Bergama Akropolü: Pergamon Akropolü
Bergama Akropolü nedir?
Bergaman’nın tarihinde olduğu gibi Akropol alanında da yerleşimin ne zaman yaşadığı kesin olarak bilinmemektedir. Arkeolojik kazılar sonucunda en eski yerleşim alanlarının milattan önce 7-6. yüzyıla tarihlendiği belirlenmiştir. Akropol alanının bulunduğu bölgenin topografyasında doğal düzlük olmaması sebebiyle “arazi teraslaması” yapılarak yer kazanılıştır. Bu nedenle eşsiz bir kent düzeni ve planlamaya sahiptir.
Pergamon kentinin Akropol'ü ("kentin yukarı bölümü"), Bakırçayı'nın suladığı ovaya egemen bir tepenin üzerinde yer alır. Büyük bir kale görünümündeki Akropol’ün ana kapısına varmadan solda Heroon'un kalıntıları vardır. Heroon, Antik Yunanistan'da bir kahraman ya da yarı tanrı adına yapılmış ve çevresi sütunlu bir galeriyle çevrili kutsal yerlerin adıydı. Heroon’da, dinsel törenin yapıldığı oda (kült odası) geniş bir ön galerinin arkasındaydı. Heroon’un kuzeyinde Helenistik dönemden kalma bir dizi dükkândan oluşan uzun bir yapı bulunuyordu.
Kentin koruyucusu sayılan akıl ve savaş tanrıçası Athena adına yapılan Athena Tapınağı, Akropol'ün en önemli mekânıydı. Tiyatro terasının üzerinde bulunan bu tapınak, Dor düzeninde yapılmıştı. Kazılarda Athena Tapınağı’nın birçok parçası Berlin'e götürülerek aslına uygun biçimde orada yeniden kurulmuştur. Pergamon'da ise yalnızca temelleri kalmıştır.
Athena Tapınağı'nın kuzeyinde dört salonlu bir kütüphane vardı. Burası Helenistik dönemin en büyük kitaplıklarından biriydi. Kütüphanede "Pergamon derisi" olarak adlandırılan parşömen üstüne yazılmış 200 bin kitap bulunduğu bilinmektedir. Romalı asker ve devlet adamı Marcus Antonius, MÖ 41'de kitapların tümünü Mısır Kraliçesi Kleopatra'ya armağan etmiştir.
Athena Tapınağı’nın güneyindeki bir terasta Zeus Sunağı yer alıyordu. Zeus Sunağı da Berlin'e götürülmüş ve onarılarak oradaki Pergamon Müzesi'ne (Pergamon Museum) koyulmuştur. Helenistik dönemi mimarisinin en güzel örneği olan sunağın Pergamon’da yalnızca temelleri kalmıştır. Zeus Sunağı'nın güneyinde Yukarı Agora bulunur. Agora, güney ve kuzeydoğudan Dor düzeninde sütunlu galerilerle çevriliydi. Agora'da toplanan halk, siyaset ve ticaretle ilgili konuları yönetimle görüşüp konuşuyordu. Agora’nın kuzeybatısında Agora Tapınağı bulunuyordu. Akropol'ün en yüksek yerinde Pergamon krallarının sarayları yükseliyordu. Günümüze bu sarayların yalnızca zemini ve temelleri ulaşmıştır. Sade görünümlü bu yapılarda odalar sütunlu bir avlu çevresine sıralanıyordu.
Athena Tapınağı'nın batısındaki dik yamaçta, yaklaşık 10 bin kişilik bir tiyatro yer alır. Helenistik dönemde yapılan tiyatronun uçuruma bakan ön tarafı setlerle sağlamlaştırılmıştı. Tiyatronun ahşap bir sahnesi vardı ve bu sahne sökülüp takılabilecek biçimde yapılmıştı.
Akropol’ün bir başka tapınağı olan Dionysos Tapınağı, tiyatro terasının kuzeyindeydi. 25 basamakla çıkılan bir podyum üzerinde bulunan tapınağın yalnız ön yüzünde sütunlar vardı.