Anasayfa / Müzeler

Bir koleksiyoner İstanbul Arkeoloji Müzeleri'ne açtığı davayı kazandı

Anayasa Mahkemesi, bir koleksiyoncunun, kanuni dayanak gösterilmeden izin belgesinin iptalinde mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

 

Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan karara göre, bir kişi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğünce verilen izin belgesi kapsamında koleksiyonculuk yapmaya başladı.

Kolluk görevlilerince 9 Kasım 2005'te başka bir şahsın iş yerinde yapılan arama sırasında koleksiyoncunun sırt çantasında tasnif ve tescile tabi müzelik değerde kültür varlığı, 31 sikke tespit edildi. Söz konusu sikkelerin koleksiyoncunun envanter defterinde mevcut olmadığı belirlendi.

Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda koleksiyoncunun beraatine karar verildi, karar Yargıtay tarafından da onandı.

Öte yandan, Kültür ve Turizm Bakanlığı, söz konusu sikkelerin koleksiyonculuk yapan kişinin envanter defterinde olmamasını gerekçe göstererek 31 Aralık 2007'de koleksiyonculuk izin belgesini iptal etti.

Bu idari işleme karşı İdare Mahkemesinde iptal davası açıldı. Mahkeme, dava konusu idari işlemin iptaline hükmetti, ancak temyiz sonucu karar Danıştay tarafından bozuldu.

Bozma kararına uyan mahkeme davanın reddine karar verdi. Temyiz edilen bu kararın Danıştay tarafından onanması, karar düzeltme isteminin de reddedilmesi üzerine koleksiyonculuk yapan kişi, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Yüksek Mahkeme, kanuni dayanak gösterilmeden koleksiyonculuk izin belgesinin iptalinde mülkiyet hakkının ihlal edildiğine, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için de yeniden yargılama yapılmasına hükmetti.

- Karardan

Başvurucunun koleksiyonculuk izin belgesinin kamu makamlarınca iptal edilmesinin,Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre koleksiyonunun müzeye devredilmesi sonucuna yol açtığının bildirildiği kararda, söz konusu izin belgesinin iptalinin, mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiği belirtildi.

Kararda, mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin, ulaşılabilir, belirli ve öngörülebilir bir kanuni temelinin bulunması gerektiği vurgulandı.

İlk derece mahkemesinin kararında, taşınır kültür varlıklarının envanter defterine kaydedilme yükümlülüğüne uyulmaması halinde koleksiyonculuk izin belgesinin hangi kanun hükmüne dayalı olarak iptal edileceğinin belirtilmediğine dikkat çekilen kararda, bu kararın temyizi üzerine hükmü onayan Danıştay kararında da herhangi bir kanun hükmüne atıf yapılmadığı vurgulandı.

Kültür mirasının, kültür varlıklarının korunması çerçevesinde kamu makamlarının geniş bir takdir yetkisine sahip olduğunun aktarıldığı kararda, şunlar kaydedildi:

"Somut olayda açılan ceza davası neticesinde başvurucunun beraatine karar verilmiş olmasına rağmen eylemin tek başına başvurucunun koleksiyonculuk izin belgesinin iptalini gerektirdiği hususu kanunla düzenlenmiş değildir. Koleksiyonculuk izin belgesinin iptalinin kanun gereği mümkün olduğu kabul edilse dahi hangi koşullarda iptal edileceği ve sonuçları açık olarak kanunla düzenlenmediği gibi en azından çerçevesi kanunla çizilerek konu hakkında idareye düzenleyici işlem yapma yetkisi bile verilmemiştir."

Başvuru konusu olayda, Yönetmelik hükümlerine dayalı olarak idari işlem tesis edildiğinin ifade edildiği kararda, belirtilen düzenleyici işlemin ise tek başına müdahalenin kanuniliği unsurunu sağlamayacağı bildirildi.

Kararda, Anayasa'nın 35. maddesinde bir temel hak ve hürriyet olarak düzenlenen mülkiyet hakkının en temel güvencelerinden biri olan müdahalenin kanuna dayalı olması ölçütünün, bireyleri kamu makamlarının keyfi ve öngörülemez müdahalelerinden korumayı amaçladığı belirtildi.

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun somut olay bağlamında uygulanması suretiyle başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin Anayasa'da öngörülen kanunilik ölçütünü karşılamadığının altı çizilen kararda, Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği vurgulandı.

AA