Bayburt'un uluslararası ödüllü müzeleri
Uluslararası ödüllü Baksı Müzesi ile Kenan Yavuz Etnografya Müzesi sayesinde Türkiye'nin en küçük ili Bayburt'un turizmden alacağı payı arttırması hedefleniyor.
Şehir merkezine 45 kilometre mesafedeki Bayraktar (Baksı) köyünde, Çoruh Vadisi'ne bakan bir tepenin üzerine ressam ve akademisyen Prof. Dr. Hüsamettin Koçan tarafından kurulan Baksı Müzesi, 2010'da kapılarını sanatseverlere açtı.
Çağdaş ve geleneksel sanatları aynı çatı altında barındıran, atölyelerle yöre insanına eğitim ve istihdam imkanı da sağlayan müze, 2014 Avrupa Konseyi Müze Ödülü'ne ve aynı yıl TBMM Onur Ödülü'ne layık görüldü.
Geleneksel kültürü koruyarak gelecek kuşaklara aktarmak için araştırmalar yaparken diğer yandan da kadın istihdamı projeleri, özel yetenekli çocukların tespit ve desteklenmesi gibi çalışmalar yürütülen müze, sıra dışı sergileriyle yurt içi ve yurt dışında adından söz ettiriyor.
İş insanı Kenan Yavuz da 2013'te, doğup büyüdüğü Demirözü ilçesine bağlı Beşpınar köyünde 4 bin 500 metrekare kapalı, 10 bin 500 metrekare açık alan olmak üzere toplam 15 bin metrekare üzerinde kültür evi kurdu. Yaklaşık 6 yıl kültür evi olarak hizmet veren mekan, 2019'da "resmi özel müze" statüsü kazandı.
Kentin en önemli kültür ve turizm noktalarından olan müze, Avrupa Müze Forumunca her yıl düzenlenen "Avrupa Yılın Müzesi Ödülleri" yarışmasında "2021 Silletto Ödülü"ne layık görüldü.
Kovid-19 salgınına rağmen yaz döneminde 25'er bin ziyaretçi ağırlayarak kentte turizmin lokomotifi haline gelen müzeler, yıl sonuna kadar ziyaretçi sayılarını 30 binin üzerine çıkarmayı hedefliyor.
- "Günümüzün en önemli ekonomik aktörlerinden birisi turizm"
Baksı Müzesi kurucusu Prof. Dr. Koçan, AA muhabirine, günümüzün en önemli ekonomik aktörlerinden birinin turizm olduğunu, bunun içerisinden en önemli payı da kültür turizminin aldığını söyledi.
Kültür turizminin yörenin ekonomisine sunduğu katkının yanı sıra insanlar arasında kültürel yakınlaşma da sağladığına dikkati çeken Koçan, kültürel turizmin ekonomiyi tabana yayma konusunda büyük bir etkisi olduğunu, bunun içinde cazibe merkezleri yaratmak gerektiğini belirtti.
Koçan, müzelerin bu cazibe merkezlerinden biri olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz burada 2010'da müzeyi açtık. Aradan 10 yıl geçti. Bu 10 yıl içerisinde çok beklemediğimiz gelişmeler oldu. Tur şirketlerinin varlığını fark ettik. Biz işletmeci olmadığımız için yaşayarak her şeyi öğrendik. Bu tur şirketleri, ne kadar çok medya kanalları aktif olursa o kadar çok ilgi göstermeye başladı. İnsanlarda belli bir talep oluşturmaya başladılar. Bizim buradaki en başarılı şeylerimizden biri Karadeniz turları. Bunlar çok eskiden başlamış turlardı. Bu sefer Karadeniz turları Erzurum üzerinden gelip, buradan Ovit'ten geçip Trabzon'dan geri dönen turlar haline geldi. Yani yön, yol, trafik değişti. O açıdan hem ekonomi hem de kültürel anlamda son derece büyük bir hareketlilik başladı."
Bu hareketliliğin kendilerini daha iyi algılamalarını sağladığını anlatan Koçan, "Örneğin, yerel mutfak kavramı daha önce bizim gündemimizde yoktu. Son zamanlarda yerel mutfak kavramıyla insanları etkilemeye başladık ve mutfağımızın bir zenginlik olduğunun farkına vardık." dedi.
