Engin Özendes, Medine Muhafızı Fahreddin Paşa'nın fotoğrfçılıktaki ustalığını anlattı
Efsanevi Medine Kahramanı'nın hayatından önemli kesitlerin ve fotoğraflarının sergilendiği Fahreddin Paşa Medine Müdafii sergisi Zeytinburnu Kazlıçeşme Sanat merkezi'nde hâlâ görmeyenleri beklerken, onun farklı yönlerini yansıtan söyleşiler de sürüyor.
Kazlıçeşme Sanat’ta, Fahreddin Paşa Medine Müdafii sergisi ziyaretçileriyle buluşmaya devam ediyor. Serginin küratörü Ömer Faruk Şerifoğlu, sergi kapsamında her ay birbirinden kıymetli konuklarla Fahreddin Paşa ve Medine Müdafaası’nın farklı yönlerini konuşmaya devam ediyor. Bu kapsamda düzenlenen Şubat ayı programında, Fahreddin Paşa’nın fotoğrafçılığı hakkında konuşmak üzere tarihçi Engin Özendes konuk oldu.
Türkiye'de fotoğrafçılığın gelişimi ve manzara fotoğrafçılığının çne çıkış nedeni
Zeytinburnu Kültür Sanat’ta 9 Şubat akşamı saat 19.30’da başlayan programın sunuculuğunu Ömer Faruk Şerifoğlu yaptı. Programın konuğu Engin Özendes, söyleşinin başında fotoğraf sanatının tarihine değindi. Osmanlı döneminden itibaren ülkemizde fotoğrafçılığın gelişimi hakkında da bilgi veren Engin Özendes, “Tabi bu stüdyolar önce Türkiye’deki azınlıklar tarafından daha çok benimseniyor. Çünkü Müslüman ahali, daha çok garantisi olan mesleklere yatkınlık duydukları için… Mesela ilk açılan fotoğraf stüdyosu, 1850’de yine Grand Rue de Pera’da, İstiklal Caddesi’nde, Vasili Kargapoulo tarafından açılıyor. Rum asıllı bir fotoğrafçı ve onun çektiği dış çekim fotoğrafları. Bu arada şunu da söylemek istiyorum, bu dış mekân fotoğrafları niye bu kadar çok, fotoğraf stüdyoları tarafından çekiliyor? Çünkü o dönemin turizm anlayışı, gittikleri yerden, gezdikleri yerden belge getirmek. Eh, fotoğraftan başka da bu belgeyi birebir gerçek yüzüyle gösterecek bir şey yok. O nedenle de fotoğraf stüdyoları, bunları turiste satmak amacıyla yapıyorlar.” sözlerini söyledi.
Fahreddin Paşa, kusursuz görüntüler çekiyor
Engin Özendes, daha sonra Fahreddin Paşa’nın fotoğrafçılığıyla tanışma hikâyesini ise şu sözlerle anlattı: “1970’li yılların ortaları. Ben, fotoğraf tarihi ile ilgili araştırmalarımı çok böyle yoğunlaştırarak devam ediyorum. Ama özellikle bu üç fotoğraf var ki kimin çektiği belli değil ve çok ince. O dönemin kartları biliyorsunuz fotoğrafçılar tarafından yapılırdı, herhangi bir kâğıda özel kimyalar sürülerek yapılırdı. Bu da böyle, dosya kâğıdına diyelim, basılmış üç tane fotoğraf. Ben bunların peşine o kadar düştüm ki… Çünkü bu, 1891’de açılan Haydarpaşa-Ankara demiryolunun üzerindeki tünel, demiryolu köprüsü ve bir Sapanca kıyıları fotoğrafı. Yani inanılmaz bir perspektif, inanılmaz bir kadraj. Her şeyi size hissettiren bu üç fotoğrafı kim çekti? Hiçbir şey belli değil. Çekeni belli değil ama kusursuz fotoğraflar. Sonunda usta fotoğrafçının, tarihimizin kahramanlarından, Medine Müdafii Fahreddin Paşa olduğunu öğreniyorum. Nasıl öğreniyorum, o araştırma şeyi içinde, hatırlamıyorum. Emin olun hatırlamıyorum. İnanılmaz bir onur ve sevinç duydum. Çünkü, şimdiye kadar anlattığım asker fotoğrafçıların birtakım çekimleri vardı, bunlar daha çok işte dediğim gibi güzel şehir manzaraları ya da ev içindeki portreler falan. İlk defa gittiği görevde, kusursuz hem de, yani sadece tespit etmek için çekmiyor Fahreddin Paşa, kusursuz görüntüler çekiyor. Kadrajıyla, perspektifiyle, ortalamasıyla müthiş fotoğraflar.”