Edirne tarihi eser envanteri
Edirne tarihi eser envanteri listesi
A - Müzeler
• ARKEOLOJİ VE ETNOGRAFYA MÜZESİ
• TÜRK İSLAM ESERLERİ MÜZESİ
• SULTAN II. BAYEZİD KÜLLİYESİ SAĞLIK MÜZESİ
• LOZAN MÜZESİ
• BALKAN MÜZESİ
• SELİMİYE VAKIF MÜZESİ
• Sittişah Sultan Camii
Fatih Sultan Mehmet'in Zevcesi ve Dulkadiroğlu Süleyman Bey'in kızı olan Sitti Hatun tarafından 1482’de yaptırılmıştır.Tarihi kaynaklardan anlaşıldığı üzere 1743 yılına kadar ayakta olan sarayının bir bölümüne camii yaptırmıştır.Cami halk arasında Sitti Şah Sultan Camii, Sitti Sultan Camii ve Hatuniye camii olarak da bilinmektedir. 1980 ve 1990'lı yıllarda onarıma girmiştir. Yapının 1520, 1530, 1574 tarihli üç vakfiyesi bulunmaktadır. 1530 tarihli vakfiyede, Keşan'ın Tavruk ve Kratoya köylerinin;1573-1574 tarihli vakfiyede ise, yukarıda adı geçen iki köye ek olarak Depeli Köyü'nün bu camiye vakfedildiği belirtilmektedir.
Ulaşım: Şehir Merkezi/EDİRNE
• Defterdar Camii
Cami, II. Selim döneminde Defterdar olan Mustafa Paşa tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmıştır.Talat Paşa Caddesi üzerinde, Sitti Sultan Camii'nin kuzeybatısındadır. Yapı, genişçe bir avlu içindedir. Kaynaklarda, Defterdar Camii, Defterdar Mustafa Çelebi Camii, Defterdar Kara Mustafa Paşa Camii adlarıyla da anılmaktadır. Evliya Çelebi, harim(cami) kubbesinin görkemli; minaresinin ise, bu kubbeye göre orantılı inşa edildiğini söylemektedir. Caminin kubbesinin 1752 depreminde göçtüğünü; 1870'li yıllarda, Hacı Ruşen Efendi tarafından yaptırılan onarımda, harimin, ahşap bir çatıyla örtüldüğünü belirtmektedirler. Vakıflar Genel Müdürlüğünün 1953 ve 1962 yıllarında yaptırdığı onarımlarda, kubbe, son cemaat yeri, taçkapı ve pencereler, aslına uygun olarak yenilenmiştir.
Ulaşım: Şehir Merkezi/EDİRNE
• Gazi Mihal Camii
Edirne'nin batısına uzanan Talat Paşa Caddesi'nin bitiminde, Mihal bey köprüsünün karşı tarafında güneybatıda yer alır. Kuzey cephede taç kapının üzerindeki dikdörtgen bir taş levhada yapının, 1421 tarihli inşa kitabesi bulunmaktadır. Eser tamamen kesme taşla inşa edilmiştir. Duvarlarda nadiren mermer kaplamalara da rastlanmaktadır. Derin bir niş( üstü kemerli duvar hücresi) biçimindeki kuzeydeki taş kapıdan; kuzey, güney aksında ilk olarak üzeri kubbeli orta sofa (hol) ile onun güneyindeki üzeri beşik tonozla(silindirik) örtülü esas ibadet mekânına ulaşılmaktadır.
Ulaşım: Kapıkule Yolu/EDİRNE
• Ekmekçizade Kervansarayı
Ekmekçizâde Ahmet Paşa Kervansarayı, Ayşe Kadın Hanı olarak da bilinir. Yancıkçı Şahin mahallesinde İstanbul yolu caddesinde Ayşekadın semtinde bulunmaktadır. Ekmekçizâde Ahmet Paşa tarafından 1609 (H.1018) tarihinde Sedefkar Mehmed Ağa ile Edirne'li Mimar Hacı Şaban Ağa'ya yaptırılıp Sultan Ahmed'e hediye edilmiştir.
