Anasayfa / Turizm

Antalya'da Uluslararası Resort Turizm Kongresi gerçekleştirildi

Antalya'da, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği'nin (AKTOB) düzenlediği 14. Uluslararası Resort Turizm Kongresi" sona erdi. İş Bankası ana sponsorluğunda kentteki bir otelde gerçekleştirilen, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un da açılışına katıldığı kongrede, paneller, oturumlar ve sunumlar gerçekleştirildi.

 

Antalya'da, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliğinin (AKTOB) bu yıl 14'üncüsünü düzenlediği "Uluslararası Resort Turizm Kongresi" sona erdi.

İş Bankası ana sponsorluğunda kentteki bir otelde gerçekleştirilen, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un da açılışına katıldığı kongrede, paneller, oturumlar ve sunumlar gerçekleştirildi.

Teması "Cumhuriyetimizin Yeni Yüzyılında Turizm" ve "Kolektif Zanaat, Yeni Turizm Çağı" olan kongrede, turizmciler tecrübelerini paylaştı, yeni trendler ve sorunlar da değerlendirildi.

Bakan Ersoy, Antalya'da Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliğinin ev sahipliğinde, İş Bankası ana sponsorluğunda düzenlenen "14. Uluslararası Resort Turizm Kongresi"nde yaptığı konuşmada, sektörün en prestijli buluşmalarından birinİ gerçekleştirmenin gururunu yaşadıklarını söyledi.

Buluşmanın Türk turizminin vizyonunu dünyayla paylaşmak ve sektördeki yenilikçi yaklaşımları tartışmak için benzersiz bir platform sunduğunu dile getiren Ersoy, "Birlikte üreteceğimiz çözümler, kuracağımız işbirliği ağları ve paylaşacağımız deneyimler, sektörümüzün gücüne güç katacak, sürdürülebilir ve yenilikçi bir turizm anlayışının kapılarını daha da açacaktır." diye konuştu.

Kongrenin teması olan "Cumhuriyetimizin Yeni Yüzyılında Turizm" ve "Kolektif Zanaat, Yeni Turizm Çağı" mottosunun sektöre dair güçlü bir vizyon ortaya koyduğuna işaret eden Ersoy, zanaatkarlığın turizmde yalnızca bugünü değil, geleceği de inşa etme sorumluluğunu hatırlattığını vurguladı.

Ersoy, başarılı bir geleceği inşa etmenin ancak birlikte ve büyük bir titizlikle çalışmakla mümkün olacağını kaydederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu yılki kongre ayrıca sektörümüzün karşı karşıya olduğu meydan okumaları ve fırsatları ele alırken, aynı zamanda inovasyon ve işbirliği odaklı yeni yollar keşfetmemizi de sağlayacak. Turizm sektörümüz Cumhuriyetimizin ilk yüzyılında, ekonomik kalkınmamıza sağladığı önemli katkıların yanı sıra Türkiye'nin uluslararası alandaki imajını güçlendiren ve kültürel zenginliklerimizi dünyaya tanıtan bir köprü görevi görmesiyle önemli rekorlara imza atmıştır. Ülkemizin eşsiz doğal güzelliklerinden, tarihi ve kültürel mirasına, misafirperverlik anlayışımızdan, gastronomi gibi özgün değerlerimize kadar her bir unsuru birer cazibe merkezi haline getirerek, Türkiye’yi global turizm sektöründe öncü ülkelerden biri konumuna taşımıştır."

Cumhuriyetin ikinci yüzyılında ise turizm sektörünün karşısında çok daha "geniş bir vizyon" ve "derin bir sorumluluk" bulunduğunu anlatan Ersoy, artık yalnızca ekonomik kazanımları değil, çevresel sürdürülebilirliği, kültürel değerlerin korunmasını ve gelecek nesillere aktarılmasını odağa alarak, daha kapsayıcı ve yenilikçi bir turizm anlayışını hayata geçirmek zorunda olduklarını ifade etti.

Ersoy, yeni yüzyılın aynı zamanda dijitalleşme ve teknolojinin rehberliğinde, turistlerin beklenti ve ihtiyaçlarına daha hızlı, daha kişiselleştirilmiş çözümler sunmayı gerektirdiğini söyledi.

