Denisova Mağarası'nda 50 bin yıllık fildişi taç bulundu
Arkeologların Sibirya'daki Denisova Mağarası'nda bulduğu mamut fildişinin 50.000 yıl önce kadınların başına taktığı bir taç olduğu tahmin ediliyor. Fildişi tacın saçları toplama görevi dışında büyük ihtimalle Altay Dağları'ndaki kabileler ya da aileler arasındaki ayrımı gösteren bir nişan işlevi gördüğü savunuluyor.
Neandertaller dışında Homo sapiens ile akrabalık ilişkileri kurduğu tespit edilen Altay Dağları'ndaki Denisova Mağarası'nda izleri bulunan Denisovan insansı türünce yapıldığı tahmin edilen yünlü mamut dişinden 50.000 yıllık taç bulundu. Saç toplama işlevi dışında sosyal statü sembolü olarak kullanıldığı sanılan tacın dünyada şu ana dek bulunan en eski taç olduğu tahmin ediliyor.
Söz konusu tacı ürettiği tahmin ediilen Denisovalılar 50.000 yıl önce, fildişinden zarif iğneler ile sofistike taş bilezik yapabilecek teknolojiye sahipti.
Saçların yüze dökülmesini önlemek ve gözün görüşünü etkilememesini sağlamak gibi pratik amacı olan tacın boyutları, onun bir kadın için değil erkek için üretildiğini işaret ediyor.
Bundan 20.000 yıl sonra, Yakutistan’da Yana nehri çevresinde yaşayan insanlar tarafından yapılan taçlarla ilgili bir başka teoriye göre ise, bu taç, bir sosyal statü aracı veya kimlik gibi insanların ailelerini veya kabilelerini belirtiyordu.
Tacın üzerindeki izler, arkeologların dünyanın en önemli mağaralardan biri olarak gördüğü bu mağarada kırılmış olarak atılmadan önce oldukça yıpranmış olduğunu gösteriyor.
Bununla birlikte, dev canlılar Sibirya’da yaşarken yünlü mamut dişinden yapılmış tacın üstünde hiçbir dini sembol veya süs yoktu.
Novosibirsk Arkeoloji ve Etnografya Enstitüsü’nden araştırmacı Alexander Fedorchenko’ya göre, Paleolitik dönemde yapılmış taç 45.000 ila 50.000 yıl öncesine tarihlenebilir.
Tacın yuvarlatılmış ucunda, kafanın arkasına bağlanabilmesi için bir delik bulunuyor.
Güney Sibirya’daki Altay Dağlarında yer alan Denisova Mağarasında yürütülen kazılarda, daha önce de bir mamut dişinden yapılmış bir tacın ön kısmının bir parçası bulunmuştu.
Son keşif, araştırmacıların, mağaranın antik sakinlerinin binlerce yıldır taç giydiğini ve büyük olasılıkla onları ürettiğini teorisine yeni kanıtlar ekliyor. Kanıtlar, mağara içinde bulunan sayısız mamut dişi parçası ile de destekleniyor.
Fedorchenko, “En eski taçlardan birini bulmak sadece Denisova mağarası için değil, dünya için çok nadir bir durum. Eski insanlar mamut dişini boncuk, bilezik ve kolyenin yanı sıra iğneler ve ok başları yapmak için kullanıyordu.” diyor.
“Keşfettiğimiz parça oldukça büyük ve ne kadar kalın olduğu ve büyük çapını dikkate aldığımızda, büyük kafalı bir adam için yapılmış gibi duruyor.”
Fedorchenko, tacın yapılmasından yaklaşık 50.000 yıl sonra kendi şakağına ve kafasının arkasına uygun olduğunu açıkladı.
Tacın çapı, eğimli parçanın düzleştirilmesi nedeniyle yıllar içinde kademeli olarak değişmiş olabilirdi.
“Mamut dişi plakaları, daha biçimlendirilebilir hale getirmek için ve işlem sırasında çatlamaması için önce suya batırılmış ve daha sonra belli bir açıda bükülmüş. Bükülmüş tüm objeler zaman içinde eski biçimlerine dönme eğilimindedir.”
“Buna şekil hafızası efekti deniyor. Tacın büyüklüğünden yola çıkarak sahibinin kafasını tahmin ederken bunu göz önünde bulundurmalıyız.”
“Denisova mağarası içinde bulunan büyür bir mamut dişi koleksiyonuna sahibiz. Boncuklar, üç yüzük, bilezik parçaları ve ok uçlarıyla toplam otuz parçadan oluşan bir koleksiyon.”
“Taç kadar büyük bir parça bulmak, Sibirya için inanılmaz nadir bir keşif. Sibirya’nın doğusundaki ve kuzeyindeki Paleolitik yerleşimlerde bulunan bazı süslüler de dahil olmak üzere mamut dişi taçları vardı. Ancak bu taçlar çok daha geç dönemlerde, günümüzden 20.000 ila 28.000 yıl önce yapılmıştı.”
Bu taç, Denisova Mağarası’ndaki insanların kullandığı, suya batırma, bükme, öğütme, cilalama ve delme gibi, mamut dişi işlenmesinin tüm olası yollarını gösteriyor.
“Bunlar, genellikle Paleolitik dönemde kullanılan, ancak genellikle Homo sapiens’in aktiviteleri ile ilişkili A’dan Z’ye kadar olan tüm olası teknolojiler. Burada muhtemelen daha eski bir kültürle uğraşıyoruz çünkü mağarada bir Homo sapiens’e ait tek bir kemik parçası bile yoktu.”
Mağarada bulunan kemikler, Denisovalılar denilen bir insan türüne aitti.
Araştırmacılar, bu muhteşem mamut dişi parçasını tarihlemek ve yeniden canlandırabilmek için hala çalışıyor. Bu işlem tamamlandığında, tacın binlerce yıl önce nasıl göründüğüne dair resimler ve çizimler yapılacak. Ayrıca tacın diğer parçalarının da bulunma ihtimali var.
Aynı mağarada daha önce bulunan ve Denisovalılar tarafından yapılmış bir bilezik.
Fedorchenko, “Mamut dişi çok uzun zamanlar dayanabilecek bir yapıda. Tacın diğer parçaları zarar görmediyse ve mağara sıtlanları tarafından yenmediyse onları bulacağız.” diyor.
Fedorchenko, araştırmacıların, mamut dişi ile yapılmış parçaları tarihlendirirken sorunlarla karşılaştığını söylüyor.
Radyokarbon metodu, mamutun ölüm tarihini veriyor, ancak dişin yaşı ve işlendiği süre arasında binlerce yıl kadar fark olabilir.
Yana RHS alanında bulunan mamut dişinden yapılmış tüm bir taç.
Araştırmacılar tarihi tam olarak anlayabilmek için, tacın bulunduğu arkeolojik tabakayı incelemek zorunda. Bu işlem, aynı tabakada bulunan hayvan kemiklerine yapılacak radyokarbon tarihleme ile ya da optik tarihleme yolu ile yapılabilir. Bu teknoloji, uzmanların kültür içeren tabakanın üstte olduğu ve gün ışığını (fotonlar) aldığı zamanı anlamarını sağlar.
Denisova mağarasında bu yılın başlarında, yaklaşık 90.000 yıl önce yaşamış olan ve Denny adı verilen türler arası bir çocuğun kanıtları keşfedildi. DNA bulgularına göre, bu çocuk, bir Neandertal anne ve bir Denisovalı baba arasındaki cinsel ilişki ürünü idi.
Siberian Times. 6 Aralık 2018 (Erman Ertuğrul -Arkeofili.com)