Çatalhöyüklüler bu kez DNA bilgileri ile arkeoloji alemini şaşırttı
Çatalhöyük'teki evlerde sayısı 70'i bulabilen oda içi mezarlara gömülenlerin aile bireyleri olduğu sanılıyor ve hatta bundan hareketle atalara tapınma kültü olduğu savunuluyordu. Ama mezardakiler akraba çıkmadı. Öte yandan Çatalhöyüklüler, Tepecik – Çiftlik Höyüğü ve Boncuklu Höyük sakinleri ile akraba çıktılar.
Polish National Science Center (Polonya Ulusal Bilim Merkezi) tarafından verilen destekle gerçekleşen ve sonuçları; 11 Mart tarihinde, İspanyol Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Derneği (Spanish Society for Biochemistry and Molecular Biology) tarafından neşredilen Genes dergisinde, Polonya'daki Adam Mickiewicz Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü'nden Maciej Chyleńsk ve Arkadiusz Marciniak, Moleküler Biyoloji Teknikleri Laboratuvarı, Biyoloji Fakültesinden Mirosława Dabert ile Biyoloji Fakültesi, Evrimsel Biyoloji, Antropoloji Enstitüsünde Anna Juras, Çek Cumhuriyeti'ndeki Charles Üniversitesi'ndeki Biyoloji ve Çevre Bilimleri Bölümünden Edvard Ehler, Türkiye'deki Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin Biyolojik Bilimler Bölümünden Mehmet Somel ve Reyhan Yaka, İsveç'teki Stockholm Üniversitesi'nin Arkeolojik Araştırma Laboratuvarı, Arkeoloji ve Klasik Çalışmalar Bölümünden Maja Krzewińska imzaları ile Antik Mitokondriyal Genomlar Çatalhöyük Halkı Gömülerinde Annelik Akrabalıklarının Yokluğunu ve Genetik Yakınlıklarını Açıklıyor (Ancient Mitochondrial Genomes Reveal the Absence of Maternal Kinship in the Burials of Çatalhöyük People and Their Genetic Affinities) başlığı ile yayınlanan makelede (bakınız: https://www.mdpi.com/2073-4425/10/3/207/htm?fbclid=IwAR17mr_2eDQkKTqEQCOKz3gZrf-I2M2WDqsykYiLf5VVkLm8tmq174zZANo) yer alan bilgilere göre; Çatalhöyükteki evlerin içinde bulunan mezarlarda yatanlar birbiriyle akraba çıkmadı.
Makalede MÖ 7100 - 5950 yıllarına tarihlenen Çatalhöyük'ün; boyutu, olağanüstü korunumu, çok sayıda Neolitik sanat eserini barındırması ve uzun yıllardır yapılan titiz kazılar ile elde edilen büyük çaplı arkeolojik veriler sayesinde, kuşkusuz dünyanın en önemli Neolitik yerleşim yerlerinden birisi olduğuna dikkat çekiliyor.
En parlak döneminde yaklaşık 8 - 10 bin kişinin ikamet ettiği düşünülen Konya'nın Çumra ilesindeki neotilik megaşehir olarak nitelendirilen Çatalhöyük, bitişik evlerin oluşturduğu küme şeklinde bir leşik mahalleleriyle önce arkeologları daha sonra tüm dünyayı şaşırtmıştı.
Günümüzde ise Çatalhöyük'te bulunan insanların kemikleri ve insan ürünü eserlerin analizleri şaşırtmayı sürdürüyor.
Polonya merkezli Adam Mickiewicz Üniversitesi, Çek Cumhuriyeti'ndeki Charles Üniversitesi, İsveç'teki Stockholm Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden araştırmacılardan oluşan araştırma ekibi; birbirlerine komşu evlerin tabanında gömülü onlarca bireye ait DNA'ları inceledi.
Anadan kaynaklanan akrabalık söz konusu değil
Çatalhöyük’te birbirlerine komşu evlerin tabanları altına gömülmüş 10 ayrı kişiye yapılan analizlere göre, bireyler anne tarafından farklı soylardan gelmiş görünüyor.
