Anasayfa / Kütüphane

İskenderiye / Aleksandreia

İskenderiye / Aleksandreia neresidir?

 

İskenderiye / Aleksandreia: Mısır’ın kuzeyinde, Nil Deltası’nın batı ucundaki  sahilde yer alan antik kent.

Antik çağın en önemli kentlerindendir. Aynı zamanda adını bir tanrı ya da efsanevi kahramandan değil kurucusundan alan ilk kenttir.

Kentin İskender tarafından kuruşulunu (MÖ 331) Arrianus’şöyla anlatır: “Görür görmez yerin güzelliği tarafından çarpıldı ve eğer burada bir kent kuracak olursa gelişip serpileceğine inandı. Özlemi öylesine büyüktü ki, hiç beklemeden işe girişti. Yeni kentin genel düzenini kendisi tasarladı.”

İskender’e kenti kurma işinde Rodoslu mimar Deinokrates hizmet etti.

İskender seferine devam etmek için ayrıldıktan sonra 25 km. uzaktaki Kanopos kentinin halkı bu yeni kente yerleştirildi.

Atina örnek alınarak bir polis modelinde oluşturuldu.

Ptolemaios I Soter’in burayı başkent yapması ve ticaretin etkisiyle kısa zamanda gelişti, Hellenistik ve Semitik öğretilerin merkezi olarak Yunan düşün ve bilim dünyasındaki gelişmelerin en önemli odağı durumuna geldi.

MÖ 1. yüzyılda 500 bine ulaşan nüfusuyla Roma’dan sonraki en önemli ikinci kentti. Ayrıca Hindistan’a uzanan ticaret yolunda en önemli Doğu Akdeniz limanıydı.

İmparatorluk Döneminde diğer Mısır kentlerine göre kayırılan bir konumdaydı.

Vespasianus kendini İskenderiye’de imparator olarak ilan etti, daha sonraki pek çok imparator kenti ziyaret etti.

Augustus, Marcus Antonius’a karşı kazandığı zaferin anısına, kentin doğusuna kurdurduğu yeni mahallelerin adını Nikopolis koydu.

Hıristiyanlığın yayılmasıyla birlikte kent pek çok önemli Hıristiyan düşünür yetiştirdi.

Bizans imparatoru Thedosius dönemiyle birlikte (MS 379-395) çok tanrılı dönemin kalıntıları (anıtlar, tapınaklar, heykeller, kitaplar) imha edilmeye başlandı.

Antik çağın Yedi Harikasından bir olan deniz feneri (Pharos Adası üzerine kurulu olduğu için bu adla da anılırdı), dik kesişen iki devasa caddesi, iki limanı, Büyük İskender’in mezarı ve antik çağın en önemli kütüphanesinin dahil olduğu saray yapıları ile görkemli bir kentti (kütüphanedeki rulo kitap sayısı 400 ile 700 bin arasında olduğu tahmin edilir).

Krallar ve imparatorlar bu önemli kente hiçbir zaman özerklik tanımadılar, kenti idare eden bir meclis hiçbir zaman olmadı. MS 6l6’da Sasanilerin, 646’da Arapların eline geçti.