Geç Antik Çağ: Geç Antikçağ
Geç Antikçağ nedir? Geç Antikçağ hangi dönem? Geç Antik Çağ hangi yılları kapsar?
Eskiçağ tarih yazımında, Klasik Antik Çağın son dönemini ifade etmek için kullanılan terimdir. 20. yüzyıl başında ilk kez ifade edilmiş ve bugüne dek kullanılagelmiş terimdir. Kavram tarihçilerce benimsendiğinde tarih aralığı olarak M.S. 2'inci yüzyılın sonlarından 5'inci sonlarına kadar olan dönemi baz almaktaydı. Bu sınırlandırmanın öıkış noktası ise Grek Roma medeniyetinin çöküş dönemini esas almasıydı. Kavramın sınırları tartışma konusu olmuş ve M.S. 476'da Roma İmparatorluğu çökse de kurumlarının etkisinin bir süre daha devam ettiği savunularak daha ileri tarihlere çekilmesi gerektiği ileri sürülmüştür. Popüler tarih yazımcılar M.S. 300 - M.S. 600 yılları arasını Geç Antik Öağ olarak genelleyerek bir çıkış yolu oluşturmayı denemişlerdir.
Kavramı ilk kullanan Avusturyalı sanat tarihçisi Alois Riegl Riegl 1901’de yayınladığı Geç Roma Sanat Endüstrisi adlı eserinde 4. –5. yüzyıllararası sanatının klasik sanattan ve Ortaçağ sanatından farklı olduğu görüşünü savunarak, bu dönemi “Geç Antikçağ” olarak nitelendirmişti.Geç Antikçağ kavramını akademik disipline sokan isim Peter Brown olmuştur.
1971’de yayınladığı The World of Late Antiquity adlı eserde, idari, siyasi ve ekonomik konulardan ziyade, MS II. yüzyılın sonlarından VIII. yüzyılın ortalarına kadar Akdeniz dünyasının dini, kültürel ve sosyal tarihi temaları yer alıyordu. Hıristiyan dünyasının yanı sıra bu kitap, daha önceki eserlerde bağımsız olarak yer verilmeyen İran medeniyeti ve İslam medeniyetinin ilk yüzyılını da Geç Antikçağa dâhil ederek, terimin sınırlarını coğrafi olarak da genişletiyordu.
Prof. Dr. Turhan Kaçar "Geç Antikçağ Tartışmaları ve Bir Revizyon Önerisi Olarak 'Birinci Bin Yıl' " başlıklı makalesinde konu hakkında şu özetlemeyi yapmaktadır:
Eskiçağ ile Ortaçağ dünyası arasında bir geçiş dönemi olarak ilk defa 20. yüzyılın başında sanat tarihiçalışmalarında tanımlanan Geç Antik Çağ, özellikle son yarım yüzyılda popüler hale gelmiş ve günümüzde artık farklı bir disiplin ve tarihsel dönem olarak kabul edilmiştir. Modern tarih ve arkeoloji çalışmalarında “kısa ve uzun Geç Antik Çağ” olarak iki farklı kronolojik çerçeveye sahip olan bu dönem; araştırmacılar tarafından Diocletianus’tan, Iustinianus’a (3. yüzyıl sonu–6. yüzyıl) veya 2.–8. yüzyıllar arasına, hatta 10. yüzyıla kadar uzatılmaktadır. Geç Antik Çağ’ın coğrafi odağı büyük oranda Roma İmparatorluğu’nun doğu topraklarıdır. Doğu Roma İmparatorluğu’nu ayakta tutan en önemli bölge olan Anadolu’nun Geç Antik Çağ’daki durumu bu bağlamda çok önemlidir. Anadolu’nun tarihi ve arkeolojisi üzerine yürütülen çalışmalar, Geç Antik Çağ dünyasıyla ilgili akademik tartışmalara göz ardı edilemeyecek derecede önemli bilgiler sağlamış ve sağlamaya devam etmektedir. Bundan dolayı, Anadolu arkeolojisinde Geç Antik Çağ’a ilişkin buluntular, son zamanlarda üzerinde en çok durulan konuların başında gelmektedir. Arkeologlar geçmiş dönemlerde daha çok Arkaik, Klasik, Hellenistik ve İmparatorluk sanatı, mimarisi ve kültürü üzerinde durmuşlardır. Bu nedenle 1980’li yıllara kadar kazılarda ortaya çıkartılan MS 3. yüzyıl sonrası buluntular üzerinde fazlaca durulmamış, ancak bu tarihlerden itibaren Geç Antik Çağ kazı verileri yavaş yavaş önem kazanmaya ve yorumlanmaya başlanmıştır.