Arakhne Efsanesi
Arakhne Efsanesi nedir?
Arakhne Efsanesi: Bir söylenceye göre Hypapialı genç kız Arakhne o kadar güzel nakışlar işler ve kilimler dokurmuş ki, periler bile onu şaşkınlıkla izlerlermiş.
Kız, el işi konusunda bildiklerini kentteki diğer kadınlara da öğretmiş. Arahkne bununla da kalmayıp, insanlara el işi öğreten Tanrıça Athena'dan bile daha güzel gergef gerebileceğini iddia etmeye başlamış. Athena bu duruma çok sinirlenmiş ve yaşlı bir kadın kılığına girip kızın yanına gitmiş. Ona alçak gönüllü olmasını ve tanrıların işine karışmamasını söylemiş. Ancak Arakhne yaşlı kadının sözünü dinlemek bir yana Athena ile yarışabileceğini söylemiş. Bunu üzerine Tanrıça kim olduğunu açıklamış ve gergef yarışına başlamışlar. Athena Olympos Dağında yaşayan ünlü 12 tanrıyı, Arakhne ise Baş Tanrı Zeus'un Eorupe'yi kaçırışını nakşetmiş. Yarışma tamamlandığında kızın kendisinden daha iyi olduğunu gören Tanrıça daha da sinirlenerek onu örümceğe çevirmiş. Böylece Arakhne, sonsuza dek nakış işlemek yerine ağ örmekle cezalandırılmış.
Halk arasında oldukça popüler olan bu efsaneden hareketle Hypapia'nın Lidya'da önemli bir yün dokuma ve kumaş boyama merkezi olduğu sonucuna varılabilir.
Hristiyanlık döneminde önemini koruduğu anlaşılmaktadır. Kilise kayıtlarına göre Efes Metropolitine bağlı bir piskoposluk merkezi olan kent İ.S. 12. Yüzyılın sonlarında kısa süre metropolitliğe yükseldi.
Hypaipa günümüzde ilçemiz Ödemiş'e birkaç kilometre mesafede bulunan Datbey (Günlüce) Köyü sınırları içindedir. Ortasından akan bir dere üzerine kurulmuş, sağlam durumdaki dört köprüsüyle dikkat çekicidir.
Tarihi eserleri yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan kentte 2012 yılından beri Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nün yürüttüğü yüzey araştırmaları yapılmaktadır.
Hypaipa hakkında bilinen en ünlü efsane Arakhne efsanesidir.
Arakhne efsanesi: Arakhne Lydia'lı bir kızmış, babası İdmon Kolophon kentinde kumaş boyacılığı yaparmış, kızı da iş işlemede, nakış yapmada, kilim dokumada öylesine usta, öyle becerikliymis ki, yokmuş onun üstüne bütün bölgede. Dağdan, ormandan periler bile gelir, şaşakalırlarmış yaptığı işlere. Lydia kızları, kadınları bilinçli, giderek gururlu olurmuş. Arakhne de ölümlülere elişlerinin hepsini öğretmiş olmakla geçinen Atina'nın bas tanrıçası Athena ile gergefte boy ölçüşebileceğini ileri sürer dururmus. Tanrıca buna kızmış, bir kocakarı kılığına girip çıkmış Arakhne'nin karşısına. Öğütler vermiş, daha alçakgönüllü olmasını, tanrılarla boy ölçüşmekten sakınmasını salık vermiş. Ama Arakhne hic oralı olmamış, Athena isterse gelsin nakısta yarışalım demiş. Tanrıca da o zaman kim olduğunu açıklayarak başlamışlar gergef başında yarışmaya. Athena Olympos'un on iki büyük tanrısını işlemiş nakısına, Arakhne ise tanrıların pek şanlı olmayan serüvenlerini canlandırmış: Zeus'un Europe'yi kaçırmasını, Danae'ye yaklaşmasını filan. İşlerini bitirince Athena bakmış ki kızın nakısı kusursuz, kendininkinden aşağı kalmıyor, geçiyor bile. Derken büyük bir öfkeye kapılıp kırmış Arakhne'nin gergefini, yırtmış nakısını. Lydia'lı kız üzüntüsünden kendini asmış. Ama tanrıça hamarat sanatçıyı bir örümcek kılığına sokmuş ki, sonsuzluğa dek tozlu duvar köşelerinde ag örsün de hiçbir faydasını görmesin.