İsveç'te 7 bin yıl önce yaşayan kadının vücudu böyle canlandırıldı
İsveçli araştırmacılar, 7.000 yıl önce İsveç’in güneyinde yaşamış kadın şamanın iskelet kalıntıları ve Antik DNA'sını kullanarak bedenini yeniden canlandırdılar. Geyik boynuzlarından yapılmış yatak üstünde gömülmüş ve süs eşyaları ile bezenmiş kadın, şaman olduğu tahmin edilen kadının muhtemel vücut hatları laboratuvarda böyle şekillendi:
En son 7.000 yıl önce şu anda güneybatı İsveç olarak adlandırılan verimli bataklık arazilerinde ve ormanlarda gerçek adıyla seslenilmişti ona. Biz o ismin ne olduğunu bugün bilemiyoruz...
Arkeologlar onu “Mezar XXII'den çıkan iskelet" olarak adlandırmıştı. Sergileneceği müzedeki personel ona “Oturmuş Kadın” demeyi tercih etti. Kadını bedenini yeniden 'etlendiren' sanatçı ise ona delici bakışlarından dolayı “Şaman” adını verdi.
Arkeologlar ve sanatçı Oscar Nilsson liderliğindeki ekip, 17 Kasım’da İsveç’in Trelleborg Müzesi’nde sergilenecek olan canlandırma ile kadına yeniden hayat verdi.
Kadın dik bir şekilde, bir geyik boynuzu yatağına bağdaş kurmuş vaziyette gömülmüştü. Beline asılan 100’den fazla hayvan dişinden oluşan bir kemer ve boynunda büyük bir kayrak kolye. Kısa tüylü bir pelerin omuzlarını örtüyordu. Kadının kemeri, geyik, yaban domuzu ve geyikten dişlerine sahipti. Pelerini ise karga, saksağan, martı, alakarga, kaz ve ördek tüyleriyle süslüydü.
Arkeologlar kadının kemiklerinden, yaklaşık 150 cm uzunluğunda olduğunu ve öldüğünde 30 ila 40 yaşları arasında olduğunu tespit ettiler. Bulunduğu mezarlıktaki diğer kişilerden elde edilen DNA, Avrupa’daki Mezolitik halklar hakkında bildiklerimizi, koyu tenli ve renkli gözlü olduklarını doğruladı.
Kazılan 80’den fazla mezardan biriydi
Lars Larsson, 1980’lerin başlarında, Trelleborg yakınlarındaki Skateholm arkeolojik sahasında yer alan Mezar XXII’yi kazdığını hatırlıyor. Bu, Skateholm’de MÖ 5.500 ila 4.600 yılları arasına ait 80’den fazla mezardan biriydi. Mezarlık, çiftler halinde ya da köpeklerle beraber insanlar ve zengin mezar olanakları ile gömülmüş bireysel köpekler dahil olmak üzere çeşitli mezar türlerini içeriyordu. Mezar XXII ise oturmuş vaziyette gömülen sadece birkaç örnekten biriydi. Arkeologlar bu mezarı daha fazla araştırma için laboratuvara taşınacak olan tek bir blok olarak kazmaya karar verdiler.
Prof. Larsson, “Skateholm’de kazdığımız en zor mezar bu olabilir.” diyor.
Güney İskandinavya kıyı şeridi boyunca bölgedeki Skateholm ve diğer geç Mezolitik mezar bölgeleri, Neolitik çiftçilerin tarımı anakara Avrupa’ya getirmesinden yaklaşık bin yıl önce gelişmeye devam eden avcı-toplayıcı topluluklarını ortaya çıkardıklarından, arkeologlar onlara özel ilgi gösteriyor.
Görünüşe göre coğrafi izolasyon, İskandinavya’ya tarımın geç gelişinin nedeni değildi. Larsson, Skateholm’de, Avrupa topraklarında tarımsal topluluklarla ticari temaslara işaret eden mezar malları olduğunu söylüyor. Yani tarıma geçmemek bir seçimdi.
“İnsanlar avcı-toplayıcıları medeniyetsiz insanlar olarak düşünme eğiliminde. Ancak avcılık, toplayıcılık ve balık avlamada iyi bir durumdayken neden tarıma geçsinler?”
Sanatçı Oscar Nilsson: O kesinlikle bir şaman
Araştırmacılar kadının fiziksel rekonstrüksiyonunu oluşturmak için insan kemiklerine ve DNA’sına güvenirken, Larsson ise kadının toplumdaki yeri hakkında bir şey söylemekten çekiniyor fakat özel biri olduğunu söylüyor.
Trelleborg Müzesi’nin yöneticisi Ingela Jacobsson da aynı fikirde. “Gömüldüğü her şeyi göz önünde bulundurarak toplumda bir tür özel konumu vardı, ancak bunun ötesinde herhangi bir belirleme yapamayız.”
Sanatçı Oscar Nilsson, “Kanıtları birçok şekilde yorumlayabilirsiniz, fakat gözlerime göre o kesinlikle bir şaman. Boynuzlara oturtularak gömülmüştü. Bu çok çarpıcı ve açıkça belli ki çok önemli ve itibarlı bir insandı.
Nilsson’un adli tekniği, orijinal kafatasının tam olarak 3 boyutlu bir kopyası ile başladı, kafatası tarandı, basıldı ve sonra kişinin yapısı, cinsiyeti ve tahmini ölüm yaşı esas alınarak kemik yapısı ve doku kalınlığını yansıtacak şekilde el ile modellendi.
Vücut için, benzer uzunluğa sahip bir tanıdığını çağırdı ve oturarak poz verdirdi. Nilsson ve meslektaşları, daha sonra silikondan vücut modelinin alçı kalıplarını aldılar. Kıyafetler ve süslemeler (130 hayvan dişinden üretilen kemer dahil) yerel olarak tedarik edildi ve Helena Gjaerum tarafından üretildi.
Ancak en çok dikkat çeken şey, kadının sert ifadesiydi.
“Nadiren bu kadar karakter sahibi yeniden yapılandırmalar yapıyorum. Ama o bir karakter. Şaman olduğu sonucuna vardığımızda yüz ifadesini oluşturmak daha kolaydı. Yüz kaslarını fazla hareket ettirmiyor ama iletişim kuruyormuş gibi hissettiriyor. Bizim dünyamızla diğer dünya arasında bir geçit gibi.”
Müze müdürü Jacobsson, canlandırmayı ilk gördüğünde tüylerinin diken diken olduğunu söylüyor: “Gözlerinde özel bir bakış vardı.”
National Geographic - 10 Kasım 2019 (Çeviren: Erman Ertuğrul - Arkeofili.com)