Dorak Hazinesi: Dorak Olayı
Dorak Hazinesi nedir? Dorak Olayı nasıl meydana gelmiştir? Dorak, hayali bir hazine mi? Priamos hazinesi nedir?
Dorak Hazinesi; Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinin Dorak köyünde, Uluabat gölüne bakan manastır öreni yakınlarında bulunduğu iddia edilen ama şu güne kadar arkeolog James Mellaart'ın iddiaları ve çizimleri dışında izine rastlanamayan hazinedir. Gizemli hazine öyküsünün gerçekliği kanıtlanamadığı gibi yalan olduğuna dair kesin kanıt bulunamadığı için Dorak olayı olarak adlandırılmıştır.
Kimilerine göre hazine tamamen hayalidir ve James Mellaart nedeni bilinmeyen bir takım hesaplarla bu olayı uydurmuştur. Kimi komplo teorisyenlerine göre ise olay doğrudur ve hazine ustaca Türk makamlarından gizlenmiştir....
Hayali Hazine hikayesi nasıl başladı?
Gizemli olay, İngiltere’de 28 Kasım 1959 tarihinde “The Illustrated London Nevs” gazetesinde ünlü arkeolog James Mellaart imzalı “Dorak Kraliyet Hazinesi” başlıklı yazı ile başladı. Yazı arkeolojik bir rapor görünümündeydi.
Yazıda yer alan bilgilere göre; Mellaart, 1958’de Ankara’dan İzmir’e trenle giderken aynı vagonda yolculuk yapan Anna Papastrati adlı Rum kızıyla tanıştı. Kızın kolunda tarihi bir bilezik vardı. Mellaart bileziğe ilgi gösterinde, Anna, İzmir Karşıyaka’daki evinde aileden kalma benzeri başka mücevherlerin de olduğunu söyler, ve İngiliz arkeoloğu evine davet eder.
Yanında o gün fotoğraf makinesi olmayan Mellaart, gece kızın evinde kalarak bu parçaların resimlerini çizdi ve söz konusu dergide yayımladı...
İddiaya göre Dorak Hazinesinde neler vardı?
Arkeolog James Mellaart'a göre 1920-1922 yılları arasında Papastrati ailesinin sahibi olduğu bu bölgede yapılan kazılar sonucu İÖ ikinci binyılla tarihlendirilen dört mezara rastlanmıştı. İki soylu erkek ve iki kadına ait olan mezarlara, kadınlar günlük eşyaları ve takılarıyla, erkekler de silâhlarıyla gömülmüştü. Ayrıca mezarda bir de köpek iskeleti bulunmaktaydı. Arkeolog, hazinede yer aldığına inandığı tarihi eserleri şöyle sıralar: Altın ve gümüş kaplar; turkuaz, fildişi ve necef taşının kullanıldığı çeşitli süs eşyaları; üzerinde hiyeroglif yazısıyla Mısır Eski Krallık Dönemi V. Sülale'nin ikinci kralı Sahure'nin adının bulunduğu öne sürülen, altın bir taht kaplaması.
Makale yayınlandıktan sonra büyük ilgi uyandırdı.
Ne var ki Mellaart’ın İzmir’de verdiği adreste, ne öyle bir sokak vardır ne de çevrede öyle bir Rum kızı yaşamıştır.
Türk yetkililer bu konuda Mellaart’ı sorguya çekmiş ama aydınlatıcı bilgileri alamayınca, arkeoloji kazı iznini iptal etmiştir.
Priamos'un hazinesi olabilir mi?
Mellaart'ın kanıtlayamadığı hazinede yer alan hiyeroglif yazılı taht kaplamasıTroya II ile çağdaş, yani İÖ 2300'lere ait görünüyor. Hazinenin, Troya VII A'dan kaçırılmış Priamos'un hazinesi olabileceği de öne sürülmektedir.
1963’te Milliyet gazetesi, o anda nerede olduğu -hâlâ-bilinmeyen bu “gizemli hazineden” dolayı Mellaart’a karşı bir kampanya başlatır.
Türkiye'den kaçırılan tarih hazineleri araştıran gazeteci Özgen Acar, birçok kez İngiltere'de Mellaaıl'la görüşmek istemesine karşın sonuç alamadığını belirterek, bu davranışının hazinenin gerçek olamayacağına kanıt sayılması gerektiğini öne sürmektedir.
Bilge Umar da İzmir 1950 adlı yapıtının "Karşıyakalı Anna Papastrati'nin Esrarı / Dorak Definesi Karşıyaka 'da" başlıklı son bölümünde, Mellaart'ın bulduğunu iddia ettiği hazinenin gerçek olamayacağına ilişkin yedi kanıt öne sürer.