Dolmabahçe Sarayı Hazine Sergi Salonları açıldı
Dolmabahçe Sarayı'nın I. ve II. Hazine Sergi Salonları törenle açıldı. Sergi salonlarında porselen ve altın yemek takımlarından müteşekkil, yabancı konuklara hazırlanan ziyafet masası örneği de yer alıyor.
I. ve II. Hazine Sergi Salonlarında, TBMM Milli Saraylar envanterinde bulunan ancak geziye açık alanlarda sergilenmeyen değerli eşyalar ziyaretçilerle buluşacak.
Dolmabahçe Sarayı'nın I. ve II. Hazine Sergi Salonlarının açılış törenine; TBMM Başkanı İsmail Kahraman, TBMM Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu ve yardımcısı Yasin Yıldız, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz ve çok sayıda davetli katıldı.
Dolmabahçe Sarayı I. ve II. Sergi Salonları
Dolmabahçe Sarayı I. ve II. Sergi Salonlarında, Baccarat veya Bohemia kristalinden yapılmış dekoratif eserler, padişahlar için özel üretilen sofra takımları, padişahların ve hanedan üyelerinin kullandığı şahsi eşyalar, dönemin siyasi ilişkilerini aksettiren diplomatik hediyelerden bazıları, dini merasimlerde kullanılan değerli eserler, padişah ve hanedan üyeleri tarafından kullanılmış kılıçlar, yazı takımları ve mühürler sergilenecek.
Saray sofra adabıyla ilgili adet ve geleneklerini de tüm ayrıntılarıyla anlatan sergide, porselen ve altın yemek takımlarından müteşekkil, yabancı konuklara hazırlanan ziyafet masası örneği de yer alıyor.
Ayrıca dini merasimlerde kullanılan gülabdan, buhurdan, zemzem sürahileri ile Hereke Fabrikası'nda dokunmuş Kabe örtülerinden örnekler de sergilenecek.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, olmabahçe Sarayı'nda I. ve II. Hazine Sergi Salonları'nın açılışında yaptığı konuşmada, sergi salonlarının açılmasında emeği geçenlere çok teşekkür ederek, esas emek verenlerin hatırlanmasını gerektiğini söyledi.
Kahraman, tarihi eserlerin tek elde toplanmasının doğru olacağını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bunu seven, benimseyen bir kadronun elinde olması lazım, tarih şuuruna sahip olan bir kadronun elinde olması lazım. Bizim tarihimiz eski, biz 1921'lerden, 1923'lerden başlamadık, 1299 da değil. Bizim Selçuklumuz var, bizim Alparslanımız var, 1071'miz var. Köklü bir ağacız biz ve bu ağacın dallarını, gövdesini, meyvelerini hep incelemeli ve ortaya çıkarmalıyız. Biz bir cihan devletiyiz, biz kökleri olan bir devletiz. Kültür Bakanlığım sırasında, Macaristan'ın 1100'üncü kuruluş yıl dönümü vesilesiyle, 1998 senesi bir yılı 1100'üncü yıla ayırmışlar. Büyük bir mekanda her bir köşeyi 100'er yıla ayırmışlar, her asırda ne oldu gibisinden, çok hoşuma gitti. Waterloo Savaşı'nı bir maket haline getirmişler, neden Çanakkale böyle olmasın? Neden biz Osmanlı'nın kuruluşunu kalıcı hale getirmeyelim gibi düşüncelerim oldu. Rahmetli Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı idi, kendisinden Taşkışla'yı istedim, dedim ki, 'bir müzemiz olsun, tarih müzesi olmayan bir devlet olmaz.' Pazarlığa girişti Süleyman Bey, 'güzel, Taşkışla'nın alt katını vereyim' dedi. Biz alt katı üst katı konuşurken Sincan'daki tankları unuttuk, tanklar geldi ve biz gittik."