Vali Hulusi Şahin, açılışta yaptığı konuşmada, cari açığın kapatılmasında turizmin çok etkili olduğunu hatırlatarak, turizmdeki 60 milyar dolarlık gelir hedefine adım adım ilerlediklerini söyledi.

Türkiye'nin turizm alanında dünyada örnek işlere imza attığını ve öncü olduğunu belirten Şahin, "Salgında gördük başkalarının tökezlediği yerde vites artıran bir ülke olduk, bununla gurur duyuyoruz. Antalya olarak da bizler Türkiye turizminin üçte birini hem sayı hem gelir anlamından karşılıyoruz." dedi.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek kongrenin turizm sektöründe yaşanan gelişmelerin değerlendirildiği ve geleceğe yönelik stratejilerin belirleneceği bir buluşma olduğunu dile getirdi.

Kentte yaptıkları yatırımları anlatan Böcek, deniz temizliğinin göstergesi olan mavi bayrak sayısını Antalya'da 233'e çıkardıklarını, geleceğe yönelik yatırım ve projeleri hayata geçirmeye devam edeceklerini ifade etti.
Böcek, "Altyapı çalışmalarımızın yanı sıra Türkiye'de ilk olan elektronik gemi denetim sistemi, kurduğumuz gemi atık alım istasyonları, aldığımız deniz koruma tekneleri ile denizlerimizi koruyoruz." dedi.

Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Erkan Yağcı  turizmin barış dili olduğunu, yapay zekanın turizmde önem arz ettiğini belirtti.

 Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, "2026'nın sonunda yüzde 10'lu bir enflasyon rakamını görebileceğimiz kanaatindeyim. Dengelerin o zaman tesis edileceğini, ondan sonrasında pek çok problemi çözmenin de kolaylaşacağını düşünüyorum." dedi.

Aran, Antalya'da Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliğinin bu yıl 14'üncüsünü düzenlediği ve İş Bankasının ana sponsorluğunu üstlendiği "Uluslararası Resort Turizm Kongresi"nde, turizmin Türkiye için özellikle dış ticaret açığının finansmanı açısından kritik bir sektör olduğunu belirtti.

Bu yıl ve 2025 için turizm sektörüne ilave 1 milyar dolar kaynak ayırdıklarını ifade eden Aran, yatırım, sürdürülebilirlik ve renovasyon alanında bu kaynağın 612 milyon dolarlık bölümünü de kullandırdıklarını söyledi.

Aran, kapanan kredilerle birlikte kredi bakiyesinde de 1,5 milyar doları aştıklarının altını çizdi.

Turizm yatırımı için harcanan parayı, hem istihdama hem de döviz gelirine olan etkisi nedeniyle Türkiye için doğru harcama alanı olarak gördüğüne işaret eden Aran, "Enflasyona tesir eden bir kredi genişlemesi olarak değil, doğrudan enflasyonu düşürmeye yönelik hatta döviz açığımızı, dış ticaret açığını kapatmaya yönelik çok olumlu bir alan olarak görüyorum. O yüzden buradaki kredi sınırlamalarının, turizmdeki yatırımlara özgü olarak tekrar gözden geçirilebileceğini düşünüyorum." diye konuştu.

Turizm sektöründe İş Bankasının nakdi kredilerden aldığı payın geçen yıl yüzde 9,4 olduğunu, bu oranın yüzde 11,2'ye çıktığını, gelecek yıl ise yüzde 12,5 seviyesine ulaşmayı hedeflediklerini anlatan Aran, şöyle konuştu: "İş Bankasının turizm sektörüne desteğini rakamlarla göstermek arzusundayız. Şu anda 46 bin turistik otel ve işletmede turizm kartımız kullanılır durumda. Ülkemizde ilk defa bir banka, bir şubesini turizm alanına özgülemiş durumda. İlk turizm ihtisas şubemizin açılışını dün Antalya'da yaptık. Turizm ihtisas şubesi ve bir bankada turizm bankacılığı bölümünün olması, konuya nasıl stratejik yaklaştığımızı göstermesi adına kıymetli. Turizm ihtisas şubesini diğer şubelerden ayıran en temel özellik de turizmi bilen, turizmin sorunlarını bilen, turizm ajandasına hakim ve bu konuda İş Bankasının tüm ayak izlerini bilen bankacıların olması. Bu şubeyi, sadece bir finansman ihtiyacının giderildiği yer olarak görmüyoruz. Bunun, turizm sektörünü hangi sorunlar bekliyorsa, hangi projeler bekliyorsa o sorunların çözümünde, o projelerin yapılmasında beraber bir yol arkadaşlığı anlamına geldiğine inanıyorum."

