Hudavendigar: Hünkar, hundgar ve hungar
Hudâvendigâr nedir? Hudavendigar kimdir? hûndgâr nedir? hûngâr nedir?
Hudavendigar; Genel anlamı ile Osmanlı padişahları için kullanılan bir unvandır. Özel olarak ise Padişah I. Muradın unvanıdır.
Hudavendigar aynı zamanda Osmanlı idarî teşkilâtında merkezi Bursa olan sancağın adıdır. (Bakınız: Hudavendigar Sancağı)
Hudâvendigâr unvanının Osmanlı padişahlarından özellikle Yıldırım Bayezid ve Yavuz Sultan Selim için kullanıldığı da bilinmektedir. İlk Osmanlı hükümdarlarından Orhan Bey 1348 tarihli bir mülknâmede “hundgâr” olarak tavsif edilmiş, muhtemelen bu kelime sonradan “hünkâr” şeklinde söylenerek yaygınlık kazanmıştır.
Farsça hudâ (Tanrı) kelimesine mülkiyet ve benzerlik ifade eden -vend ile yine benzerlik, nisbet ve mübalağa ifade eden -gâr eklerinin getirilmesiyle oluşturulan hudâvendigâr “Tanrı, hâkim, hükümdar, âmir, efendi, sahip, bey” gibi mânalara gelmektedir. Hudâvend de bu anlamları ifade etmekte olup bazılarına göre “gâr” eki zâittir. Eski ve Orta Farsça’da rastlanmayan bu kelimenin Gazneliler tarafından “hudâvend-i cihân” şeklinde “efendi, hükümdar” anlamlarında kullanıldığı bilinmektedir.
Hünkar; Sözlükte “Tanrı, hâkim, hükümdar, âmir, efendi, sahip, bey” gibi anlamları bulunan Farsça hudâvendigâr kelimesinin hûndgâr veya hûngâr şeklinde kısaltılmış biçiminden gelmektedir. Genel olarak Osmanlı padişahları ve bazı tasavvuf önderleri için kullanılan bir ünvandır. Özelde ise Hacı Bektâş-ı Velî'nin ünvanıdır. Mevlâna Celâleddîn-i Rûmi de bazı kaynaklarda Molla Hünkâr olarak zikredilmiştir.
İlk Osmanlı hükümdarları daha çok “gazi” unvanıyla anılırken I. Murad “Hudâvendigâr” ve “Gazi Hünkâr” diye şöhret bulmuş ve bu iki tabir daha sonraki padişahlar için de kullanılmıştır. Bazı belgelerde hudâvendigâr (Hicrî 835 Tarihli Sûret-i Defter-i Sancak-ı Arvanid, s. 16, 24,89, 96, 112, 114; Uzunçarşılı, Medhal, s. 171, 174), hûndkâr (Hicrî 835 Tarihli Sûret-i Defter-i Sancak-ı Arvanid, s. 10) ve hûnkâr (Uzunçarşılı, Medhal, s. 171, 178, 179) unvanları geçmekle birlikte özellikle halk arasında ve çeşitli tarih kitaplarında daha çok hünkâr şekli yaygınlık kazanmıştır (Âşıkpaşazâde, s. 68; Gazavât-ı Sultân Murâd, s. 2, 13,21; Neşrî, I, 155, 197, 213, 223, 231-243; Koçi Bey, s. 32, 80-127). Bundan dolayı padişaha nisbet edilen veya ona has olan bazı nesne, mekân ve hizmetleri ifade için “hünkâr iskelesi, hünkâr mahfili, hünkâr sofası, hünkâr imamı, hünkâr müezzini, hünkâr şeyhi, hünkâr çavuşu, hünkâr hasekisi, hünkâr defteri, hünkâr kayığı, hünkâr macunu, hünkâr beğendi” gibi tabirler kullanılmıştır.