Hacettepe Üniversitesi'nde Hamiye Çolakoğlu müzesi kurulacak
Seramik sanatının Türkiye'deki en önemli temsilcilerinden Prof. Dr. Hamiye Çolakoğlu anısına Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Devlet Konservatuvarında müze kuruluyor.
Hacettepe ve Bilkent üniversiteleri güzel sanatlar bölümlerinin kurulmasına önemli katkı sağlayan, akademisyen seramik sanatçısı Hamiye Çolakoğlu'nun adını taşıyan müze'de HÜ'nün Beytepe'deki kampüsüne, "Deva Çeşmesi" ve "Soyut İnsan Anıtı" ile mührünü vuran, Bilkent Üniversitesine "Bilim Ağaçları" diken Çolakoğlu'nun "kültürevi" diye adlandırdığı evinde bulunan koleksiyonundaki eserler yer alacak.
Henüz 17 yaşındayken 1954'te Münih'te düzenlenen portre yarışmasında birinci olan, burs alarak seramik öğrenimini İtalya'nın Floransa kentinde tamamlayan, dünyanın birçok farklı ülkesinde sergiler açan Çolakoğlu'nun Türk seramik sanatının gelişimine öncülük eden eserleri, müzede sanatseverlerin ilgisine sunulacak.
Seramik atölyelerini aryalarla çınlatan, şiirler kaleme alan, toplumsal olaylar karşısındaki duyarlılığıyla dikkati çeken Çolakoğlu'nun, 1960'lardan 2007'ye kadar yaptığı eserler, müzenin ilk seçkisinde sergilenecek. Müzede yer alacak eserler arasında Çolakoğlu'nun, Bosna Savaşı'na bir ağıt olarak tasarladığı "Bombalar Çiçek Açmalı" adlı yapıtı da bulunuyor.
Çolakoğlu'nun 80 yıllık ömrünü adadığı ve her birini çocuğu gibi gördüğü öğrencilerinin elleriyle kurulan müze, 3 Mart Salı günü yapılacak açılışın ardından 09.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.
Prof. Dr. Candan Terviel: Müzede bir ömrü topladık
HÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Candan Terviel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölümlerinin kurucu hocalarından olan Çolakoğlu'nun, Cumhuriyetin öncü sanatçıları arasında yer aldığını söyledi.
Çok güçlü iletişim yeteneği bulunan Çolakoğlu'nun, kendileri için çok değerli olduğunu vurgulayan Terviel, "Bizim ondan aldıklarımız, onun birikiminin bir yansımasıdır. Hamiye Hoca, girdiği ortamda fark edilmemesi mümkün olmayan, herkese dokunan bir kişilikti. Şiirleri, şarkıları, yaşama bakış açısıyla örnek bir insandı, barışçıl bir insandı. Bize başka bir bakış açısını kazandırma yeteneği olan hocaydı. Asistanlarını çocukları olarak görürdü. Bizler de onun biyolojik olmayan manevi çocuklarıyız." ifadelerini kullandı.
Terviel, öğrencileri olarak Çolakoğlu'nu ilelebet yaşatacak böyle bir projenin içinde yer almaktan onur duyduklarını dile getirerek, "Hamiye Hoca kendi adıyla bir seramik müzesinin olmasını çok arzu ederdi. Hacettepe Üniversitesinin buna verdiği büyük destekle böyle bir müze kurmayı başardık." diye konuştu.
Müzede, Çolakoğlu'nun kendi koleksiyonunda yer alan ve ailesinin izniyle Hacettepe Üniversitesinin korumasına alınan eser, belge ve dokümanların bulunduğunu ifade eden Terviel, "Sergide şu anda 110 eser var. Depolarımızda da aşağı yukarı bu kadar eser yer alıyor. Müzede bir ömrü topladık." ifadelerini kullandı.
Terviel, müzeyle sadece seramik örneklerini sergilemeyi amaçlamadıklarını, çağdaş müzecilik anlayışı içinde araştırma yapmaya ve deneyimlemeye de imkan tanıyacaklarını kaydetti.
Mutlu Başkaya Yağcı: Müze, öğrencilere bir miras
HÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü Öğretim Görevlisi Mutlu Başkaya Yağcı da Çolakoğlu'nun sanata çok değer verdiğini, sanatın öğrenilmekten çok doğumla başladığına inandığını söyledi.
Bir sanatçıda olması gereken bütün özellikleri taşıyan Çolakoğlu'nun, kendileri için çok iyi bir örnek olduğunu dile getiren Yağcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çalışmaları hep çağdaş döneminin öncüsüydü. Bu müzedekilere de baktığımızda birçok eseri aslında bu dönem için de çok genç. Hamiye Hoca'nın bazı eserlerinin çağın çok önünde olduğuna inanıyorum. Mesela 'Bilim Ağacı' bilime verdiği önemi, sanata verdiği değeri desteklercesine gösteren bir heykeldir. Hümanist olduğu için insan figürü, kuşlar, sevgi temalı seramikleri çok ön plandaydı."
Çolakoğlu'nun hayatında Çanakkale Seramik Fabrikası'nın da önemli bir yer teşkil ettiğine dikkati çeken Yağcı, "Hoca, fabrikada endüstrinin, teknolojinin getirdiği yenilikleri sanatın yenilikleriyle birleştirirdi." değerlendirmesinde bulundu.
Yağcı, Hamiye Çolakoğlu Müzesi'nin seramik öğrencileri için bir miras olduğunu vurgulayarak, öğrencilerinin müzenin kuruluşunda canla başla çalıştığını kaydetti.
Derman Çeşmesi'nin dokunaklı öyküsü
Hamiye Çolakoğlu'nun 1986 yılında tasarladığı ve HÜ Beytepe Kampüsü'nün girişinde yer alan çeşmenin hüzünlü bir öyküsü bulunuyor.
Çeşme öğrencilerin hizmetine sunulduktan kısa bir süre sonra kardeşi Derman Çolakoğlu'nu genç yaşta kaybeden Hamiye Çolakoğlu, çeşmeye "Derman" adını veriyor.
Üzerinde kuş ve çiçek motifleri bulunan çeşmede, "Sevgi tüm güzelliklerin kaynağı" yazısı dikkati çekiyor.
AA