İş Bankası ile turizm sektörünün bazı alanlarda birlikte hareket edebileceğini vurgulayan Aran, bunlardan birinin sürdürülebilirlik olduğunu dile getirdi.

Aran, bu konuda tüm turizmcilerin ajandasında olan, 2-3 yıl içinde yapmayı düşündüğü dönüşüm konularında bankanın o dönüşüm projelerinin sadece finansörü değil beraber tasarlayabileceği bir paydaşı olabileceğine dikkati çekti.

Teknoloji alanına da değinen Aran, Silikon Vadisi'ndeki inovasyon merkezi aracılığıyla dünyada turizmde teknolojisi ve yapay zeka alanında ne yapıldıysa sektöre aktarabileceklerini vurguladı.

Türkiye'de önlerindeki 2 yıl boyunca yapılacak turizm yatırımlarında 2,6 milyar dolarlık finansman ihtiyacı bulunduğunu söyleyen Aran, İş Bankasının bu ihtiyacın tümünü finans edebilecek güçte ve yeterlilikte olduğunu kaydetti.

Türkiye'de yıl sonunda yüzde 44'lük bir enflasyon beklendiğini anımsatan Aran, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tüm ülke olarak enflasyonu tekrar kontrol altına almak için üzerimize nasıl bir fatura düşüyorsa bunu ödemeye çalışıyoruz. Bunun sonucunda bu çizginin devam edeceğini ve bizim enflasyonla mücadelede başarılı olacağımızı, yıl sonuna geldiğimizde yüzde 50 olan politika faizinin önümüzdeki yıl sonunda yüzde 25'i görebileceğini, yüzde 44 olan enflasyon rakamının da aynı şekilde yarı yarıya azalıp yüzde 22'lik bir seviyeye inebileceğini düşünüyorum. Dolayısıyla bir yıl sonra sorunlarımızın en az iki kat hafifleyebileceğini düşünüyorum. Ama bu yolculuk yine kolay bir yolculuk olmayacak. Çünkü zor bir şeyi başarmaya çalışıyoruz. Bozmak çok kolay, tekrar yerine koymak, yapmak çok zor. O yüzden enflasyonu bizim arzu ettiğimiz tek hanelere indirene kadar 2025 yılı yeterli olmayacak. Bu çizgide 2 yıl devam etmemiz gerekecek. 2026'nın sonunda yüzde 10'lu bir enflasyon rakamını görebileceğimiz kanaatindeyim. Dengelerin o zaman tesis edileceğini, ondan sonrasında pek çok problemi çözmenin de kolaylaşacağını düşünüyorum."

2024 yılında 3 kredi derecelendirme kuruluşunun Türkiye'ye ilişkin not artırımlarına da değinen Aran, 2025'te ülke notunun bir basamak daha artmasını, bunun olması halinde CDS'in 200'ün altına düşmesini öngördüğünü söyledi.

Aran, 2025 sonunda çok daha dengeli, çok daha güçlü bir ekonomiye sahip olunacağını düşündüğünü sözlerine ekledi.

TUI Grubunun CEO'su Sebastian Ebel, deneyim ve görüşlerini sektör temsilcileriyle paylaştı. Turizmin önemini anlatan Ebel, Türkiye'nin turizmdeki başarısına değindi.

AKTOB Başkanı Kaan Kavaloğlu da birlik olarak 40 yıl boyunca sektördeki birçok zorluğu aşarken, her zaman misafir memnuniyetini, kaliteyi ve misafirperverliği en ön planda tutarak Türkiye'yi bir dünya markası haline getirdiklerini kaydetti.

