Anasayfa / Etkinlikler

İtalyan Medyası daha yazı yokken Aslantepe'de devlet kurulmasına şaştı

Arslantepe arkeoloji kazı heyeti başkanıi Prof. Dr. Marcella Frangipane, Roma'da düzenlenen Arslantepe ve Devletin Doğuşu adlı etkinlikte verdiği konferansta Arslantepe'nin istisnai bir tarihi eser olduğuna dikkat çekti.

 

Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde, Yunus Emre Enstitüsü ve Roma La Sapienza Üniversitesi’nin ortak organizasyonu ile Roma’da “Arslantepe ve Devletin Doğuşu” başlıklı bir konferans düzenlendi.

Malatya’nın UNESCO tarafından Geçici Koruma Listesi’ne alınan dünyaca ünlü kültür mirası niteliğindeki Arslantepe Höyüğü’nde, 1930’lu yıllarda başlatılan, 1961 yılından bu yana İtalyan arkeologların sürdürdüğü kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan arkeolojik bulgular ve bu bulgular sayesinde ortaya çıkarılan tarihin ilk devlet yapılanmasına ilişkin sunumların yer aldığı konferans, Roma’daki Yunus Emre Enstitüsü ofisinde yapıldı.

İtalyan kültür, sanat ve bilim çevrelerinin ilgi gösterdiği, Türkiye’nin Vatikan Büyükelçisi Lütfullah Göktaş ve Roma Büyükelçilik Müsteşarı Özgür Yavuzer’in katılımı ile gerçekleştirilen konferansın açılış konuşmasını Roma Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşavirliği’nin yanı sıra Yunus Emre Enstitüsü Roma Direktörü de olan Serra Aytun Roncaglia yaptı.

Prof. Dr. Marcella Frangipane: Arslantepe istisnai bir tarihi eser

Konferansın açılış konuşmasının ardından, uzun yıllardan bu yana Arslantepe arkeoloji kazı heyeti başkanlığını yürüten Roma La Sapienza Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Marcella Frangipane, Türkiye’deki İtalyan Arkeolojik Misyonları Döngüsü’nün yedinci ve son konferansı niteliğindeki “Arslantepe ve Devletin Doğuşu” başlıklı sunumunu yaptı.

İtalyan Agenzia Internazionale Stampa Estero (AISE) haber portalı, konferansa ilişkin haberinde; Arslantepe’de yazı olmadan tarihin ilk devlet ve bürokrasi yapılanmasının kurulduğunu, bilinen en eski saray sisteminin inşa edildiğini, başarılı bir merkezi yönetimle, malların dolaşımı ve iş performansı örgütlenmesinin gerçekleştirildiğini yazdı. AISE, Arslantepe’nin istisnai bir tarihi eser olduğuna dikkat çekerek, önemine uygun biçimde korunmayı ve UNESCO (daimi) listesine alınmayı beklediğini kaydetti.

İtalyan Agenzia Internazionale Stampa Estero (AISE) haber portalında ise Arslantepe Höyüğü ve buradaki kazılarda elde edilen arkeolojik ve tarihsel bulgulara ilişkin olarak şu bilgilere yer verildi: Malatya Arslantepe sahasında, Roma La Sapienza Üniversitesi İtalyan Arkeolojik Misyonu’nun arkeolojik kazıları 58 yıl (1961’den beri) sürüyor. Kazılar, geniş bir alanda ve titizlikle sürdürülürken, stratigrafik (tabakalı) kazı stratejileri ve yenilikçi araştırma uygulamaları ile devam ediyor.

“Aslanlar tepesi” olarak bilinen Arslantepe, en azından M.Ö. binyıldan itibaren 6 bin yıldan önceki habitatların üst üste binmesi nedeniyle oluşan ve 30 metreden daha yüksek bir yapay tepe veya höyüktür. Neo-Hitit çağına kadar (M.Ö. 1. bin yıl) ve geç Roma ve Bizans dönemlerinde düzensiz bir toparlanma ile Malatya’nın bereketli ovasında, farklı coğrafi ve kültürel alanlar arasındaki kavşaklarda Fırat’ın batı yakasına, Doğu Anadolu’nun dağlık bölgeleriyle çevrili bir kaç kilometre mesafede bulunmaktadır.

İtalyan arkeoloji misyonunun araştırması, bölgenin zengin ve karmaşık tarihini ortaya çıkarırken, bölgenin birbiriyle etkileşime giren yakın doğu uygarlıklarının tarihini de ortaya seriyor. Binlerce yıllık bir diziyi aydınlatan kazılar, Anadolu, Mezopotamya ve Kafkasya arasındaki kültürel sınırlar ve etkileşimleri de aydınlatıyor.

Yazı olmadan devleti ve ekonomiyi yönettiler

Gündelik hayatın maddi kalıntılarının, ayrıntılı bilimsel analizi ile sabırla yeniden inşa edilen bu hikâyede, bir kez daha birbirlerinin üzerine inşa edilen, özellikle M.Ö. dördüncü bin yıldaki doğumda vurgulanan birçok yerleşim bölgesinin kalıntılarına hapsoldu.

En eski devlet örgütü biçimlerinden biri olan, yazı olmadan bile ekonomiyi, malların dolaşımını ve iş performansını merkezi yönetim anlayışıyla yöneten organizasyonun olduğu Arslantepe’de karmaşık bir idari ve bürokratik sistemin ortaya çıkardı. Büyük bir yerleşime sahip anıtsal (şu ana kadar incelenen alanda 3500 metrekareden fazla) bu kompleks, bugüne kadar bilinen en eski saray sisteminin örneği olup, sarayın işlevini ve özelliklerini ortaya koyan malzemelerle doludur.

Bu bulgular sayesinde, Roma’da 2004 yılında Mercati di Traiano’da, büyük bir başarı sağlayan “Arslantepe, alle Origini del Potere” (Arslantepe: Devletin Kökeni) başlıklı büyük bir sergi düzenlendi.

2014’ten bugüne kadarki en yeni bulgular, dördüncü binyılın sarayının, kamusal tapınak yapılarının yerini alan ve izleyici kitleleri için anıtsal bir dini alan içeren yapılar ve örgütlenme, aynı zamanda iktidarın laikleştirilmesindeki en eski deney örneği olduğunu ortaya koymuştur. İstisnai bir koruma planı gerektiren anıtsal yapı, 2 metreden daha fazla, pişmiş tuğla duvarlar ve orijinal sıvalar ve duvar resimleri ile bugün varlığını koruyor, ziyaret edilebiliyor ve UNESCO Kalıcı Dünya Mirası Alanı olarak tanınmayı bekliyor.

Güler Hazar - Yeni Malatya Gazetesi - malatyahaber.com