Cıngırt Kalesi'nde kazılar aralıksız sürüyor
Ordu'nun Fatsa ilçesinde ödeneksizlik nedeniyle ara verilen Cıngırt kalesi kazıları aralıksız sürüyor! İşte VI. Mithridates'in en talihsiz kalesinin hazin hali:
Ordu Paşaoğlu Konağı Etnografya Müzesi'nde sergilenen arkeolojik eserlerin sayısı hızla artıyor. Çünkü sadece Kurul Kalesi'nden çıkan eserler bile artık yeni müze kurmaya yetecek kadar fazla.
Arkeolojik Kazı Başkanlığını Prof. Dr. Yücel Şenyurt’un yürüttüğü Kurul Kalesi, özellikle keşfedilen Kibele Heykeli sonrasında, Ordu turizmine büyük katkı sağladı. Efsanevi Kral VI. Mithridates'in önemli savunma merkezlerinden Kurul Kalesi, bugünlerde rekor sayıda ziyaretçi akınına uğruyor.
VI. Mithridates'in Ordu'da kullandığı tahmin edilen bir diğer kale de ziyaretçi akınına uğruyor. Fakat Fatsa'daki kalenin ziyaretçileri hayli farklı. Onların amacı gezmek değil. Define bulmak!
1. Derece Sit Alanı olmasına rağmen adeta açık inşaat sahası gibi; definecilerin birinin girip diğerinin çıktığı Cıngırt arazisi, sürekli kazılıyor. Güvenlik güçlerinin denetimlerine rağmen arkeolojik sit alanındaki kaçak kazıların ardı arkası kesilmiyor.
Olayın ironik yönü de var!
Burada yapılması gereken resmi arkeolojik kazılar ödeneksizlik nedeniyle yapılamıyor. Ödeneksizliğin yanı sıra kazıların durdurulmasının diğer nedeni, koruma sağlanamayacak kadar dış etkilere açık olması...
Bu iki sebep, resmi kazıların önünde en büyük engel olurken, gayrı resmi kazıların önünü açan sebepler arasında başı çekiyor... Arazide çok sayıda mezar ve lahit bulunması definecilerin iştahını kabartan önemli etkenlerden.
27 Temmuz 2012 tarihinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izniyle Ordu Müze Müdürlüğü yönetiminde, Doç. Dr. Ayşe Fatma Erol ve Gazi Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Arkeologları tarafından başlatılan ve yukarıda saydığımız nedenlerle durdurulan kazılarda 2.150 yıl öncesine ait kalıntılar bulundu. Kazılar sonucu, arazinin tarihinin en azından Hellenistik döneme kadar uzandığı tespit edildi. Kazılarda Pontus kralı VI. Mithridates dönemine ait 50 civarında sikke ve aynı döneme ait çeşitli formlarda pişmiş toprak seramik parçaları bulundu.
Cıngırt Kayalıklarının kale arazisi olduğunun en büyük kanıtı; Fatsa'ya 5 kilometre mesafedeki kayalık alandan, Kavaklar Deresi’ne 45 derecelik eğimle inen 120 basamaklı tünel. Bu tünelin sahile ve ilçe merkezinin 1,5 mil kuzeyindeki adaya gittiği tahmin ediliyor.
M.Ö. 301-63 yılları arasında; kayalıklardan, güvenli şekilde açık alanlara ulaşım sağlayan basamaklı tüneller, bu tip kale yerleşmelerinin karakteristik özelliklerden.
Arazi içinde aynı zamanda mağaralar ve tapınak alanları da var. Bir Mitra Tapınağı'nın kalıntıları hala ayakta duruyor. Ne var ki burada yer alan bir aslan kabartması da çalınmış.
Bunun dışında Cıngırt’ın çevresindeki 5 kilometrelik alanda da kalıntıları tespit edilebilen yaşam merkezleri var.
Tarihi M.Ö. 100'lere kadar giden Cıngırt kalesi ve ören yeri ilgisizlik nedeni ile yok olmanın eşiğinde. Fatsa'da muhasebecilik yapan araşırmacı yazar ve şair Rüstem Gürler, bu talanın engellenmesi için canla başla çalışan isimlerin başında geliyor. Bölgeye gelenlere gönüllü rehberlik de yapan Rüstem Gürler'e göre Cıngırt Kalesi sanıldığından çok daha önemli bulgular barındırıyor.
Gürler'in iddiasına göre burada İskitlerin izlerine de rastlanıyor.
Rüstem Gürler, Halikarnas Balıkçısı olarak tanınan ünlü yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın; "Thermodon Nehri'nin Karadeniz'e döküldüğü noktada vaktiyle yükselmiş olan Themyscira (Temissira) şehri onların başkenti olarak bildirilir. Thermodon Nehri ya Fatsa'da veyahut Ordu'da Karadeniz'e akan nehir veya derelerin biriydi" ifadesinden yola çıkarak, amazonların izlerinin de burada bulunacağına inanıyor...
İddialar ne kadar doğrulanır bilinmez ama definecilerin talanı bu hızla sürerse Fatsa'da bir kaç yıl sonra tarihi olguları doğrulayacak tek bir kalıntı dahi sağlam kalmayacak gibi görünüyor.
Arkeoloji.tv