Ulaşım: Ayşekadın/EDİRNE
• Rüstempaşa Kervansarayı
Kanuni Sultan Süleyman'ın Sadrazamı Rüstem Paşa, Mimar Sinan’a yaptırtmıştır. Klasik Osmanlı mimarisinin ilginç örneklerinden olup Kanuni döneminin görkemli yapılarındandır. Avlulu hanlar planındadır. Dikdörtgen avlunun çevresine iki katlı odalar yerleştirilmiştir. Katların avluya bakan yüzleri, revaklıdır. Revakların arkasında ocaklı ve nişli odalar bulunur. Uzun yanlarda, karşılıklı olarak yukarı çıkan merdivenler vardır. Üst kat pencere ve kapı kemerlerinde tuğla süsleme ilginçtir. Kesme tas ve tuğladan örülmüş duvarlar yapıya anıtsal bir görüntü kazandırmaktadır Rüstem Paşa Kervansarayı 1972 yılında restore edilerek otel haline getirilmiş ve başarılı görülen bu restorasyonla 1980 yılında Ağa Han Mimarlık ödülünü almıştır.
Ulaşım: Şehir Merkezi/EDİRNE
• Bedesten Çarşısı
1417 - 1418'da Çelebi Sultan Mehmet Eski Cami'ye vakıf olarak yaptırmıştır. İki renkli kesme taşlarla kaplanmış süslemeli duvarlı, 14 kubbeli bir yapıdır. Kubbeler kurşunla kaplıdır. 40.54 - 74.94 m. ölçüsündeki yapının dört yanında kapılar vardır. Her kubbenin altında sivri kemerli bir pencere bulunmaktadır. İçte, uzun yüzlerde tonozla örtülü 14'er,kısa yüzlerde 4'er hücre yer alır. Evliya Çelebi. Bedestendeki elmas ve takıların birkaç Mısır hazinesi değerinde olduğunu ve bunları altmış gece bekçisinin koruduğunu yazar. Son yıllarda onarılmış olan Bedesten, çarşı olarak kullanılmaktadır.
Ulaşım: Şehir Merkezi/EDİRNE
• Deveci Hanı (Eski Hapishane)
Yapı iki katlı olup, Osmanlı Hanlarının erken örneklerindendir. Yapıda kesme taş ve tuğla kullanılmıştır. Üst katta 31 odası bulunmaktadır. İnşa yılı olarak da yapı özelliğine dayanılarak 15. Yüzyılın ilk yarısında yapıldığı tahmin edilmektedir. Vali Rüstem Paşa zamanında (1846) yapı tamir edilerek cezaevine dönüştürülmüştür, 1949 yılına kadar da cezaevi olarak kullanılmıştır. Vali Hacı İzzet Paşa (1891 - 1892) zamanında esaslı bir onarım görmüş, hapishaneye ek olarak revir ve 4 oda eklenmiştir. Çok amaçlı salon bu kısımdadır. Yapının güney cephesinde Mustafa Razi (Çıpanlı Razi) tarafından yazılmış bir kitaba bulunmaktadır. Restore edilen yapıda ait katta, Edirneli Ressam Hayri Çizel ile Edirne'de görev yapan Ressam Hasan Rıza Sergi Salonları ile atölyeleri, üst katlarda ise idari odalar bulunmaktadır.
Ulaşım: Şehir Merkezi/EDİRNE
• Edirne Evleri
Edirne çok önemli bir sivil mimari merkezidir. Köşkler, konaklar ve özel dekore edilmiş çeşitli ahşap evler, Edirne kari adı verilen Özel süsleme tarzıyla dekore edilmiş pek çok eser, günümüze kadar gelmiştir. Kaleiçi, dar sokakları ve tarihi kalıntılar arasındaki eski evleri ile Orta çağlardan günümüze yaşayarak gelmiş bir bölgedir.
