Anasayfa / Antropoloji

Kafatasından yapılmış tabutun sırrı çözülemedi

Ölen insanın kemikleri neden kafatasının içine konularak gömüldü? Lapa do Santo'da bulunan benzersiz bulgunun gizemi merak ediliyor.

 

Tarih öncesinde Brezilya topraklarında cenaze törenlerinin içeriğini çözebilmek hayli karmaşık iş.

Bazı zamanlarda ölenlerin kemiklerinib titizlikle parçalanması,  açık alanda sergilenmesi dikkat çekerken, bazı zamanlarda etlerinin bir kısımın pişirilmiş ve yenilmiş gibi görünmesi araştıtmacıları şaşaırtıyor. Çünkü ölünğn kemikleri daha sonra dikkatlice düzenli hale getiriliyor ve gömülüyordu.   Hatta, en azından bir kez, pişirilmiş ve parçalanmış kemikler kafatasına dizilerek gömüldü! Benzer bir başka bulgu bulunamadığı için bu eşsiz gömme şeklinin sırrı çözülemiyor.   newscientist.com sitesinin haberine göre; Mezarları araştıran uluslararası arkeolog ekibine göre eski avcı-toplayıcı halk, Orta Amerika'da 10.000 yıl kadar önce geleneksel olarak, sıradan insanlar gibi yaşıyordu. Gelenekçiydilr ve yeniliklere açık değildiler! Oysa ortaya çıkan bulgular gösteriyor ki bu insanların yaşam şekilleri ve ölüm sonrası törenlerinde öenmli değişikler söz konusuydu.

Merkezi Almanya'nın Leipzig şehrinde olan  Max Planck Enstitüsünde Evrimsel Antropoloji çalışmaları yapan ekipte yer alan antropolog André Strauss hayli farklı düşünüyor.
Meslektaşları ile doğu-orta Brezilya'daki Lapa do Santo'da bulunan mezarlarda çalışma yapan, .André Strauss, ölü gömme adetlerinin sadece 2000 yıl içinde iki kez değiştiğine dair kanıtlar bulduğunu söylüyor. Strauss, basit gömülerde ayrıntılı olarak gömülmeye kadar olan değişikliklerin avcı-toplayıcıları etkileyen önemli olayları yansıttığını düşünüyor.

Eski Brezilyalıların sıradan içine kapalı insanlar olduğu fikri ilk gömülerin 10.600 - 9700 yıl öncesine dayandığı sitede elde edilen bulgularla çürüdü.

İlk dönemlerde cesetler fetal pozisyonunda tek başına gömüldü.  Ancak yaklaşık 9600 yıl önce cenaze ritüelleri, çok daha karmaşık ve şifreli hale gelmişti.

Bir mezar sadece başı kesilmiş kafadan oluşuyordu. İki müstakil el yüz boyunca yerleştirildi. Mezar, bir iskeletin çoğunu içeriyordu ama gizemli şekilde, alt bacak kemiklerinin orta bölümleri kesilip ve çıkartılıyordu.. Bazı mezarlarda biraz daha fazlası dikkat çekiyor. Doğranmış orta şaftları içeren kemikler küçük parçalar halinde gömülüyordu. Ama yanmış olarak, kesik işaretleri belirgin şekilde, etleri sıyrılmış olarak.

Bazı arkeooglara göre, bu tarz mezarlar topluluk üyelerinin, ölenlerinin pişmiş etini yediklerini gösteriyor olabilir.

Daha sonraki yıllara ait bir mezarda ise yanmış ve eti sıyrılmış kemikler toplandı ve kafatası içine düzenli şekilde yerleştirildikten sonra gömüldü. Bunun özel bir uygulamamı yoksa yaygın uygulamamı olduğu tespit edilemedi. Çünkü bu tarz tek mezar buluntusu var ve henü bir ikincisi bulunamadı.

Yaklaşık 8600 yıl önce, uygulamalar tekrar değişti. Mezarlar, her mezara sadece bir ceset koymak yerine çoklu gömü başladı. Mezar çukurları çapı yaklaşık 50 santimetreydi ama içinde kemikler hayli kalabalık ve karışıktı. Bu, cesetlerin kemikleri toplanıp gömülmeden önce bir yerde çürümeye bırakıldığı tahmin ediliyor.

Mezarları genişletme anahtarı

"Bu sefer gözlemlediğimiz şey, taş aletler için kullanılan hammaddede ve eser yoğunluğunda bir değişiklik olmasıdır" diyen Strauss;  bölgedeki nüfusun 9600 yıl önce, belki de bir göçmen akını vasıtasıyla birdenbire büyümüş olduğunu öne sürüyor.
Strauss, 9600 ila 8600 yıl arasındaki bütün ayrıntılı definlerin tek bir karmaşık mezar uygulamasının çeşitli yönlerini yansıttığını düşünüyor. Cesetlerin ölümle ayrıntılı şekilde muamele gördüğü, belki de bazı kişilerin "cenaze törenlerinde" özel hareket edildiğini öne sürüyorl
Bu, eski avcı toplayıcıların, daha sonraları Güney Amerika medeniyetlerinde belgelenenlere benzer "dualistik" inançlara sahip olduklarını gösterebilir. Dünyalarını, gece gündüz, erkek ve bayan, sol ve sağ - karşıtlıklar dizisi olarak görmüş olabilirler ve bu onların dinsel geleneklerini etkilemiş olabilir.

Ancak bunu genellemek şimdilik mümkün değil. En erken dönema ait sadece iki "basit" gömü var, bu nedenle o mezarların, gömü uygulamalarının ne kadar temsilci oldukları beli değil.   Yetkililer, ekibin diğer arkeologları ikna etmek için daha fazla mezarda benzer bulgular göstermesi gerektiğini savunuyor.

Londra Üniversitesi'nden Lawrence Owens, definlerin cevapladığı problemlerde daha çok çok soru ürettiğini söylüyor. Ancak Strauss'a destek de veriyor. Amerikan yerlilerinin ölüm törenlerini yöneten kabile şamanlarının da, buradakilere benzer şekilde, kemiklerden yapılmış kolyeler kullanması etkileşim olduğunu gösterebilir.         arkeolojikhaber.com