Dr. Rinaldo Marmara: Dede Korkut'un en eski nüshası Vatikan'da
Vatikan belgelerine göre Çanakkale Zaferi'ni, Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan levantenleri ve Dede Korkut Destanı'nı değerlendirdiği söyleşide, Türkiye Katolik Episkoposlar Kurulu Basın Sözcüsü ve Kültür Ataşesi Dr. Rinaldo Marmara, Papalığın Çanakkale Savaşı'nı, İstanbul Temsilcisi Monsenyör Dolci aracılığıyla yakından takip ettiğini söyledi.
Vatikan arşivlerinde uzun yıllar çalışmalarda bulunan Türkiye Katolik Episkoposlar Kurulu Basın Sözcüsü ve Kültür Ataşesi Dr. Rinaldo Marmara, Vatikan belgelerine göre Çanakkale Zaferi'ni, Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan levantenleri ve UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültür Mirası Dede Korkut Destanı'nı Anadolu Ajansı'na değerlendirdi.
> Çanakkale ile ilgili bir çalışmanız var. İBB Kültür AŞ’nin yayınladığı Çanakkale 1915 kitabınızın önemi nedir?
> Tam ismi "Çanakkale 1915 Vatikan Gizli Arşiv Belgeleri Işığı'nda Frank Coffee Vakası" olan bu kitap daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış olan yüze yakın belgeyi içeriyor.
" Vatikan belgelerine göre Türk askeri savaş esnasında başka milletlere saygı göstermiştir"
> Vatikan ile Çanakkale Savaşı'nı ortak paydada birleştiren nokta nedir?
> Çanakkale Savaşı'nı o dönemin Papalığı, İstanbul Temsilcisi Monsenyör Dolci aracılığıyla yakından takip etmiştir. Harp en sıcak haliyle devam ederken Harbiye Nazırı Enver Paşa mezarlara gereken saygının gösterilmesi için generallerine emir vermesi, tarihe "centilmenler savaşı" olarak geçen Çanakkale Savaşı'nın insani yönünü gösteriyor. Yani, Vatikan arşivleri Çanakkale'de Türk askerinin centilmenliğini yazar.
Bu kitapta, Vatikan belgelerine göre Türk askerinin savaş esnasında bile başka milletlere gösterdiği saygının altını çiziyorum. Savaşta kimse yabancı askerlerin mezarlarıyla ilgilenmez değil mi? Çanakkale Muharebesine baktığınız zaman Türk askeri, Çanakkale Savaşı'nda hayatını kaybeden düşman askerlerinin mezarlarıyla ilgilenmişlerdir, korumuşlardır. Bu da bir insanlık dersidir.
> Siz Levanten bir aileden geliyorsunuz. Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşayan levantenlerden bahsedebilir misiniz?
> Levanten kelimesi, Fransızca doğmak ve doğu anlamına gelen “"ever" sözcüğünden türemiştir. Levantenler, Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan genellikle İtalyan, Fransız ve İngiliz kökenli, kozmopolit bir tüccar sınıfıydı. Batılı toplumlar bizi doğulu, doğulu toplumlar da batılı olarak görürlerdi. Levantenler kapitülasyonlardan faydalanan yabancı hüviyetlerini korumuş insanlardı.
Esasen bizim zümremiz, ne doğulu ne de batılıdır. Bizler iki kültürün de sentezini yapmışızdır. Ortak dilimiz Rumcaydı. Bütün levantenler Rumcayı bilir. Halen bu zümrenin mensupları İstanbul Pangaltı, İzmir Alsancak, Bornova ve Buca'da kendi hallerinde yaşıyorlar.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Levanten zümresi, her zaman hoşgörü ile karşılanmışlardır. O dönemde Fransızlar, İtalyanlar, İspanyollar iç içe yaşıyorlardı. Yani, o zamanlar Osmanlı bir ortak pazar kurmuştu. Bu nedenle, Osmanlı İmparatorluğu Avrupa Birliği'ne model olmuştur denilebilir. Osmanlı, kendi topraklarında Fransızı, İtalyanı ayrı ayrı ağırlamıştır. Kendi okulları kendi kiliselerini açmaya izin vermiştir. Hatta kendi mahkemeleri bile vardı. Bu model bugünkü Avrupa Birliği modelidir. Bir anlamda, Osmanlı İmparatorluğu Avrupa Birliğinin öncüsü ve modeli sayılmaktadır.
Bu Osmanlı'nın hoşgörü ile karşılama adeti bugün de devam ediyor. Örneğin, Türkiye topraklarında üç buçuk milyon Suriyeli var. Onları da Türkiye kabul etmiştir. Türkiye’nin mültecileri ağırlaması Osmanlı’dan gelen eski bir gelenektir.
> Vatikan arşivlerini Türkiye’ye taşıyan kişi olarak tanınıyorsunuz. Bunun sebebi levanten olmanız mı?
> Vatikan arşivlerine girmek önemli değil esasen. Girdiğiniz zaman doğru belgeyi bulmak önemli. Kataloglama yapılmamıştır ve arşivlerin raf uzunluğu seksen kilometreyi aşıyor. Amacım Vatikan arşivlerini Türk tarihçilerine kazandırmak. Vatikan arşivlerinde Türkiye ile ilgili olan belgeleri okumak için İngilizce geçerli değil. İtalyanca ve Fransızcayı çok iyi derecede bilmek lazım. Bir lisandan diğer lisana geçebilmeniz gerekebilir; mesela yazılan Fransız mektubunun cevabı İtalyanca olabiliyor veya tersi.
> Sizin Vatikan arşivlerini Türkçeye taşıyan bir çalışmanız var. Bundan bahsedebilir misiniz?
> Ben genellikle kitaplarımı yayımlanmamış Vatikan belgelerinden hazırlıyorum. Fransızca ve İtalyanca lisanlarını bilmeyen Türk araştırmacılara kolaylık sağlamak için Vatikan arşivlerinin Türk tarihi ile ilgili belgeleri hakkında bir katalog çalışması başlattım. Türkçe kataloglardan araştırmacılar istedikleri kaynağa erişebilecekler. Bu konuda ikinci aşama olarak da konulu ve belgeli kataloglama sürecim devam ediyor. Türk araştırmacılara faydalı bir kataloglar serisini kazandırmayı hedefliyorum. Bu yeni bir proje üzerinde halen çalışıyorum. Geçmişte, belgelerin birebir basımını içeren iki kitabım yayımlandı.
> Geçtiğimiz yıl Türk Destanı "Dede Korkut" UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültür Mirası Temsili Listesi'ne kabul edildi. Vatikan’da bununla ilgili bir belgeye rastladınız mı?
> Türk Destanı Dede Korkut’un en eski nüshası Vatikan’da. Bu vesileyle, o nüshayı Türkiye’ye getirip sergilemek iki ülke arasındaki ilişkileri vurgulamak adına güzel bir çalışma olabilir.
Selin Çalık Muhasiloviç - AA