Anasayfa / Müzeler

Arkeoloji tarihinin tartışılan oyuncakları

Anadolu topraklarında, Neolitik Çağ’dan kalma, oyuncak olduğu tahmin edilen bazı arkeolojik kalıntıların 'oyuncaklığı' tartışılıyor. Mardin Müzesi ve Kayseri Müzesinde sergilenen bazı örneklerin gerçekten oyuncak olup olmadığı merak konusu.

 

Eski çağlarda ağaç, kemik, toprak, cam ya da metal gibi doğada bulunan pek çok malzeme oyuncak ve oyun yapımında kullanılmış. Arkeolojik açıdan dünyanın en eski oyuncağı ise tartışma konusu. Neolitik ve öncesi dönemlere ait bazı buluntuları oyuncak olarak değil, dinsel bir ritüelin parçası olarak değerlendiren bilim insanları da var.

Aktüel Arkeoloji Dergisi Eylül sayısında tarih öncesi dönemlere ait oyun ve oyuncakları geniş bir dosya olarak ele aldı. Dosyada ilk oyunlar ve oyuncaklar ile bugün hâlâ tartışmaları devam eden bazı buluntuların oyuncak mı yoksa dinsel bir ritüel mi konusu işlendi.

Kerameikos mezarlığında tekerlekli oyuncak at.

Bilim insanları arkeolojik anlamda oyunları izleyebilmek için kazılarda oyunlarla ilgili materyallere ulaşılmasına ihtiyaç duyulduğuna değiniyor. Doğru bir değerlendirme için oyun kuralları da dahil olmak üzere oyunun tüm unsurlarının set halinde bulunması halinde doğru bir yaklaşımda bulunulabileceği kaydediliyor. Bununla birlikte bilim insanları ilk oyun masalarının neolitik döneme tarihlemenin yanlış olmadığı görüşündeler. İlk oyun olarak Orta Fırat ile Güney Suriye arasında bulunan El-Knowm ve Ürdün’de Ain Ghazal yerleşiminde tahminen M.Ö. 7000-6600 tarihlenen oyun masaları gösteriliyor. Yine British Museum’da sergilenen Ur kraliyet mezarlığında bulunan 20 kare bölüme ayrılmış deniz kabuğu kakmalı ahşap oyun masası, yuvarlak oyun taşları ve zarları (M.Ö. 2500 - 2400) bilinenler arasında bir ilk olarak gösteriliyor.

Ur kraliyet mezarlığında bulunan denizkabuğu kakmalı ahşap oyun masası.

İstanbul büyük saray mozaiklerinden çember çeviren çocuk.

ARKEOLOJİK KALINTININ NEREDE BULUNDUĞU ÖNEMLİ

Arkeolojik açıdan dünyanın en eski oyuncağı üzerine yapılan bir araştırma tartışmayı ve spekülasyonları da beraberinde getirdi. Mısır, İndus Vadisi ve Anadolu’nun da içinde bulunduğu dünyanın pek çok yerindeki buluntular oyuncak olarak nitelendirilmiş ve arkeoloji camiasında oyuncak mı dinsel ritüel mi tartışmalarını başlatmıştı. Çatalhöyük eski Kazı Başkanı Ian Hodder figürinlerin nerde ve nasıl bulunduklarının önemli olduğunu belirterek; ‘‘Bir figürin sunak üzerine yerleştirilmiş halde bulunursa o zaman ilahi olanla bir bağı olduğu söylenebilir. Eğer bir figürin başka figürin parçalarıyla beraber, çöp alanlarına atılmışsa, açık alanlarda tekmelenmiş ve aşınmışsa daha dünyevi bir açıklama aranmalıdır’’ diyor.

Louvre Müzesinde sergilenen kabartmalı mermer levhada top oynayan çocuklar.

ANADOLU’NUN İLKLERİ

Anadolu için arkeologlar tarafından oyuncak olarak tanımlanan ilk üç obje ise şöyle:

Hakemi Use kazısının geç Neolitik tabakalarında çıkarılan bir çıngırak,
  Kültepe kazılarında bulunan ve Kalkolitik döneme tarihlenen pişmiş toprak çıngırak


 

Mardin Müzesi’nde sergilenen bir araba modeli
 

Mardin Kızıltepe’de yüzey araştırması sırasında bulunan dolayısıyla bağlantıları tespit edilemeyen ancak şeklinden tekerlekli küçük bir arabaya benzeyen objenin oyuncak olduğu düşünülmekte.

Yine Soğmatar kazılarında ortaya çıkan Erken Tunç çağına ait pişmiş toprak Sümer savaş arabası modeli de oldukça ilgi çekici.

Kayseri Müzesi’nde sergilenen Kültepe kazılarında ortaya çıkan pişmiş toprak çıngırak M.Ö. 1830 - 1700 yıllarına tarihlendirilmekte.

MÖ 950-900 yıllarına tarihlenen mezarda bulunan, Antik Yunan oyuncağı. Tekerlekler üstünde bir at,

Ömer Erbil - Hürriyet