- "Taksim Kışlamız, tarihi bir cinayettir, anıt cinayetidir"
İstikrarsızlığın kötü bir durum olduğunu kaydeden Kahraman, "Bir tarihi müzemiz olmalı. Taksim Kışlamız, tarihi bir cinayettir, anıt cinayetidir. İhya edilmeli ve orası tarih müzesi haline gelmeli, tarihi yaşamalıyız, ruh vermeliyiz. Bu eksikliğimiz var. Tarihi mekanları korumalıyız. Tarihe ihanet etmeyecekseniz ki, gelecek günlerde size ihanet etmesin. Anıtlar, abideler, devletlerin tapularıdır, milletlerin tapularıdır, göz bebeği gibi korunmalıdır." ifadelerini kullandı.
Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu'ndan Milli Türk Talebe Birliği'nde dinlediği bir anıyı aktaran Kahraman, Almanların Sultanahmet Camisi'nin temelinde bir Bizans sarayı olduğu ifade ederek arama yapmak istediklerini, yetkililerden izin de aldıklarını kaydederek, "Çıldırdım, çare yok' diyor Nizamettin Nazif Bey, İsmet İnönü o zaman Cumhurbaşkanı, 'Paşam tapu elimizden alınıyor, katlediyorlar tarihimizi, yetiş.' Cumhurbaşkanı müdahale etmiş de Sultanahmet'i yıkmaktan kurtulmuşuz. Taksim Kışlası'nı, tarihi şuuru, mantalitesi sakat olanlar yıktılar. Neden tarihimize sahip çıkmayacağız. Sahip çıkacağız, çıkmalıyız ve korumalıyız." şeklinde konuştu.
Hereke halısı konusunda basında kendisi hakkında yazılar çıktığını anımsatan Kahraman, Mecliste'ki odasına da Hereke halı serildiğini ve bunun propagandasını yaptığını dile getirerek, "Halıda çok iyiydik biz, Hereke halıda dünya markasıydık. Şimdi ihya ediyoruz onu, yeniden o hale getireceğiz onu. Hereke halısı dokunması için 30 tezgahı bulacağız. Şu anda faal olarak 17'yi bulduk. Şimdi halıyı yeniden ihya ediyoruz. Aynı zamanda evlere de tezgah vereceğiz. Nisan sonrası yünlü de ipekli de sipariş alacağız. Tarihi yaşatalım ki tarihe mal olalım." değerlendirmesinde bulundu.
İsmail Kahraman, Türkiye'nin gecekondu devleti olmadığını, Osmanlı Devleti'nin topraklarında onlarca devlet kurulduğunu belirterek, kendisini ziyarete gelen bazı devlet başkanlarının Türkiye'den yardım istediklerini söyledi.
Türkiye'nin geçmişte Lüksemburg'tan 1 milyon dolar borç istediği dönemler olduğuna dikkati çeken Kahraman, "Biz Türkiye'yiz, büyüğüz biz. Büyük devlet olduğumuz için Afrin'deyiz. Çevremizi emniyete almak için oradayız, şehitlerimiz var. Az daha bu büyüklüğümüzü sona erdirmek isteyenler 15 Temmuz'da bizi perişan ediyorlardı. Bir hainin, bir zalimin, bir zavallının, bir kuklanın alet edilmesiyle, o FETÖ örgütüyle. Ama Cenab-ı Hak müsade etmedi. Cumhurbaşkanımıza, hangi partiden olursa olsun hepsinin itimadıyla meydanlar parti farkı gözetmeden doldu ve demokrasiye sahip çıkıldı, bir badireden döndük. Tarihe sahip olursak, şuurumuz olursa kimse bize bir şey yapamaz." diye konuştu.
Törende TBMM Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu ve yardımcısı Yasin Yıldız, açılacak sergi ile ilgili bilgiler verdi.
Konuşmaların ardından, Kahraman sergilenmeye başlayan eserleri ziyaret ederek, yetkililerden bilgi aldı.
İsmail Özdemir - Mustafa Burak Mehmetefendioğlu