Göbeklitepe'de yol iddiaları için vicdani karar: Turizme feda olsun
Göbeklitepe'de yürütülen çalışmalarla ilgili iddilar basın önünde resmi makamlar tarafından bir kez daha yalanladı. Ama baklayı ağzından çıkaran arkeolog Prof. Dr. Gülriz Kozbe oldu: Yolun malzemesi ve yakınlığı bir sıkıntı olabilir ama bu yol yapılacak. UNESCO da bunun erişilebilirliği üzerinde çok durdu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mahmut Kocameşe ve uzmanlardan oluşan heyet, son günlerde "alandaki tarihi yapılara zarar verildiği" iddialarıyla gündeme gelen Göbeklitepe'de yürütülen çalışmaları basın mensuplarına anlattı. Malum sözler bir kez daha tekrarladı. Yapılan yol çalışması bir kez daha sözde "bilimsel hassasiyetle" temize çıkarıldı.
Bugüne dek ve bugün yapılan açıklamalar sonucu üzerinde sorumluluk bulunan her kurumun sorumluluk almamak için ortada bir yanlışlık olmadığını iddia etmeyi sürdürdü.
Resmi makamlar ve olayda sorumluğu bulunan tüm kurumlar koro halinde, yolun Göbeklitepe'ye zarar vermeyeceğini iddia etti.
Arkeolojikhaber.com olarak olayları başından beri her zaman olduğu gibi adil ve mümkün olduğunca tarafsız yansıtıyoruz. Ancak bazı açık ve gizli çelişkilere de dikkat çekmeyi üzerimizde ahlak borcu telakki ediyoruz. Bugünkü haberde de iki dikkat çekici çelişki var.
Prof. Dr. Gülriz Kozbe, endişesini gizleyemedi
Devletin resmi kuruluşlarından AA'nın geçtiği haberin satır aralarında dahi bilim kurulu üyesi Prof. Dr. Gülriz Kozbe'nin endişesi dikkat çekiyor: "Yolun malzemesi ve yakınlığı bir sıkıntı olabilir ama bu yol yapılacak. UNESCO da bunun erişilebilirliği üzerinde çok durdu"
Biz arkeolojikhaber.com ekibi olarak buradan şu sonucu çıkarıyoruz: Tehlikeli olma ihtimali var ama turizm daha önemli, UNESCO da buna çanak tuttu. Peki, UNESCO'nun "erişebilirlikten" kastı, gerçekten bu muydu? Yolun ahşap aksamla ziyaretçilere gezdirilmesi mümkün değil miydi? UNESCO illa da ziyaretçilerin ulaşımı için bu yöntemimi kast etti?
Onu da zaman gösterecek...
Yolun kazı alanına yakınlığından duyulan endişeyi Prof. Dr. Necmi Karul da hissediyor ve diyor ki "Yolun kazı alanından biraz daha uzakta olmasını Kültür ve Turizm Bakanlığına ileteceğiz. Bu tür arkeolojik alanlara yaklaşıldığında doğal malzemeden şaşmamak gerektir."
Üstelik Prof. Dr. Necmi Karu'un olayda gözlemlediği bir diğer olumsuzluk var: Beyaz küp taşların ısı ve ışık yansımasına neden olabileceği...
Şimdi merak edenler için bugün yapılan resmi ziyaret ve açıklamaları AA metninden yorumsuz olarak yayınlıyoruz:
***
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kazı Başkanlığı, Alan Yönetimi Başkanlığı, Şanlıurfa Müzesi Müdürlüğü öncülüğünde, Göbeklitepe Bilim Kurulunun bilgisi dahilinde, onaylı projelerledevam ettiği iddia edilen gezi sırasında; Dünya arkeoloji tarihinde çok önemli bir yeri olan Göbeklitepe'nin "tarihin sıfır noktası" olarak nitelendirildiğine dikkati çeken Kocameşe, buradaki arkeolojik kazı çalışmalarının uzun yıllardır sürdüğüne işaret etti.
Yaklaşık 5 milyon avroluk Avrupa Birliği projesi kapsamında kazı alanının üzerine koruyucu üst örtü yapıldığı bilgisini veren Kocameşe, alandan 100 metre geride sonlanarak, ahşap yürüme yoluyla devam eden ulaşım yoluyla söz konusu alana yaya ulaşılabileceğini ifade etti.
Kocameşe: Göbeklitepe'nin daimi listede de yer almasını bekliyoruz.
"Göbeklitepe 12 bin yıl kadar geriye giden, tarihin bilinen en eski tapınağı" ifadesini kullanan Kocameşe, dünyada bu anlamda çok sayıda yayın bulunduğunu söyledi.
