Heslington beyninin 2600 yıldır neden çürümediğine dair yeni bir tez
2008 yılında bulunduğunda bilim dünyasını çok şaşırtan Heslington Beyni'nin binlerce yıldır nasıl çürümediğine dair araştırmalar sürüyor. Beynin günümüze kadar korunmasının sırrı tam olarak çözülemedi. Son araştırmalara göre; 2600 yıllık çürümemiş insan beynini koruyan muhtemel sebep; beyin proteinlerinin kümelenmesi olabilir. Şimdi merak edilen şey bu kümeleşmeyi neyin sağladığı!
2008 yılında arkeologlar Demir Çağı’na tarihlenen bir mezarı açtıklarında kelimenin tam anlamıyla şoke oldular. İngiltere’nin York kentinin Heslington köyündeki mezara 2600 yıl önce gömülmüş cesedin kafatasının içindeki beyin karşılarında sapa sağlam duruyordu.
Sadece arkeologlar değil, vakayı duyan tüm bilim insanları da hayretler içindeydi. Çünkü arkeolojik bulgu; biyolojinin ve kimyanın kurallarına adeta meydan okuyordu. Çünkü yumuşak dokular içerdiğinden beynin ölümden sonra ilk çürümesi gereken organlardan olması gerekiyordu. Oysa kıvrımlar bile bozulmadan günümüze ulaşmayı başarmış binlerce yıllık bir beyin söz konusuydu.
Çürümemiş beyin büyük ihtimalle idam edilen birine aitti
Radyokarbon tarihleme, beynin sahibinin MÖ 673 ila MÖ 482 arasında ölmüş olabileceğini gösterdi. Demir çağda yaşamış bu insan öldürülmüştü. İnfaz muhtemelen boynu kesilerek gerçekleştirilmişti, asılmış olma itimali de mümkün.
Beyin, bulunduğu köyden dolayı “Heslington beyni” olarak adlandırıldı. Ve bugüne kadar neden çürümediğine dair pek çok varsayım ortaya atıldı.
Killi toprağa gömülmüş olarak Demir Çağı'ndan günümüze kadar bozulmadan kalmayı başaran beynin sırrı günümüze kadar, çözülemedi. Cesedin gömüldüğü toprak ve mekanın beynin çürümemesi ile alakası olamazdı. Çünkü çürütmeyen etken gömüldüğü toprak ya da içinde bulunduğu ortam olsa diğer dokular da sağlam kalırdı.
Beynin korunmasının cesedin gömme şeklinen kaynaklandığı da iddia edildi
Beyni korumayı mümkün kılacak kimyasal madde ve yapay koruma tekniği de tespit edilemedi.
Kişinin gömülme biçiminin beynin çürümemesine etki edecek faktör olabileceğini sanunanlar da oldu.
Bir diğer ihtimal; kişi ölmeden önce ya da öldükten hemen sonra beyne sızan bir sıvı veya gazın çürümeyi engellemiş olması. Ancak kimyasal analizlerde bu tür bir maddenin varlığına dair iz bulunamadı.
Bilinmeyen bir hastalığın ölmeden önce kişinin beyin proteinlerini değiştirmiş olması da mümkündü.
Beynin çürümeme nedeni protein kümelenmesi olabilir
Şimdi, bu gizemli beynin sırrını çözmeye yardımcı olaracak yeni bir bilimsel varsayım ortaya atıldı: Protein kümelenmesi. Ölmeden önce geçirdiği bir hastalığın ya da oalğanüstü bir durumun kişinin beyin proteinlerini değiştirmiş olması mümkündü.
Journal of the Royal Society'de (Kraliyet Cemiyeti Dergisi) 8 Ocak tarihinde Axel Petzold, Ching-Hua Lu, Mike Groves, Johan Gobom, Henrik Zetterberg, Gerry Shaw ve Sonia O’Connor imzaları ile yayınlanan "Protein Kümelenmesi oluşumu binlerce yıl beyin korunmasına izin verir" (Protein aggregate formation permits millennium-old brain preservation) başlıklı makaleye göre; antik beynin yumuşak dokusunu korumuş olan şey, kümelenmiş antik protein kümeleri olabilir.
Protein kümelenmesinin nedeni araştırılıyor
Makalenin baş yazarı Axel Petzold, yıllarını beyin liflerini inceleyerek geçiren bir bilimadamı. Axel Petzold'a göre beyin yapısını ayakta tutan iskele sisteminin önemli iki unsuru olan nörofilamentler ve glial fibriler asidik proteinler bu gizemin önemli nedenleri arasında yer alabilir. Çünkü Heslington beyninde söz konusu biyolojik yapılar hâlâ varlığını koruyor. Onların beynin olağanüstü şekilde korunmasıyla ilgisi olabilir.
Normalde bu yapılar üç ay içinde çürümüş olmalıydı. Oysa Axel Petzold liderliğindeki araştırma ekibi; bu yapıların normalden daha sıkı kümeler halinde sapasağlam durduklarını tespit edebiliyordu.
Nörofilament proteinleri normalde beynin iç kısmını oluşturan beyaz dokuda daha yoğun şekilde yer alıyor. Fakat Heslington Beyni'nde dıştaki gri dokularda olmaları dikkat çekiyor. Bu bir anomali yani sıradışılık.
Araştırma ekbine göre; beynin çürümesini engelleyen olgu her ne ise; önce organın dış bölgelerine nüfuz etmiş olmalı.
Ancak bilim insanları hâlâ neyin proteinlerin kümelenmesini sağladığını tam olarak tanımlayabilmiş değil.
Öte yandan bu tespitler önemli. Çünkü aynı zamanda alzheimer başta olmak üzere pek çok nörolojik hastalığın tedavisi için de bir umut ışık yakıyor.
Öte yanda çürümemiş tek beyn vakası bu arkeolojik olgu değil. Örneğin, İsveç’te sualtında kalmışbir mezardan çıkan insan kafataslarının içinde yaklaşık 8 bin yıllık beyin dokularında rastlanmıştı. Ama onlar Heslington Beyni kadar bütünlük ve gizem içermiyordu.
Kaynak: Live Science ve Sciencemag Derleme: Zülfikar Emin - Arkeolojikhaber.com