Karaköy Genelev binalarının altında Osmanlı hamamı ve sinagog bulundu
Kültür-sanat merkezine dönüştürülmek üzeren Beyoğlu Belediyesi'nin projesi kapsamında yıkılan Karaköy’deki genelev binalarının altında Osmanlı hamamı ve sinagog kalıntılarına rastlandı.
Beyoğlu Kültür Yolu’nun bir parçası olarak kültür sanat merkezine dönüştürülmesi için yıkılan Karaköy’deki 200 yıllık genelevin altından tescilli 2 tarihi eser çıktı. Yıkımdan önce Anıtlar Kurulu’nun tespit ettiği eserlerin, yaklaşık 120 yıllık tarihiyle bilinen sinagog ile Osmanlı hamamı olduğu öğrenildi. İstanbul Arkeoloji müzesi uzmanlarının gözetiminde süren çalışmalar hafriyatın kaldırılmasının ardından hızlanacak.
Yeşilçam filmlerine konu olan Zürafa Sokak’taki genelev, koronavirüs salgını sırasında kapatıldıktan sonra Beyoğlu Belediyesi tarafından kültür ve sanat merkezi yapılmak üzere dönüşüme sokulmuştu.
Zürafa, Kadem ve Alageyik sokaklarının kültür sanat merkezine dönüştürülmesi için yıkımına başlanan binaların bulunduğu alan yaklaşık bin yıllık tarihi geçmişe sahip Galata semtinde yer aldığı için çalışmalar büyük dikkatle sürdürülüyordu.
Beyoğlu Belediyesi’nin yürüttüğü Beyoğlu Kültür Yolu projesinin parçası olarak yıkılan 42 genelevin yerine yapılacak kültür sanat merkezinin, Atatürk Kültür Merkezi, Galata Kulesi, Galata Mevlevihanesi, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Narmanlı Han, Muammer Karaca Tiyatrosu, Garibaldi Salonu, Mısır Apartmanı, Atlas Sineması Müzesi, Grand Pera Emek Sahnesi gibi yapılarla kaynaştırılması planlanıyor. 11 Şubat’ta yıkımına başlanan genelev binalarının hafriyatı kaldırılırken tescilli tarihi eserler ortaya çıktı.
200 yıllık genelevin altından tarih çıktı
İş makineleri 60-70 yıllık binaların yıkımını gerçekleştirirken uzmanlar alt taraftaki bir binanın altından beliren kırmızı tuğlalı yapıyı fark etti. Yapının Osmanlı mimarisinin tipik örneği olduğu görülürken 200-300 yıllık tarihe sahip bir hamam olduğu tahmin ediliyor. Kırmızı tuğlalarla inşa edilen hamamın üzerine genelev binalarının yapıldığı anlaşıldı. Anıtlar Kurulu’nun yıkım öncesinde kayıt altına aldığı Büksek Kaldırım Büyük Eşkanazi Sinagogu’nun duvarları da hafriyatla birlikte görünür oldu. Orta Avrupa kökenli Yahudilerin İstanbul’a gelmesi üzerine 1900 yılında yapılan sinagog da hafriyat çalışmaları sırasında özenle korundu. Osmanlı mimarisinin tanımlandığı alanın 1164 yılından itibaren I. Manuel’in Cenevizlilerle kurduğu ilişkiyle aynı zamanda Ceneviz semti olduğu hatırlatılırken, çalışmalar sonucu buluntuların tarihinin daha eskiye gidebileceği belirtildi.
Gökhan Karakaş - Milliyet