Ulaşım: Kaleiçi/EDİRNE
• Darül Hadis Camii
1435 yılında II. Murat tarafından Tunca nehri kıyısında yaptırılmıştır.. Caminin yanındaki türbelerde II. Murat'ın iki oğlu ile III. Mustafa ve III. Ahmet'in çocuklarının kabirleri vardır.
Ulaşım: Şehir Merkezi/EDİRNE
• İlhan Koman Konağı
Heykel sanatımızın en değerli isimlerinden İlhan Koman'ın doğduğu evdir. Neo-klasik üsluptaki konak, Rum mimar ve ressamlar tarafından 1908'de yapılmıştır.
Ulaşım: Kaleiçi/EDİRNE
• Üç Şerefeli Camii
1433-1447 yılları arasında. II.Murat'ın yaptırdığı Cami Osmanlı Sanatının erken ve klasik dönem üslubu arasında yar alır. Burada ilk kez uygulanan bir planla karşılaşılmaktadır. 24 m. çapındaki büyük merkezi kubbe, ikisi paye, dördü duvar paye olmak üzere altı dayanağa oturur. Yanında daha küçük ikişer kubbe ile örtülü kare bölümler vardır. Yapı, bir yenilik olarak enine dikdörtgen bir yapıdır. Böylece enine gelişen mekâna ulaşılmak istenmiştir. Bu planı Mimar Sinan İstanbul camilerinde daha gelişmiş biçimiyle uygulamıştır. Ayrıca, Osmanlı mimarisinde revaklı avlu ilk kez bu camide kullanılmıştır. Avlunun dört köşesine minareler yerleştirilmiştir. Üç Şerefeli Cami, bu özellikleriyle sonraki camilere öncü olan anıtsal bir yapıdır. Revak kubbelerindeki özgün kalem işleri Osmanlı camilerindeki en eski örneklerdendir. Camiye adını veren üç şerefeli anıtsal minare, 67,62 m. yüksekliğindedir. Her şerefeye ayrı yollardan çıkılması ilginçtir. Minare kırmızı taştan zikzaklar ve ak karelerle devinim kazanmıştır.
Ulaşım: Şehir Merkezi / EDİRNE
• Selimiye Arasta Çarşısı
III. Murat Selimiye camisine gelir sağlamak için Mimar Davut Ağa'ya yaptırtmıştır. 256 m. uzunluğunda, 73 kemerlidir. İçinde iki yanda 124 dükkân vardır. Evliya Çelebi, buranın 'Kavaflar Çarşısı" olduğunu yazar. Dua kubbesinde, burada dükkânı bulunanların her sabah, doğru iş yapacaklarını ant içtikleri ve dua ettikleri bilinir.
Ulaşım: Şehir Merkezi/EDİRNE
• KARAAĞAÇ ESKİ TREN GARI
Günümüzde Edirne’nin eski tren garı olarak bilinen ve halen mevcut olan binanın yapımından daha önce, demiryolunun bölgeye ilk geldiği dönemde yapılan en eski gar binası hakkında mimari bilgilere, zamanımıza kadar gelen kartpostallardaki görüntülerinden ulaşılabilmektedir. İlk gar binasının 1872 yılında inşa edildiğini (Ahunbay, 1989:567), bugünkü Edirne Garı’nın bulunduğu yerde önceleri başka bir istasyon binasının bulunduğu, hatta açılış töreninin burada yapıldığı ( Yavuz 1981:259) ve bu yapının 90’lı yıllarda Trakya Üniversitesi’ne bağlı, sosyal tesis olarak kullanılan bina olduğu elde edilen bilgilerdendir (D.D.Y’dan 1980 yılında emekli olan Seyit Alpak).
