Anasayfa / Aktüel

Çalınan yazma eserler için 20 milyon dolar tazminat

Eserler arasında; bin yıllık ciltli kitapların yanı sıra İbni Arabi ve Sadreddin Konevi gibi Selçuklu dönemi İslam alimlerinin eserleri bulunuyor

 

Konya'da tarihi Yusufağa Kütüphanesi'nden kaybolan veya çalınan bin yıllık el yazması eserler ve tarihi cilt kapakları için Kültür ve Turizm Bakanlığının açtığı davada, sanık S.Ç. 20 milyon dolar ödemeye mahkum edildi.

Yusufağa Kütüphanesi demirbaşına kayıtlı 103 el yazması ve 7 Arap harfli nadir basma eserin kaybolduğu veya çalındığı, 62 el yazması kitabın kapağının sökülüp götürüldüğü, kütüphane memuru S.Ç'nin emekli olmayı istemesi üzerine yapılan devir teslim işlemleri sırasında tespit edildi.

Konya 1. Ağır Ceza Ceza Mahkemesinde açılan kamu davasında, S.Ç. hakkında zimmet suçundan "belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakma", "ceza infazının tamamlanmasından sonra 5 yıl süre ile memuriyetten yasaklanma" ve "5 yıl 2 ay 15 gün hapis" cezası verildi.

Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, eserlerin davalıdan tazmini için Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesine alacak davası açıldı.

Mahkemenin talebi üzerine oluşturulan bilirkişi heyetince hazırlanan raporda, kaybolan veya çalınan kitaplar ile cilt kapaklarının bin yıllık geçmişe sahip olduğu, bilimsel ve sanatsal değerlerinin ötesinde antik değere sahip olduğu belirtildi.

Ortada kaybolan bir tarihi hazine olduğuna dikkat çekilen raporda, eserlerden bir kısmının "ünik (tek) nüsha" veya "müellif nüshası" olduğu, yani dünyada başka benzerleri ve örnekleri olmadığı vurgulandı.

Raporda, "Eserlere paha biçilemeyeceği" ön koşuluyla sembolik olarak 20 milyon dolar değer biçildi.

Mahkeme, sanık S.Ç'den 20 milyon doların 24 Nisan 2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle alınmasına hükmetti.

S.Ç'nin temyiz yoluna başvurması üzerine Yargıtay 4. Dairesi, mahkemenin verdiği kararı 5 Mart'ta onadı.

Sadreddin Konevi'nin kurduğu kütüphaneden eserler

Bilirkişi heyetinde görev alan Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Fuat Baysal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çalınan veya kaybolan eserlerin Sadreddin Konevi'nin 1275 yılında Konya'da kurduğu kütüphaneden günümüze kadar gelen kitaplar olduğunu söyledi.

Araştırmaları sonucunda kitapların çoğunun yerinde olmadığını fark ettiklerini dile getiren Baysal, "Kitaplar yerinde olmadığı için elimizde olan materyallerle iz sürdük. Dijital ve fotoğraf verileri olmadığından kitapların varlığının olduğunu iddia edebilme gibi bir şansımız da olmadı. Kitapların hangilerinin bize ait olduğunu ve hangi kitapların gittiğini mikrofilmlerle ancak ispat edebiliyoruz." diye konuştu.

Eserler anlaşılmasın diye kamufle yapılmış

 Baysal, eserlerin yerinde olmadığının anlaşılmaması için başka kitaplarla kamufle yapıldığını belirterek, şöyle devam etti:

"Bilgi, içerik olarak kıymetli olanların iç kısımları, sahifeleri götürülmüş ve içine alakasız, başka kitapların içi konulmuş. Selçuklu cildine ait çok eski, nadir bulunan ciltler vardı, bu ciltlerin de kapakları sökülmüş. Cilt kapakları götürüldüyse, kitabın dış kapağına cilt kapağı ilave edilmiş. Böyle bir uygulamayla kitaplar kütüphaneden dışarıya taşınmış. Gidenin geri gelmesi zor. Bu eserlerin birçoğu muhtemelen yurt dışına kaçırıldı. Bu kitaplar arşivlerde, koleksiyoncularda veya kütüphanelerin bazılarında, hatta ulaşılamayacak bazı bölümlerinde olabilir. Zaman içerisinde bir kısmından dönüşler aldık ama hepsi ne kadar ve nasıl döner bunu zaman gösterecek."

İbni Arabi ve Konevi'nin el yazması eserleri

Eserlerin bir kısmının ünik nüsha veya müellif nüshası olduğuna dikkati çeken Baysal, şunları kaydetti:

"Bu eserler arasındaki 'Tavzihul Havi', Kutbeddin eş-Şahi'ye aittir ve Konya'da istinsah edilmiştir. 'Kitabül Efsar' isimli eser İbni Arabi'nin kendi el yazısıyla yazdığı bir eserdir. 'Miftahu-l Gaybil-Cem' isimli eser, Sadreddin Konevi'nin bizzat karşılıklı müzakere ve mukabele ettiği, 'El Ahkamü'l-Kübra' ise Konevi'nin kendi el yazsıyla yazdığı ve temellük (kime ait olduğu) kaydının bulunduğu bir eserdir. 'Kitabü'l-Ma'arif' de nüsha itibariyle en eski ve nadir eserlerimiz arasındadır. Bu kitapların Selçuklu sultanlarının hocası olan Mecdüddin İshak'ın diplomat olarak gittiği beldelerden edinerek Anadolu'ya getirdiği kıymetli kitaplar olduğu tespit edildi."


A.A. Ayşe Büşra Erkeç