Zorluklar ne kadar büyük olursa olsun, güç birliği yaparak sektörü her zaman daha ileriye taşımayı başardıklarına dikkati çeken Kavaloğlu, "Türkiye'de konaklama sektörünün en güçlü özelliklerinden biri de yatırımcılarının çok büyük oranda yerli ve milli olmasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Turizm sektöründeki tüm paydaşlarla birlik ve beraberlik içinde çalışmaya, istikrarla daha kapsayıcı ve daha verimli bir turizm sektörü inşa etmeye davet edeceklerini söyleyen Kavaloğlu, şöyle devam etti: "Veriler, yeni jenerasyonların yüzde 90 gibi büyük bölümünün dijital etkileşimle seyahatlerini planladıklarını gösteriyor. Yakında en güçlü seyahat grubunu oluşturacak bu kitlelerin seyahat motivasyonları 'teknoloji ve ekoloji' olacaktır. Yapılan bir araştırmada, çevre dostu bir otel seçmeyi düşünen gezginlerin oranı kuşaklara göre en yüksek oranla bu belirttiğim genç kuşaklarda geliyor. Konaklama sektörü olarak, sadece büyümeyi değil, aynı zamanda daha sürdürülebilir ve kapsayıcı bir gelişim göstermeyi hedefliyoruz. Teknolojinin turizmle entegrasyonu, dijital pazarlama, turizmin yerel halkla buluşturulması ve sürdürülebilir projeler gibi konular önümüzdeki yıllardaki stratejimizin temel hedef ve konuları olacak."

AKTOB Başkanı Kaan Kavaloğlu, bu kapasitede bir kongrenin 14'üncüsünü gerçekleştirmenin büyük bir gurur olduğunu belirterek, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında AKTOB'un 40'ıncı yılını kutladıklarını söyledi.

Kongrede önemli konuşmaların gerçekleştirildiğini anlatan Kavaloğlu, "Konaklama sektöründe dünyada çok önemli bir yerdeyiz. Dolayısıyla özellikle her şey dahil, deniz, kum, güneş dediğimiz kitlesel turizm hareketinde dünyada çok önemli ülkelerden biriyiz. Antalya'sız ve Türkiye'siz dünya turizmi düşünülemez. Konaklama sektörü olarak başarıyla işin altından kalkıyoruz." diye konuştu.

Kavaloğlu, "15. Uluslararası Resort Turizm Kongresi"ni de 20 Kasım 2025'te gerçekleştireceklerini sözlerine ekledi.

Rixos Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince de Mısır ve Dubai'deki turizm sürecini anlatarak, turizmde ulaşılabilirliğin, plajların, finansmanın önemine değindi.

Yeni otel yapmak yerine markalaşmaya önem vermek gerektiğini aktaran Tamince, şunları kaydetti:

"Yeni yatırım mı yapmalıyım, markamı mı artırmalıyım? Bu ikilemi ben yıllarca yaşadım. Tezgahın başında oturup, girişi çıkışı personel alımını mı takip edeyim, yoksa dışarıda yeni iş mi kovalayayım? Neticede ikisini birden yapamıyordum. Birinden diğerine geçmem lazımdı. Markanın dünyada bilinirliğine yatırım yapmalı mıyım? İtibar edilmiş markasınız ve işletmeniz için kim oteli size verir? Antalya'da biz kimseye otelimizi vermedik, 'biz sizden daha iyi yaparız' dedik. Biz ilk en zorundan başladık, kimse bizi tanımıyordu ve tesisini vermek istemiyordu."

Türkiye'nin siyasi durumu ve dünyadaki algısıyla ilgili bilgi veren emekli büyükelçi Ömer Önhon da Türkiye'nin kültür ve turizmde özellikle son yıllarda kat ettiği mesafeyi herkesin gördüğünü belirterek, ülkeyi ziyaret eden turist sayısının 56 milyona dayandığını anlattı.

Turizm gelirinin çok arttığına değinen Önhon, turizm altyapısının çok geliştiğini, tesislerin, hizmet kalitesinin iyi, kültür varlıklarının çok fazla olduğunu ifade etti.