Anasayfa / Müzeler

Heinrich Schliemann Müzesi'nin Soygun Müzesi olarak açılması önerildi

Çanakkale'de açılması düşünülen Schliemann Müzesi fikrine sosyal medyada çığ gibi tepki yağarken, aynı zamanda Heinrich Schliemann'ın hırsızlıklarını konu edinen Troya Hazineleri belgeseline imza atan gazeteci Ömer Erbil, tepkileri "Schliemann Müzesi tepki çekti... ‘Soygun Müzesi’ olabilir" başlığı ile haberleştirdi. İşte o haber:

 

Çanakkale'nin merkez ilçesine bağlı  Çıplak köyünde Troya antik kentini yağmalayan Schliemann’ın 10 sene boyunca kaldığı ev müze yapılmak isteniyor.

Temmuz ayında başlayan restorasyon çalışmaları önümüzdeki nisan ayında tamamlanması bekleniyor. Troya Müzesi yolu üzerinde bulunan Çıplak köyünün muhtarı Ufuk Göçoğlu, Alman arkeoloğun kaldığı tarihi evin müzeye dönüştürülmesinin ardından çok sayıda yerli ve yabancı tarih meraklısının köyü ziyaret edeceğine inandıklarını ileri sürdü.

Prof. Dr. Ali Sönmez: Hırsızlık müzesi adıyla açılacaksa biz de belgelerle destek verelim

Schliemann adına yapılması düşünülen müze fikrine tepkiler sosyal medyada çığ gibi büyüdü. ‘Osmanlı Devleti’nde Eski Eser Kaçakçılığı ve Truva Örneği’ isimli kitabın yazarı Prof. Dr. Ali Sönmez, “Hırsızlık müzesi adıyla açılacaksa biz de belgelerle destek verelim” sözleriyle açılmak istenen müzeyi eleştirdi. Sönmez şöyle konuştu: “Osmanlı Devleti’nin aleyhine Atina’da dava açtığı, peşine hafiye taktığı, yıllarca izini sürdüğü, Osmanlı bürokrasi dilinde Schliemann’dan bahsedilen her belgede ‘Troya hazinelerini aşıran’ yani çalan diye söz ettiği bir isme müze açmak kabul edilemez. Bu müzede eserleri nasıl çaldığı, yurtdışına yasal olmayan yollarla nasıl kaçırdığı anlatılacaksa, adına hırsızlık müzesi denilecekse, elimdeki tüm belgeleri bu müzeye vermeye hazırım.”

Doç. Dr. Göksel Sazcı: Schliemann’ın o evde kaldığı kesin değil.

‘Troya Hazineleri’ kitabının yazarı Doç. Dr. Göksel Sazcı da yapılacak müzeye tepki göstererek; “Schliemann’ı yücelten değil de gerçekleri, tarihte yaşananların anlatıldığı bir müze olmalı. Yasal olmayan yollardan eserlerin kaçırıldığını anlatmak lazım. Osmanlı’nın verdiği iyi niyetli izni suiistimal ettiğini anlatmak gerekir. Kaldı ki Schliemann’ın kaldığı söylenen ev de kesin değil. Rivayet üzerine o ev belirlendi. Turizme kazandıracağız diye ülkemizi rencide etmemeliyiz” dedi.

Nezih Başgelen: Ulusal hassasiyetlerin göz ardı edilmemesi lazım

Arkeolog Nezih Başgelen de bu girişimin eserlerin iadesi için verilen mücadele sürecine zarar vereceğini belirtiyor: “Henrich Schliemann’nın 1873 yılında Troya harabelerinde bulduğu ve Atina’ya kaçırdığı hazinelerin geri getirilmesi Osmanlı’dan Cumhuriyet dönemine ulusal bir sorun olmuştur. Bu hazinelerin geri alınması 1874 yılında Schliemann’a karşı Atina’da açılan davadan itibaren kamuoyumuzun yakın takip ettiği bir konudur. Henrich Schliemann ile ilgili bir düzenleme yapılırken bu konudaki ulusal hassasiyetlerin göz ardı edilmemesi ve bugüne kadar titizlikle takip ettiğimiz süreçlere zarar verilmemesi gerekir.”

Ömer Erbil - Hürriyet