Kocameşe, "Burada yaptığımız çalışmaların tamamı bu alanla ilgili Bilim Heyetimizin, Kazı Başkanlığımızın, Koruma Bölge Kurulumuzun ve Bakanlığımızın denetimi altında. Her aşaması kontrol edilen, takip edilen bir proje ve uygulama. Bütün bilimsel yöntemlerin tamamı dikkate alınarak, hiçbir taviz verilmeden çalışmalarımız ediyor. Şu anda UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi´nde, kalıcı listeye girmesi için de adaylık başvurusu yapıldı. En kısa zamanda daimi listede de yer almasını bekliyoruz."
Beton döküldü iddiaları: Alanın içerisinde yolun devamı söz konusu değil!
Müsteşar Yardımcısı Kocameşe, "Göbeklitepe'deki tarihi yapılara zarar verildiği" iddialarının gerçeği yansıtmadığını, böyle bir şeyin asla söz konusu olmayacağını vurgulayarak, "yola beton döküldüğü" iddiaları hakkında şunları söyledi:
"Yaklaşık 1000-1300 metre mesafede bir karşılama merkezimiz var. Oradan kazı alanına normal araç trafiğinin dışında sadece engelliler ve ulaşım güçlüğü çeken insanlar için hafif araçlarımızla ring yapacağımız bir yol uygulamamız var. Bu yayaların da kullanacağı bir yol, yaya yolu. Bu yol, tamamen doğal zemin üzerine keçe, koruyucu malzeme kaplanarak, üzerine stabilize kum diyebileceğimiz bir malzemeyle dolgusunu yapıp onun üzerini de doğal küp taşlarla harçsız bir şekilde yapılan bir uygulama.
Sadece bu yolumuzu kenarlardan tutacak bordür taşlar yine keçe ve stabilize malzemenin üzerinde. Basit harçla tutturulup dağılmasını, yolun kaymasını önlemek için yapılan bir uygulama var. Şunu da ifade etmem gerekir ki bulunduğumuz arkeolojik alanın çok gerisinde bu yol zaten sonlanıyor. Alanın içerisine kesinlikle bu haliyle bile olsa yolun devamı söz konusu değil."
Kocameşe, Göbeklitepe'nin ziyarete açık olduğunu, resmi açılışın da gelecek aylarda yapılmasının planlandığını bildirdi.
Prof. Dr. Necmi Karul: Demir içerikli bir beton görmedik
Göbeklitepe incelemesi sırasında Alman arkeolog Klaus Schmidt önderliğinde kurulan Bilim Danışma ve Eşgüdüm Komisyonu üyeleri arkeolog Prof. Dr. Necmi Karul ve Prof. Dr. Gülriz Kozbe de hazır bulundu. Karul, Göbeklitepe hakkındaki haberlere ilişkin, şunları söyledi:
"Kazı alanına yaklaşılan noktalarda demir içerikli bir beton görmedik. Doğal taşların altına serili harçlar gördük. Bu harçlarla oluşturulmuş bir bordürün arasına kum serildiğini, bir keçeyle zeminden ilişkisinin kesildiğini gördük. Arkeolojik doku potansiyeli olan yerle ilişkisinin kesildiğini gördük. Böyle bir alanın üzerinde sert bir makinenin yürümesi biraz da tercih edilen bir durumdur çünkü tabanda kum varsa baskıyı tek bir noktaya değil, yayacaktır. Koruyucu bir tarafı vardır diyebiliriz."
Kazı projesinin, Şanlıurfa Koruma Kurulundan onay alınarak başlatıldığını belirten Karul, "Klaus Bey görevinin başındayken kurula sunulan bir proje bu. Bunun içerisinde çatı ve çevre düzenlemesi de dahil bir proje. Bu proje tamamlandıktan sonra son aşamada yol inşası söz konusu. O aşamaya da bugünlerde gelinmiş. Bizi haberdar etmek durumunda değil. Koruma Kurulu var söz sahibi ve karar merci olarak." diye konuştu.
Yolun kazı alanından biraz daha uzakta olması önerilerini Kültür ve Turizm Bakanlığına ileteceklerini belirten Karul, bu tür arkeolojik alanlara yaklaşıldığında doğal malzemeden şaşmamak gerektiğine işaret etti.
Karul: Bunlar kibrit çöpü değil ağır metal aksamlar
Karul, kullanılan beyaz küp taşların ısı ve ışık yansımasına neden olabileceğini, bu konuyu düzenleyecekleri raporla da ileteceklerini söyledi.
"Yaşlısı, engellisi, çocuk arabasıyla gelenleri hesaba kattığınızda yol kaçınılmaz" diyen Karul, Göbeklitepe'ye çeşitli iddialarla gölge düşürülmemesi gerektiğini vurguladı.
