Endülüs çinisi Tunus'da yaşatılıyor: Mimar Semir Dağfus, ülkesinde Endülüs çinisi üretimini canlandırdı
Başkentin 60 kilometre güneyinde yer alan Nabel kentindeki atölyesinde Endülüs çinisi üreten Tunuslu mimar Semir Dağfus, ürünleriyle yurt dışına açıldı.
Mimarlık alanında doktora derecesine sahip Dağfus, kendi girişimleriyle kurduğu Endülüs motiflerini taşıyan el yapımı çinileri ürettiği atölyesinde AA muhabirine konuştu.
İtalya’daki Milano Üniversitesi Mimarlık Fakültesinden 1991 yılında mezun olduğunu belirten Dağfus, “Lisans eğitimimin ardından yine kendi alanımda yüksel lisans ve ardından doktora eğitimimi tamamladım. Bir süre mimarlık ve mühendislik alnında çalıştıktan sonra üniversitede ders vermeye başladım. İtalya’da mimarlık eğitimi almak sizi kültürel mirasa, tarihe ve özgünlüğe dönmenizi sağlıyor. Ben de eğitimim süresince kendi kültürel mirasımızla bağ kurdum. Ülkeme döndükten sonra antik yapılar konusunda uzmanlaştım ve restorasyon işine yöneldim.” ifadelerini kullandı.
Portekiz ve İspanya’da Endülüs çinisi tarihi öğretiliyor
Tunus’ta Endülüs çinisi üreticisi olmadığı için Fas’a gittiğini söyleyen Dağfus, “Endülüs çinisinin nasıl üretildiğini öğrenmek için bir süre Fas’ta yaşadım. Endülüs çinisinin tarihine ilişkin birçok rivayet var, Lübnan ya da Suriye’den geldiğini iddia edenlerin aksine bu zanaatın Endülüs kökenli olduğunu düşünüyorum. Doğu Arap ülkelerinde (Lübnan ve Suriye) bu seramik çeşidine Endülüs Sarayı diyorlar. Batı ülkelerinde ise farklı bir görüş var; Fransa, İspanya ve Portekiz'de bu çiniyi Fransa kökenli olduğunu düşündükleri için kendi kültürlerinin bir parçası olarak görüyorlar.” diye konuştu.
Portekiz ve İspanya’da Endülüs çinisi tarihinin ilkokuldan itibaren çocuklara öğretildiğini aktaran Dağfus, “Bu çininin Endülüs kökenli olduğu çok açık, çünkü hala Portekiz ve İspanya’da bu çini çeşidi kültürel miras olarak görülüyor. Birçok atölyede Endülüs çinisi üretiliyor.” dedi.
“13 yıldır bu proje üzerinde çalışıyorum”
Endülüs çinisi üretimine başlamaya karar verdiğinde en çok seramik yapımında kullanılacak ekipmanı bulmakta zorluk çektiğini belirten Dağfus, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“13 yıldır bu proje üzerine çalışıyorum. Birçok zorlukla karşılaştım, özellikle ekipman ve üretimde çalışacak ustaları bulmakta zorlandım. 60’lı ve 70’li yıllarda bu mesleği icra eden ustaları buldum. Onlardan eski ekipmanlarını satın aldım. Mimarlık eğitimi aldığımdan dolayı atölyemde bu mesleği geliştirdim. Atölyem, Libyalıların, Cezayirlilerin ve İtalyanların bu zanaatı öğrendikleri bir okul haline geldi.”
Endülüs çinisi istenilen renk ve modele göre üretiliyor
Dağfus, atölyede ürettiği ürünün pazarlamasında herhangi bir zorlukla karşılaşmadığını belirterek, küresel pazarda ürünlerine rağbet olduğunu ve yurt dışına pazarladığı ürünlerin yüzde 90’ını sosyal medya siteleri üzerinden yaptığını söyledi.
Fransa, İtalya, Almanya, Cezayir, Libya ve İsveç gibi birçok ülkeye ürünlerini sattığını aktaran Dağfus, müşterilerinin internet sitesi üzerinden seçtikleri renk ve şekillere göre üretim yaptıklarını ayrıca istenilen adette ve kendi istedikleri markayı basarak ürettiklerini kaydetti.
Tunus’ta gençlerin beden gücü isteyen işlerde çalışmaktan hoşlanmadığını paylaşan Dağfus, “Burada işçi bulamadığım için Fas’tan usta ve işçiler getirdim. Tunuslulara bu mesleği öğretmeye çalıştım ama tüm girişimlerim başarısızlıkla sonuçlandı.” dedi.
Çini ustaları Fas’tan
Dağfus’un atölyesinde çalışan 47 yaşındaki çini ustası Faslı el-Alemi el-Gali, 1996 yılında Faslı bir sanayiciden bu zanaatı öğrendiğini söyledi.
İlk olarak çinileri boyamakla işe başladığını belirten Gali, “Zor olmasına rağmen bu zanaatı öğrenmek için çok çabaladım. Fas’ın orta kesiminde yer alan Raşidiyye eyaletindeki Erfud’daki bir atölyede eğitimimi tamamladım. Ustam ilk olarak bana seramikleri boyamayı ve birbirine uyan renklerin hangileri olduğunu öğretti. Sonra diğer aşamaları öğrendim. 2015 yılından bu yana Tunus’tayım ve istenilen renk ve modellere göre çalışıyorum.” diye konuştu.
Fas’ta çini sektörünün çok iyi olduğunu dile getiren Gali, camcılık, ahşap oymacılığı ve alçı işleri gibi el sanatlarını sevdiğini bu yüzden zorluklarına rağmen bu mesleği devam ettirdiğini sözlerine ekledi.
Mehmet Akif Turan - AA