Diyarbakır Surları'nda restorasyon çalışmaları sürüyor
UNESCO tarafından 2015 yılında Dünya Mirası olarak tescillenen Diyarbakır Surları'nın restore edilerek eski ihtişamına kavuşturulması için çalışmalar devam ediyor.
Büyükşehir Belediyesince düzenlenen ihaleyle Sur ilçesinde yapılan restorasyonun 5. etap çalışmalarında ortaya çıkarılan, Roma dönemine ait olduğu düşünülen 1700 yıllık taş döşemelerle ilgili çalışma yürütülüyor.
Üzerinin hafif şişkin "bosaj", kenarlarının ise "lesbos" tipinde hafif eğrisel olduğu tespit edilen döşemelerin, Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığınca yapılacak çalışmanın ardından eksik kısımları aslına uygun doldurulacak.
İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Mehmet Karaaslan, AA muhabirine, Diyarbakır Surları'nda 2020 yılında başlatılan restorasyon çalışmalarının sürdüğünü söyledi.
Surlardaki toplam 101 burçtan 3'ünün geçmiş zamanlarda yıkıldığını, 98 burçla ilgili çalışmaların etaplar halinde devam ettiğini belirten Karaaslan, restorasyon kapsamına alınan 38 burcun çoğunun onarımının bittiğini, bazılarının ise sürdüğünü dile getirdi.
Diyarbakır Surları'nın 4 ana kapısının bulunduğunu kaydeden Karaaslan, "Bu 4 ana kapıdan en önemlisi Yenikapı'dır. Yenikapı'da yaptığımız restorasyon çalışmalarında Roma'nın geç dönemine ait 1700 yıllık döşemeye rastladık. Diğer döşemelerden farklı olarak orta yüzeyi şişik, kenarları eğrisel bir döşeme taşı bulduk. Bu döşeme taşları zaman içerisinde kayboldu. Aslına uygun restore edilebilmesi için Büyükşehir Belediyemizce orijinal taşlar kullanılıp, gelecek nesillere aktarılacak şekilde restorasyon kapsamına alınacaktır." dedi.
Yenikapı'nın kentin askeri kapılarından biri olduğunu belirten Karaaslan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Burada özel yetiştirilen askeri birliklerin surların dışına çıkarak operasyonlar yapıp tekrar sur içine dönmeleri için döşemelerin uygun olması gerekiyordu. Biz bunu bekliyorduk, kazı çalışmalarında da bu döşemeyi görünce mutlulukla karşıladık. Geç Roma dönemine ait bu döşeme taşları titizlikle temizleniyor. Daha sonra eksik kalan kısımları kontrol mühendisi arkadaşlarımızın çalışmaları neticesinde tamamlanıp gelecek nesillere aktarılacaktır. Yine kazı çalışmalarında ortaya çıkan 1700 yıllık döşemenin altında su kanalları olduğu tespit edildi. Bu su kanallarının hangi döneme ait olduğunu, hangi amaçla kullanıldığını tespit etmek için arkeologlarımız görevlendirildi. Artık vatandaşlarımız sur içinden gelip, Yenikapı'daki 1700 yıllık taş döşemeyi görüp, yine 5 bin yıl önce yapılan Yenikapı'yı görüp, Hevsel Bahçeleri'nin eşsiz manzarası eşliğinde ortamı soluyup keyifli zaman geçirecek."
Karaaslan, Kültür ve Turizm Bakanlığı ekiplerince Yenikapı'nın orijinal kapısının restorasyonun tamamlandığını ve yerine monte edildiğini aktardı.
Diyarbakır'ın 33 medeniyete ev sahipliği yapmış çok önemli kültür merkezlerinden biri olduğunu vurgulayan Karaaslan, "5 bin yıllık geçmişi olan Diyarbakır Surları'nın kentin kültürüne ve tarihine önemli bir katkısı olacağını düşündüğümüz için toplam 5200 metre uzunluğundaki sur duvarları ve 98 burcun tamamının restorasyonunu yaparak kentin turizmine önemli katkı sağlamayı hedefliyoruz." dedi.
Karaaslan, 7. etap restorasyon çalışmalarının yakın zamanda başlayacağını, 2024 yılına kadar surların tamamını ihale edip restorasyon çalışmalarını tamamlamayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.
Dicle Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Yıldız ise Yenikapı'nın, kentin dışarıyla irtibatını sağlayan 4 ana kapısından biri olduğunu söyledi.
Diğer 3 kapıdan daha geç yapıldığı için bu ismi alan Yenikapı'nın asıl adının "Su Kapısı" olduğunu belirten Yıldız, kapının Mervani kitabeleriyle dikkati çektiğini, Dicle Nehri ve Hevsel Bahçeleri'ne açılmasından dolayı önemli olduğunu ifade etti.
Döşemelerin, o günkü yol döşemesi ve sistemi hakkında bilgi vermesi açısından da önemli olduğunu dile getiren Yıldız, şunları kaydetti:
"Diyarbakır'da Roma döneminde büyük bir inşa oluyor. Roma dönemini çok iyi bildiğimiz için Roma'ya dayandırıyoruz. En geç Roma dönemidir. Belki de bu yol Roma döneminden önce en az 1700 yıllık yoldur. Belki de daha önceden yapıldı ve Roma döneminde tekrar onarıldı. Muhtemelen Dicle Nehri kenarındaki taşları alıp burada kullanmışlar. Diyarbakır'da genelde Karacadağ volkanının patlaması sonucu oluşan bazalt taşı kullanılır ama bu döşemelerde dere taşının kullanılması çok farklı bir özelliktir. Yenikapı'da ortaya çıkan yol ağına baktığımız zaman ana kapı olduğu için kullanılan taşların büyük ve iri seçildiğini görüyoruz. Orduların sefere, kervanların şehre giriş ve çıkışlarında çok sık kullanılan yol olduğundan dolayı genelde kaba malzeme tercih edilmiştir. Bu da aşınmayı engeller, sağlamlığı artırır."