Hitit Uygarlığı
Hitit Uygarlığı
Hitit Uygarlığı (M.Ö. 1800 - 1200)
M.Ö. 2000 tarihlerinde Karadeniz taraflarından gelerek Kızılırmak (Halys) boyunca ilerlemişler ve yerli halkla kaynaşarak Orta Anadolu’ya yerleşmişlerdir.
Anadolu’ya gelen Hint - Avrupalı Hititler M.Ö. 1750 tarihlerinde ilk krallıklarını, ikinci binin ortalarında ise Hitit İmparatorluğu’nu kurdular.
M.Ö. XV. ve XIV. yüzyıllarda Yakın Doğu’nun en güçlü devletlerinden biriydi. M.Ö. XIII. yüzyılda ise o zamanki dünya egemenliğini Mısır ile paylaşmaktaydı.
M.Ö. 1285 yılında Hititler ile Mısırlılar arasında Kadeş’te yapılan büyük savaşta Hitit Kralı Muvatalli 3500 atlı savaş arabasından oluşan ordusu ile karşı tarafı bozguna uğrattı. Daha sonra Hattuşili IV ile Ramses II arasında, dünya tarihinin iki büyük devlet arasında imzalanmış ilk politik anlaşması olan Kadeş Antlaşması imzalanmıştır.
Hititlerin ilk merkezlerinden biri olan Kaniş’te M.Ö. XVIII. yüzyılda çivi yazısı kullanılmaktaydı. Aynca kendi icatları olan hierogliphleri (resimli yazı) vardı.
Hititler din, mitoloji, töre, örf ve adet ile kültür ile sanatın bütün alanlarında Hattilerin etkisi altında kalmışlardır.
Birçok tanrı, dağ, ırmak ve kent isimlerini Hattilerden almışlardır. Örneğin Hitit başkenti Hattuşa’nın kökeni Hatti’ce olup Hattuşa’dan gelmektedir. Dört büyük Hitit Kralının ismi olan Hattuşili de aynı kökten gelmektedir.
Büyük oranda Hatti ve Mesopotamia etkileri taşıdığı halde Hitit kültürü kendine has ilginç bir karakter sergilemektedir.
Tapınakları özgündür. Kent duvarları ise düşmana karşı savunma sistemi oluşturmada eşsizdir.
Hitit ülkesi Yakındoğu’da, kadının önemli sosyal haklara sahip olduğu ve insan haklarının büyük ölçüde yasa güvencesi altında bulunduğu tek ülkeydi.
Başşehir olan Boğazkale’de ele geçen çivi yazılı tabletler, Hititlerin toplumsal yapısı, siyasal ve ekonomik düzeni ve dinsel inançları ile ilgili önemli bilgiler vermektedir.
Hitit kralları askeri lider, yüksek yargıç ve yüksek devlet yöneticisi olmalarının yan ısıra yeryüzünde fırtına tanrısını temsil ederler, ölünce de tanrı katına yükselirlerdi.
Halk, yönetici ve savaşçıların dışında zanaatkarlar, özgür insanlar ve kölelerden oluşmaktaydı. İmparatorluk öncesi döneme ait sanatsal yapıt oldukça azdır, ancak Hitit İmparatorluk döneminde yapılan heykeller, orthostatlar, büyük boy kabartmalar Anadolu iç yeni bazı özelliklerdir.
Damga mühür sanatı yine bu dönemde gelişir. Geç Hitit sanatında Assur, Suriye ve Hitit sanatlarının karışımı bu üslup oluşmuştur.
Ayrıca Mısır ve Fenike sanatlarının etkilerine de yer yer rastlanmaktadır.
Boğazkale’deki tapınak ve sur kalıntıları Hitit imparatorluk döneminin mimarlık anlayışnı ortaya koymaktadır.
Bu döneme ait en önemli eserler; Yazılıkaya Kabartmaları, Gavurkale ve Fraktin Anıtı Kabartmaları, İvriz Kaya Kabartması, Zincirli ve Kargamış kalıntılarıdır.