En geniş tabanlı Memeliler Atlası hazırlandı
Fosil kayıtları, müze envanterleri ve arkeolojik veriler de taranarak şu ana kadarki en geniş tabanlı memeliler atlası oluşturuldu. 130.000 yıl öncesinden günümüze dek varlığı tespit edilen yaklaşık 6 bin memeli atlasta yerini aldı. Bilim adamları haritaya soyu tükenmiş memelileri de ekledi.
Biyolojik çeşitliliği araştıran veya iklim değişikliğinin türleri nasıl etkilediğini (ve etkileyeceğini) tahmin etmeye çalışan bilim adamları memeli türlerinin dağılım haritalarına ihtiyaç duyar. Ancak bugüne dek oluşturulan haritalar eksiktir ve pek çoğu türlerin doğal yaşam alanlarını, tarihsel tutarlılık içinde göstermezler. Üstelik bugün gerek doğal koşullar gerek insan müdahalesi ile soyu tükenen pek çok memeli türü de bu haritalarda yer almaz ya da hâlâ yaşıyor görünür...
Danimarka'nın Aarhus Üniversitesi ve İsveç'in Göteborg Üniversitesi'nden araştırmacılar bu sorunları aşabilecek, bugüne kadarki en kapsamlı memeli soy ağaçları ve atlası hazırlamak için elele verdi. Bugüne dek yaşadıkları tespit edilen ve yakın zamanda soyu tükenmiş memeli türleri de tek tek atlasın veri tabanına kaydedildi. Taksonomik olarak entegre edilmiş platform, ~ 130.000 yıl öncesinden günümüze dek varlığı tespit edilen yaklaşık 6 bin (haber yapımı aşamasındaki tür sayısı 5,831) memeli türününü filogenisi, aralık haritası, özellik verileri, tehdit ve risk analizleri ile sıralandırdı.
İsveç'teki Göteborg Üniversitesi'nden Biyolog Søren Faurby liderliğinde hazılanan atlasla ilgili bilimsel makale, 10 Temmuz tarihinde Ecology dergisinde yayınlandı. Søren Faurby, Matt Davis, Rasmus Østergaard Pedersen, Simon D. Schowanek, Alexandre Antonelli, Jens‐Christian Svenning imzaları ile yayınlanan makale Memelilerin Makro-ekolojik Filogenetik Atlası (The Phylogenetic Atlas of Mammal Macroecology) başlığını taşıyordu.
Bilim adamları ilk defa haritaya soyu tükenmiş memelileri eklediler
Makaleye göre haritada yakın zamanda soyu tükenmesi beklenen Tazmanya kaplanından, mamutlara kadar soyu tükenmiş türlerin tamamı dahil edildi.
Makalenin yazarlarından Danimarka'da Aarhus Üniversitesi öğretim üyesi Paleontolog Matt Davis, “Küresel biyolojik çeşitlilik modellerini inceliyorsak, 100 yıldan daha kısa süre önce yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Tazmanya kaplanı gibi türleri de jeolojik zaman çizelgesinde görmeliydik. Bugün Afrika'yla filler ve aslanlar gibi büyük memelileri bir araya getiriyoruz. Ancak 30 milyon yıl önce dünyanın büyük bölümünde, daha büyük dolaşıyordu. Bu büyük memelilerin birçoğununun soyu tükendi. Bir çoğuna göre insan türü daha genç sayılır ama unutmamak gerekir ki tarih öncesi olarak düşündüğümüz yünlü mamut gibi türler, Mısır'daki Büyük Piramidin inşa edildiği zamana kadar yaşadı." dedi.
- Atlasa göre ayı türlerinin coğrafi dağılımı -
Eski haritalar ve yeni algoritmalar
Makaleye göre, her memeli türünü içeren veritabanı kurmak kolay iş değildi. Araştırma ekibininin, mevcut veri kümelerini birleştirmesi ve verideki eksikleri doldurma çabaları aylar sürdü.
Daha sonra veriler eski haritaların üzerinde değerlendirildi ve insanların müdahalesi olmadan türlerin doğal yaşam aralıkları anlaşılmaya çalışıldı. Bu aşamada müze kayıtları da kontrol edildi.
Soyu tükenmiş türlerin memeli soy ağacına eklenmesi ve bunlar için modern aralıklar yapılması daha da zordu. Bilim adamları, dünyadaki fosil yataklarından ve arkeolojik kayıtlardan elde edilen DNA kanıtlarını ve verilerini derlemeye gayret etti. Soyu tükenmiş türlerin günümüzde yaşayan memelilerle uyuşma yerlerini tahmin etmek için yeni ve yüksek kapasiteli algoritma kullanıldı.
Aarhus Üniversitesi profesörü ve Aarhus lideri Jens-Christian Svenning, “Bu kapsamlı veri tabanı, halihazırdaki restorasyon taban hatlarını bilgilendirmek ve biyolojideki pek çok tartışmalı fikrin yeniden değerlendirilmesini sağlamak için çok gerekli kanıtlar sağladı. Ama bu sadece başlangıç. Diğer araştırmacıların, korumacıların ve eğitimcilerin de katkısını bekliyoruz. Programın kullanımı kolay ve herkese açık veri tabanı sayesinde kolaysa katkı sağlanabiliyor. İnsan kaynaklı biyolojik çeşitlilik açıklarını sayısallaştırmak ve haritalamak için veri tabanını kullanıyoruz ve dünya genelinde restorasyon potansiyelini değerlendiriyoruz" dedi.
arkeolojikhaber.com