Hammurabi
Hammurabi kimdir?
Hammurabi: MÖ 1750. Yaklaşık MÖ 1792-1750 arasında hüküm süren Babil kralı.
Babil’in ilk hanedanı olan Amorilerin en ünlü kralıdır.
Tahta geçtiği sırada Mezopotamya’ya iki güçlü krallık hakimdi; Asurlular ve Larsa.
Hükümdarlığının ilk 30 yılında Mezopotamya’daki güçler dengesini bozacak bir girişimde bulunmadı. Fakat sonra askeri seferlere ağırlık verdi. En büyük rakibi Larsa kralı Rim-Sin’i yendi, iki yıl sonra da Asur ülkesini ele geçirdi. Böylece Sümer ve Akad ülkesinin kurtarıcısı durumuna yükselen Hammurabi aynı zamanda bölgesel bir devletten imparatorluğa geçişi de sağlamıştır.
Bu devlete I. Babil Devleti denir.
İyi bir komutan olan Hammurabi’nin siyasal ve askeri kişiliği kadar devletin idari, mali, hukuki alanlardaki yapılanmasındaki teşkilatçılığı onun sosyal kişiliğini de önemli kılar.
Bütün gücüyle Mezopotamya’yı Samileştirdi ve Babil kültürünü Mezopotamya kültürü haline getirdi.
Akad dilinin dikkate değer bir konuma yükselmesi onun devrinde başladı.
İlk kez tam anlamıyla merkezileşmiş bir devlet yönetimi kurdu. Devletin başındaki kral olarak kendisi idareyi tek elden ve monarşik tarzda yönetmeye başladı.
Bu yönetimi destekleyecek şekilde merkeze bağlı, geçimini kendilerine tahsis edilmiş topraklardan sağlayan bir ordu kurdu. Öte yandan Babil kenti devletin merkezi olarak kültür ve sanat ürünlerinin, ekonomik zenginliklerin getirilip toplandığı bir merkez ve dönemin en parlak kenti oldu.
MÖ 1750’li yıllarda oluşturduğu sanılan kanunlarını, bölgesel devletten imparatorluğa geçiş sürecinde bölgelere göre değişmeyen bir örnek hukuk ve yönetim anlayışı kurmak için yaptığı sanılmaktadır.
Eski Sümer ve Akad kanunlarının, törelerinin ve fermanların toplanıp günü şartlarına göre yeniden düzenlenmesiyle oluşturulan ve tarihte bilinen ilk düzenli kanun derlemesi olan Hammurabi Kanunları merkezi iktidarın bürokrasiden sonra tüm ülkeyi denetlemesini sağlayan bir aracı olmuştur.
Bu kanunlarla aynı zamanda tüm ülkede sabit pazar fiyatları (fiyat kontrolü) geliştirilmiştir.
Yaptığı tüm bu yasal düzenleme ve reformlarla donuklaşmış ‘tanrı-kral’ anlayışından sosyal yönü olan ‘hayırsever kral’ kavramına geçişi de sağlamıştır.
Onun döneminde Marduk diğer tanrılardan daha fazla önemsenmiştir.