- "Turizmin bu bölgeye yoğunlaşacağını düşünüyorum"
Koçan, Baksı Müzesi'nin bir marka olduğunu ve her kıtadan ziyaretçi ağırladığını ifade etti.
Bu yıl Kovid-19 salgını nedeniyle hedeflenen ziyaretçi sayısına ulaşamadıklarını kaydeden Koçan, "Hedeflediğimiz 100 bin kişiydi. Ama bu yıl 35 bini aşacağımızı zannetmiyorum. Bunu da bulabilirsek iyi bir sayı. Önümüzdeki yıl her şey yolunda giderse 150 bin hedefinden söz edebiliriz. Birkaç sene içerisinde de bu 300 bin, 500 bine doğru çok rahatlıkla gidebilir." diye konuştu.
Koçan, müze ve çevresi için yeni projeleri bulunduğunu, bunun da ziyaretçi sayısına etki edeceğini belirterek, "Burada karavanlarıyla gelenler için bir alan yaratmak istiyoruz. Turizm için coğrafyamız çok uygun. Temiz hava, bozulmamış coğrafyamız var. O coğrafyanın nimetlerinden yararlanabilmesi için insanlara daha konforlar ve alternatifler sunmak lazım. Bir başkası çadır turizmi dediğimiz şey." ifadesini kullandı.
- "Yerli ve yabancı turistlerin olağanüstü ilgisiyle karşı karşıyayız"
Kenan Yavuz Etnografya Müzesi'nin kurucusu Kenan Yavuz da Avrupa Müze Forumunca (EMF) 2021 yılı Avrupa Yılın Müzesi Silletto Ödülü'ne layık görülmenin bölgede turizminin gelişmesi ve yörenin kültürünü, folklorunu, mimari dokusu ile lezzetini dünyaya tanıtmak için bir fırsat olduğunu söyledi.
Kentte ödüllü iki müzenin bulunmasının önemine vurgu yapan Yavuz, şunları söyledi:
"Türkiye'de uluslararası ödüllü iki müzenin bulunduğu tek il Bayburt. Bu da son derece önemli bir gelişme. Dolayısıyla bundan sonraki dönemde Bayburt'un tüm kültürünü, tarihi mekanlarını aynı fotoğrafın içerisinde buluşturarak, sosyal yaşam kalitemizi artırarak güzelliklerimizi daha fazla dünyaya tanıtabiliriz. Bu çok önemli bir fırsat. Bunu değerlendirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Valiliğimiz, belediyemiz, sivil toplum örgütlerimiz ve vatandaşlarımız müzemize karşı inanılmaz bir sahiplenme içerisinde."
Yavuz, salgına rağmen bu yıl sadece temmuz ve ağustos aylarında 25 bin ziyaretçi ağırladıklarına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu gerçekten büyük bir rakam. Burası bir köy. Anadolu'nun çok uzak noktalarında ve Türkiye'nin en küçük ilinde olan bir köy. Dolayısıyla pandemi olmasaydı bu yılki hedefimiz 50 bin ziyaretçi ağırlamaktı. Ama sezonu 30 binin üzerinde ziyaretçiyle geçeceğiz. Pandeminin etkisinin devam ettiği tüm turizm yörelerinde bu olumsuzluk yaşanıyor. Ancak önümüzdeki yıl çok daha kapsamlı, tanıtıcı çalışmalarla sosyal etkinliklerle buraya gelen her ziyaretçinin Bayburt'un kültür elçisi olarak kentten ayrılmasını temin etmeye çalışacağız."
Yerli ve yabancı turistlerin olağanüstü ilgisiyle karşı karşıya olduklarının altını çizen Yavuz, "Bayburt'un kadim kültürünü gerek ülkemize gerek dünyaya tanıtma noktasında üzerimize düşen sorumlulukları bu ödülle birlikte daha fazla yerine getirmeye gayret edeceğiz." dedi.
AA Beşir Kelleci