Sokaksız şehir Çatalhöyük'te kapısız, birbirine bitişik, çatısından girilip çıkılan evlerin içinde mezarlar bulunduğunda, arkeologlar ve antropologlar, evlerde yaşayanların buraya gömüldüğünü ve bunun atalara saygı kültünün bir uzantısı olduğunu savunmuştu. Öte yandan Neolitik Çağa tarihlenen ünlü kadın heykelinden dolayı Ana Tanrıça kültürünün varlığı savunuluyor, maternal aile yapısının var olduğu düşünülüyordu. Oysa söz konusu makelede yer alan DNA analizleri Çatalhöyük evlerindeki mezarlarda maternal akrablık olmadığını gösteriyor.
İlginç olan ise mezardakilerin diş ve kemik fenotiplerine göre biyolojik yakınlığı olan bireyler, birçok ayrı binaya yayılmış görünüyor. Aynı evdeki mezarlarda bulunan insanlarda, akrabalık ilişkisinin olmaması oldukça şaşırtıcı görünüyor.
Öte yandan sonuçlar biyolojik mesafeler ile bina içindeki ve dışındaki mezarların mekansal dağılımı arasında belirgin bir korelasyon bulunmadığını gösteriyor. Biyolojik akrabalıkların belirli bir binaya müdahale edilecek bireyleri seçerken kullanılan ana faktör olmadığı açık.
Çatalhöyüklüler, Tepecik-Çiftlik ve Boncuklu Höyük'tekilerie akraba çıktı
Kaç kişinin gömüldüğünü güvenilir bir şekilde tahmin etmenin zor olduğu Bina 96’da gömülü dört bireyin en az dört farklı ana soyundan gelmesini araştırmacılar, babayerli (patrilocality) sosyal yapısına yorumluyor.
Akrabalık aynı yapılar içinde gömülenlerde bulunmadığı gibi çevre evlerde gömülen bireylerde de bulunamadı.
Araştırmacılar, mahalle kültürünün Çatalhöyük'ün hem mekânsal hem de sosyal organizasyonunun temel birimi olduğunu düşünüyor.
Çalışmadaki Çatalhöyüklü bireylerin genleri, diğer antik popülasyonlar ile de karşılaştırıldı. Çatalhöyüklüler güney doğu Anadolu’dan ve Levant’tan gen akışı olmayan yerel avcı-toplayıcılar olarak görülüyor. O dönemde çeşitli Anadolu popülasyonlarını birbirinden genetik olarak ayırmanın zorluğuna dikkat çeken araştırmacılar, buna rağmen Orta Anadolu Neolitik halklarının, Levant ve kuzey Mezopotamya'daki Neolitik çekirdek bölgesinden açıkça ayırt edildiğine dikkat çekiyorlar.
Makalede; "Elde ettiğimiz sonuçlara göre; Orta Anadolu Neolitiklerinin, Yakın ve Orta Doğu Neolitik popülasyonlarının genomik çeşitliliğine girerken, her zaman Verimli Hilal'deki (Mezopotamya) gruplardan ayrıldığını göstermektedir. Bu, arkeologlar tarafından önerilen Orta Anadolu'daki Neolitik yaşam tarzını benimseme konusunda yerel nüfusun büyük katılımı fikrini desteklemektedi. İç Anadolu'nun bu potansiyel genetik benzersizliği yakın zamanda Boncuklu Höyük'ün bütün genom verileriyle desteklenmiştir ve Çatalhöyük VIA seviyesinden örneklem setinin de bu ayırt edici Orta Anadolu nüfusunun bir parçası olduğunu gösteren bulgularımızla desteklenmiştir" deniliyor.
Araştırmacılar, Niğde il merkezinin kuzeybatısındaki Tepecik – Çiftlik Höyüğü ve Konya'nın Karatay ilçesindeki Boncuklu Höyük Çatalhöyük’ün olası genetik öncüllerinden olduğunu savunuyorlar.
arkeolojikhaber.com