusya ve Ermenistan'a götüremediği eserleri ise gömdüğü rivayet ediliyor.
Türkiye-Ermenistan sınırındaki Ani Antik Kenti, Ermeni krallıklarından Bizanslılara, Selçuklulardan Gürcülere ve Osmanlılara birçok imparatorluğa tanıklık etmiş. Ermeni Bagratuni Hanedanlığı döneminde ise bölgenin en önemli kültür ve göç merkezi haline gelmiş.
Sayısız medeniyete ev sahipliği yapan Ani'deki restorasyon 2011'de başladı. Zamanın yıkıcı etkisinden kurtarılmaya çalışılan Ani geçen yıl UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alındı.
Bu gelişmenin ardından Ani'deki kazı çalışmaları da hızlandı. Kazıya Pamukkale Üniversitesi'nden Prof. Dr. Fahriye Bayram başkanlık ediyor.
Sabah gazetesinden Uğur Yıldırım'ın haberine göre; birçok tarihi eseri gün yüzüne çıkaran 17 kişilik ekibin en büyük hedefi ise 1892'de Ani'de kazılar yapmış Rus arkeolog Nicholas Marr'ın toprak altına gömdüğü eserleri ortaya çıkarmak.
Prof. Dr. Fahriye Bayram arkeolojik kazılarla ilgili şunları söylüyor: "Şimdi surların onarım işlemleri gerçekleştiriliyor. Surlarda yapılan kazılarda bir odada tandır ve buğday taneleri bulundu. Bu da bize surların içerisinde yaşam alanlarının, evlerin inşa edildiğini gösteriyor. Aslanlı Kapı'nın doğusundan başlayarak tüm surların önünü kazacağız. Bu sene yaptığımız kazılarda çok sayıda İslami sikke çıktı. Onun dışında çok kaliteli seramikler var. Ani ören yeri, Efes'le boy ölçebilecek kapasitede bir yer."
"1900'lü yıllarda Rus bilim insanı Marr ayakta kalan eserlerin çoğunun üzerinde çalışmış. Buraları daha önce kazmış. Söylenenlere göre buradan çıkarılan eserleri 1. Dünya Savaşı başladığı sırada Rusya ve Ermenistan'a götürmüş. 2 vagon eseri Erivan Müzesi'ne, 2 vagonu da Rusya'da Ermitaj Müzesi'ne götürmüş. Rusya ve Ermenistan'a götüremediği eserleri yine aynı alana gömmüş. Onların da gün yüzüne çıkartılmasını hedefliyoruz. Geçen yıl kabartmalı çok güzel parçalar bulduk. Yöre halkının 'Şahmeran' dediği ama bizim bilimsel anlamda 'Harpi' dediğimiz kabartmalı bir taş bulduk."