Anasayfa / Söyleşi

Genç Arkeolog Ece Şentürk: Türk Hocalar Gelişime Kapalı

Türkiye’nin doğusunda ve batısındaki arkeoloji kazılarında birçok hoca ile çalıştığını söyleyen Arkeolog Ece Şentürk, "Maalesef Türk hocalarımız gelişime kapalı. Buralarda ego devreye giriyor. Hocalar her şeyi sadece kendileri bilsin istiyorlar. Yurt dışından gelen ekiplere baktığımızda onlar daha paylaşımcılar. Bilgiyi paylaşmaktan çekinmiyorlar." dedi.

 

Gazetegri.com sitesinde Hüseyin Akbaş imzası ile yayınlanan söyleşide görüşlerini açıklayan Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunu arkeolog Ece Şentürk, Türkiye'deki kazılarda görev yapan hocaların egolarını öne çıkartttığını ve paylaşımcı olmadıklarını, Yurt dışından gelen ekiplerin ise daha paylaşımcı olduğunu savundu.

İşte söz konusu röportaj ve genç arkeologun görüşleri:

Türkiye’nin üzerinde yer aldığı Anadolu coğrafyası tarih boyunca birçok medeniyete, imparatorluğa ev sahipliği yaptı. Anadolu coğrafyası bu nedenle arkeoloji için önemli bir konumda yer alıyor. İlk yerleşim yerleri, Konya’da, Sivas’ta, Şanlıurfa’da bulunan kazı alanları tarihin akışını değiştiriyor. Böylesine önemli bir coğrafyaya sahip Türkiye’de arkeoloji çalışmaları ne düzeyde?, Verilen eğitimler yeterli mi? gibi soruları akıllara getiriyor. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunu “Arkeolog Ece Şentürk” ile arkeoloji çalışmalarını anlattı

Kendinizi tanıtabilir misiniz? Türkiye’de arkeolojiye nasıl bakılıyor? Arkeoloji sizin için ne anlam ediyor?

Ege Üniversitesi Arkeoloji bölümünden 2012 yılında mezun oldum. Öğrencilik hayatımdan beri Türkiye’de ki farklı kazılarda yer aldım. İlk olarak 2009 yılında kazılara başladım. . Öğrendiklerim ve gördüklerim iyi bir kariyere sahip olmam konusunda yardımcı oldu. Türkiye’de ki arkeoloji anlayışına bakacak olursak durum üzücü. Çünkü bir üniversite okumak için, sadece okuyorum diyebilmek için arkeloji bölümü tercih ediliyor. Maalesef amaç benim de bir diplomam olsun şeklinde. Bu durum dünyada böyle değil. Diğer ülkelerde bu bölüme çok önem veriliyor ve bu bölüme nitelikli insanlar girebiliyor. Türkiye’de arkeolog olmak isteyenler sınıflardaki isteksiz gruplar arasından sıyrılıp kendini göstermek zorunda kalıyor. Okuldan iyi bir dereceyle mezun olmak hiçbir işe yaramıyor.. Sadece ders çalışarak bu işi yapamazsınız, kendinizi sürekli geliştirip farklı bir göz yaratmalısınız.

“Arkeoloji Sınıfta Öğrenilmez”

> Katıldığınız ilk kazı tecrübenizi biraz anlatır mısınız? Size arkeoloji için nasıl katkıları oldu?

> Öğrencilik hayatımda ilk olarak başladım. Oradaki amaç olayı görmek. Çünkü arkeoloji, sınıfta öğrenilen bir meslek kesinlikle değil. Pratiğe dökülmesi gereken bir işlem. Öğrencilik hayatındaki katıldığın bu kazılar gelecek için sana mesaj veriyor. Mesleğin zorluklarını görüyorsun ve bu işi yapıp yapamayacağına karar veriyorsun. Herkesin yapabileceği bir meslek değil. Kalabalık bir ekiple iş alanında, yaşam alanında sürekli bir arada olmak gerçekten zor. Ben ilk defa Balıkesir Altınoluk’ta bulunan Antandros Antik Kenti kazılarında yer aldım. Benim için çok özel bir tecrübeydi. Mezuniyet sonrası çalıştığım kazılarda yer almamın sebebi; orada edindiğim tecrübeler ve kişilerle yakaladığım iyi iletişim olduğuna inanıyorum.

“Arkeoloji Camiası Farklı Bir Bakış Açısına İhtiyaç Duyar”
 

> Türkiye’de yapılan arkeoloji çalışmalarına verilen önem sizce ne düzeyde?

> Türkiye’de ki arkeolojik çalışmalar bence çok geri planda değil. Sayıları çok fazla olmamakla beraber, çok önemli ve iyi işler çıkarmış hocalarımız mevcut. Ama dünya geneline bakıldığında iş biraz daha farklılaşıyor. Türkiye’de yaşayan insanlar senin mesleğine değer vermiyor, bu çok büyük bir problem aslında. Türkiye’de çok yoğun çalışmalar var. Hem alanda hem de akademik anlamda. Arkeolog, hoca, öğrenci herkes elinden gelen katkıyı vermeye çalışıyor. İnsanların anlayışı bu çalışmalara yetmiyor. Arkeoloji camiası çok farklı bir bakış açısı istiyor. Ancak, maalesef bizim ülkemizde bu yok.

Arkeoloji çok derin bir derya. Bir okyanusun içindeki bütün kum tanelerini bir kişi tabii ki bilemez.

> Türkiye ile Dünya’yı kıyaslayacak olursak sizce neler doğru, neler eksik? Yurt dışındaki ekiplerle temel farklarımız neler?

> Türkiye’de birçok hoca ile çalıştım. Türkiye’nin doğusunda ve batısında bulundum. Diyarbakır, Şırnak, Mardin, Adana, Balıkesir, İzmir… Maalesef Türk hocalarımız gelişime kapalı. Çalışan, önemli işler yapan insan sayısı çok az. Buralarda ego devreye giriyor. Hocalar her şeyi sadece kendileri bilsin istiyorlar. Yurt dışından gelen ekiplere baktığımızda onlar daha paylaşımcılar. Bilgiyi paylaşmaktan çekinmiyorlar. Arkeoloji çok derin bir derya. Bir okyanusun içindeki bütün kum tanelerini bir kişi tabii ki bilemez. Bu imkansız bir şey. Herkes her şeyi çok bildiği için ve egolar devreye girdiği için yeteri kadar ilerleyemiyoruz.Yurt dışından gelen arkeolog ekipler daha organize. Daha ekip olmuşlar ve gerçekten alanında uzmanlarla geliyorlar.

> Arkeolojinin tarih üzerindeki etkisi sizce nasıl? Kesinlik kavramını kullanmak bu meslek için mümkün mü?

> Arkeolojide kesinlik diye bir durum söz konusu değil. Siz bir kazıda Helenistik döneme ait olduğunu düşündüğünüz bir parça bulursunuz ama bu durum bir süre sonra değişebilir. Tıpkı Göbekli Tepe’de olduğu gibi. Göbekli Tepe’de bulunan kalıntılar derslerde öğretilen birçok şeyi değiştirdi. O insanların ağaç kavuklarında yaşadıklarını, yerleşik hayata geçemediklerini bildiğimiz dönemde aslında müthiş bir teknoloji ile dikilitaşları yapmaları, bunu bir dini inanış içerisinde gerçekleştirmeleri bize anlatılanlara göre imkansız bir olaydı. Ama tarihin akışı arkeolojide değişebiliyor.

Hüseyin Akbaş - www.gazetegri.com