Karul, iş makinelerine yönelik de "Bunlar kibrit çöpü değil ağır metal aksamlar. Özen gösterildiğini biliyoruz. Gelip, gitmelerimizde kontrol ettik. Biz geldiğimizde arkeolog vardı. Urfa için Göbeklitepe başka bir şey. Buranın sahipsiz bırakıldığı imajının haksızlık olduğunu düşünüyorum." ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Gülriz Kozbe: Malzeme ve yakınlığı açısından bir sıkıntı olabilir ama bu yol yapılacak.
Prof. Dr. Gülriz Kozbe de ören yerlerinin erişilebilir olması gerektiğinin altını çizerek, "Yol negatif bir durum gibi karşımıza çıkmıyor. Yalnızca malzeme ve yakınlığı açısından bir sıkıntı olabilir ama bu yol yapılacak. UNESCO da bunun erişilebilirliği üzerinde çok durdu." dedi.
- Projeleri kurul onaylı
Kültür ve Turizm Bakanlığından edinilen bilgiye göre, Göbeklitepe Örenyeri çevre düzenlemelerine ilişkin Bakanlıkça hazırlanan projeler, kazı başkanlığını yürütmekte olan Alman arkeolog Klaus Schmidt'in onayı ve Şanlıurfa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 2013 yılındaki kararı ile uygun bulundu. Onaylı proje doğrultusunda Göbeklitepe Örenyeri 1. Etap çevre düzenleme çalışmaları tamamlandı.
Göbeklitepe'nin tanıtılması, yürütülen kazı çalışmalarının finansal yönden desteklenmesi ve alanın bakım, onarım, işletme masraflarının karşılanması amacıyla Bakanlık ile Doğuş Holding AŞ arasında 2015'te imzalanan Destek Sözleşmesi kapsamında yapımına başlanan Ziyaretçi Karşılama Merkezi ve Canlandırma Merkezi, 2017 sonunda bitirildi.
Örenyeri ile Ziyaretçi Karşılama Merkezi arasında kalan 900 metre uzunluğundaki yolun iyileştirilmesi çalışmalarının da Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca onaylanan projelere göre devam ettiği bildirildi.
UNESCO Heyeti, Göbeklitepe Bilim Kurulu, Kazı Başkanlığı, Alan Yönetimi Başkanlığı ve Bakanlık uzmanlarının Ekim 2017'de yerinde yaptığı incelemelerde İlk Karşılama Meydanı ile Örenyeri Giriş Meydanı arasında servis araçlarının kullanacağı mevcut yol ile Örenyeri Giriş Meydanı'nın iyileştirilmesine yönelik de tespit ve önerilerde bulunuldu.
Bu öneriler doğrultusunda yolun iyileştirilmesine yönelik hazırlanan projeler Koruma Kurulunun 27 Ekim 2017 tarihli kararıyla uygun bulundu ve söz konusu yol çalışmaları bu şekilde başladı.
- "Yol kaplaması beton veya asfalt değil"
Bu kapsamda yol kesitinde koruma ilkesi gereğince mevcut dokuya zarar vermemek için zemin ile tüm ilişkiyi ortadan kaldıracak şekilde keçe serme işlemi uygulandı. Böylelikle keçe üzerinde yapılan tüm imalat yüzde yüz kaldırılabilir ve kaldırılması halinde mevcut dokuya ulaşılabilir hale getirildi.
Yol kaplaması olarak kalıcı beton veya asfalt değil, çevre dokuya uygun renkte yöresel küp taş kullanıldı. Küp taşlarının zaman içinde yanlara yayılmasını engellemek amacıyla, yol kenarlarına konulan bordürlerin altı harçlı malzeme ile keçe üzerine sabitlendi. Böylece yolun araç geçişleri ile zarar görmesi de engellendi.
Bakanlıktan verilen bilgide, "kazı alanında ağır iş makinaları ile çalışma yapıldığı" iddiasının da doğru olmadığı kaydedildi. Buna göre, keçe üzerine serilen yükün zeminde stabilize olması için hafif ve küçük araçlar kullanılırken, araçların kullanıldığı alan kazı alanı içerisinde yer almıyor. Araçların doğal zemine de herhangi bir zarar verme riskleri bulunmuyor.
Söküldüğü ileri sürülen ahşap travers yaya yollar ise mevcut yolun küçük bir bölümünü oluşturuyor. Bu çalışma, Koruma Bölge Kurulu kararına istinaden daha önce üst örtü uygulamaları sırasında bozulan döşemenin sökülerek yeniden iyileştirilmesini kapsıyor.
Burcu Çalık- AA