Mimar Kemalettin Bey’in, eseri olan gar binasının, tasarım tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber Meşrutiyet’in ilk yıllarında yapılmış olmalıdır. İnşasına başlangıç tarihi de tam kesin değildir.1911-1912 veya 1912-1913 yıllarında olduğu belirtilir.(Yavuz:50.257). Genel olarak 1914 yılında bitirilmesine rağmen önce 1. Dünya Savaşı, sonları da çeşitli siyasi gelişmeler yüzünden ancak 1930 yılında hizmete girmiştir. 1959 yılında onarım geçirerek içi yeniden düzenlenmiştir (Yavuz: 50, 257). Edirne-İstanbul hattının değişmesi sebebiyle yapılan yeni gar binasına taşınılınca, Karaağaç’ta ki yapı 4 Ekim 1971’de terk edilmiş (Engin: 217), 1974 Kıbrıs harekâtı sırasında ileri karakol görevi yapmıştır (Yavuz: 257). 16 Haziran 1977 yılında, Edirne’de yeni kurulan Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi’ne devredilmek üzere Maliye Bakanlığı’nca satın alınmıştır (Kazancıgil, 1995: 181).Trakya Üniversitesince misafirhane, derslik ve rektörlük dâhil olmak üzere kullanılmış olup, günümüz de Güzel Sanatlar Fakültesi olarak hizmet vermektedir. Demiryollarına bağlı diğer birimler de üniversiteye bağlı çeşitli bölümlerin amacına yönelik olarak kullanılmaktadır.
Yapının planlarında kullanılan ölçü birimi mikyastır. Mimar Kemalettin Bey’in tasarlamış olduğu plan 1959’da aslının üzerinden kopya edilen, onarım ve değişiklik amacı ile hazırlanmış projeye aittir. Yapının tümüne yakın bölümünde ihtiyaçlar doğrultusunda değişiklik yapılmış, lojmanların hepsine bağımsız banyo birimleri eklenmiş, alt katta bekleme salonları, lokanta, bagaj ve bilet gişe yerleri değiştirilmiştir
• ESKİ CAMİ...
Yıldırım Bayezid Han oğlu Emir Süleyman tarafından 1403 senesinde yapımına başlanmıştır. Ölümünün ardından cami inşası 1414 yılında Çelebi Mehmet zamanında tamamlanmıştır. Caminin yan kapısı üzerinde yer alan kitabeye göre Mimarı Konyalı Hacı Alâeddin ve kalfası İbrahim oğlu Ömer’dir.Kare plan iç mekân 2116 m2’dir. Üzeri dokuz kubbeyle örtülüdür. Bu bakımdan çok kubbeli camiler gurubuna girmektedir. Caminin kuzey köşesinde, camiyle birlikte yükselen tek şerefeli minare camiyle birlikte düşünülmüştür. Caminin batı köşesinde diğerinden daha yüksek ve iki şerefeli olarak tasarlanan müstakil minare sonradan Çelebi Sultan Mehmet Han tarafından yaptırılmıştır. Bu minarede şerefelere ayrı merdivenlerden çıkılmaktadır.
Cami, Üç Şerefeli Cami’nin yapılmasının ardından Eski Cami adını almıştır. Mermer minberin yan yüzleri rumi ve geometrik desenlerle süslenmiştir. Ayrıca bir tarafında ayet yazı kuşağı bulunmaktadır. Şehrin ilk ulu camii olması bakımından minberinde hep fethin sembolü olarak sancak asılı olmuş ve protokol törenleri burada yapılmıştır. Osmanlı Padişahlarından III. Mustafa ve II.Ahmet bu camide kılıç kuşanmışlardır. Bu geleneği simgesel de olsa yaşatmak için bugün bile Cuma Hutbelerine imamların Kılıç ile çıkma sebebi budur. Hacı Bayram Veli II. Murat döneminde Edirne'yi ziyaret etmiş ve Eski Camide vaaz vermiştir. Hacı Bayram Veli'nin anısına duyulan saygı nedeniyle Vaaz Kürsüsü imamlarca kullanılmaz.