Asil Yaman: Phoenix'te Türkiye'nin en büyük arkeoparkını hayal ediyoruz
Muğla'daki Phoenix Antik Kenti'nin arkeopark olması için çalışmalar sürüyor. Arkeoloji kazılarının devam ettiği antik kentte hüküm süren Antik çağ, Bizans, Menteşe Beyliği ve Osmanlı uygarlıklarına ait izlerinin ziyaretçilere yansıtılması hedefleniyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izni, Muğla Valiliği ve Marmaris Ticaret Odasının desteğiyle süren Muğla'nın Marmaris ilçesi merkezine 49 kilometre mesafedeki Taşlıca Mahallesi'nde bulunan Phoenix Antik Kenti'ndeki kazılar, bölge için hazırlanan proje kapsamında kültür rotasının başlangıcı olması planlanan Apollon kutsal alanında yoğunlaştı.
Arkeopark olarak düzenlenmesi planlanan antik kentteki, tarım terasları ile gastronomi kültürünün ziyaretçilere yansıtılması hedefleniyor.
Phoenix Arkeoloji Projesinin ardından arkeoloji kazıları başladı
"2600 yıllık geçmişe sahip antik kentin adının Doğu mitolojisinde Anka Kuşu ve Zümrüdüanka olarak bilinen Phoenix kuşundan ve bu kuşun ilişkili olduğu hurma ağacından geldiğini hatırlatan Kazı Başkanı, Pennsylvania Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Asil Yaman, "Phoenix Arkeoloji Projesinin (PAP) ilk yılında 82 hektarlık alanda yüzey araştırmaları gerçekleştirdik ve yoğun belgeleme yaptık. Yörede sürdürebilir bir gelecek yaratmak adına 100 öğrencimize kültürel ve ekolojik miras eğitimi verdik. Kırsal mimariyi koruma planını, jeofizik araştırmaları, çağdaş sanat programını hayata geçirdik. Çok yönlü yapısı olan bir antik kentte arkeolojik kazı çalışmalarına ise bu yıl başladık." dedi.
Apollon kutsal alanında kazıların devam ettiğini anlatan Yaman, bu alanın yöredeki 5 önemli kült merkezinden (kutsal alan) biri olduğuna dikkati çekti.
Yaman, bölgeyi aynı zamanda kültür turizmine kazandırmak istediklerini aktararak, ilk etap kazılarda yapının planını anlamaya yönelik çalışma yürüttüklerini ifade etti.
Koruma onarım projeleri geliştirilerek yapıya dair bilimsel çalışmaların yanı sıra görsel verilerin de elde edileceğini kaydeden Yaman, PAP'ın multidisipliner yapıda ele alındığına işaret etti.
Bölgeyi eski yaşantısı ile bugüne taşımak istediklerini dile getiren Yaman, "Yörenin binlerce yıllık yeme içme, sofra kültürünü anlamaya çalışıyoruz. Ot kültürü, yemek tarifleri günümüzde kaybolmaktadır. Bunu da korumak amacıyla gastronomi atölyesi yaptık. Bütün programları yöre halkıyla yürütüyoruz. Projeyle bölgeye somut katkı sunma amacındayız." diye konuştu.
Yaman, kültür varlıklarını ve doğasını koruyan, kültür turizmiyle refahını artırmış bir köy hayal ettiklerinin altını çizerek şöyle devam etti: "Phoenix Antik Kenti, Bozburun Yarımadası'nın kalbinde yer alıyor. Dodekanese adaları, Rodos ve Simi (Sömbeki) ile tarih boyunca çok yakın ilişkiler kurmuştur. Öte yandan ait olduğu coğrafyasıyla organik ilişkisi olmuştur. Bu baskın iki kültür arasında Bozburun ve Phoenix özgün yaşam pratikleri, ölü gömme gelenekleri, yeme içme kültürü geliştirmiştir. Ne tam Rodoslu ne tam Karyalı ancak Khersonesoslu, yani yarım adalı kültürdür bu. Biz bu kültürün izlerini bugün Phoenix'de görüyoruz."
Tarımsal üretime dayalı bir modelin Phoenix'in genlerinde olduğunu vurgulayan Yaman, bu modeli hayata geçirerek bölgeyi eski günlerine kavuşturup yöreye katkı sunmak istediklerini söyledi.
Yaman, kazının en başında olduklarını, gidecekleri daha çok yol olduğunu belirterek, "Kent yakın gelecekte kültür turizmine açılacak. Yalnızca bir antik kent değil, Türkiye'nin en büyük arkeoparkını hayal ediyoruz. Burada Taşlıca köyü çok önemli bir nokta. Yerel yeme içme kültürünü yansıtması, kırsal mimarisiyle önemli. Phoenix Antik Kenti, Antik Portus Cressa Limanı olarak bilinen Serçe Limanı çok önemli. Bu rotada bir kısmı araçla, bir kısmı bisikletle, bir kısmı yürüyerek gezilen çok ayrıcalıklı rota oluşturmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.