Anasayfa / Kütüphane / Sözlük

Kassandra

Kassandra nedir?

 

Kassandra:  Troya kralı Priamos'la karısı Hekabe'nin kızı. 

Kassandra, Troyalı kral çiftinin, Hektor ve Paris'ten sonra, en ilgi çekici evladıdır. Bu genç kızın yürekler acısı bir kaderi, trajik bir kişiliği vardır. Geleceği görme gücüyle yıkımları önlemeye çalışan, ama sözünü geçiremediği için başına gelen belalardan iki misli etkilenip üzülen bilicinin dramını simgeler Kassandra; bugünün anlayış ve deyimine göre uzağı gören bilinçli bir insanın dramını.

Efsaneler Kassandra'nın bu gücünü çeşitli yorumlarla anlatır. Birine göre, Kassandra'yla ikiz kardeşi Helenos bebekken, Priamos'la Hekabe Thymbralı Apollon şerefine, tanrının şehir dışında bulunan tapınağında bir şenlik düzenlemişler ve tören sonunda çocuklarını tapınakta unutup gitmişler. Ertesi sabah almaya geldiklerinde korkunç bir manzarayla karşılaşmışlar: Kassandra'yla Helenos beşiklerinde uyuyorlar, ama iki yılan çevrelerini sarmış, gözlerini, kulaklarını yalıyordu. Bu eylemle çocukların duyuları arınmış, insanların göremediği, duyamadığı gerçeklerin algısına açılmış oluyordu. İkisi de kâhin olmuştu.

Başka bir efsane Kassandra'nın biliciliğini şöyle açıklar: Tanrı Apollon Priamos'un güzel kızına âşık olur, kendini verirse ona bilicilik yetisini armağan edeceğini söyler, Kassandra kabul eder, ama tanrıdan yetiyi aldıktan sonra kendini vermeye yanaşmaz. Tanrı da öfkelenir, kızın ağzının içine tükürür, böylece verdiği armağanın etkisiz kalmasını sağlar.  Kassandra geleceği görebilecek, gördüğünü de haykıracak, ama kimseyi söylediklerinin doğruluğuna inandıramayacaktır. Kassandra böylece Pythia ya da Sibylla gibi tanrıyı içine alan, tanrı gücüyle dolarak kehanette bulunan bir sözcü olur, Helenos ise daha cok kuşların uçuşuna ve dıs işmarlara bakarak geleceği haber veren bir yorumcudur. Her ikisi de talihsizdir.

Kassandra Troya tarihinin bütün olaylarını önceden görmüş ve söylemiştir: Paris, çocukken bırakıldığı İda dağından dönünce, bu delikanlının hemen öldürülmesini istemiş, sonra Yunanistan yolculuğu dönüşünde Helena'yı getirdiği zaman, bu kadının Troya'nın yıkımına yol açacağını, geri gönderilmesi gerektiğini bildirmiş.

Priamos Hektor'un ölüsüyle Akhilleus'un barakasından çıktığında, daha Troya'da kimse farkına varmadan geldiğini o haber vermiş, şehrin yıkımına yakın, tahta at surların önüne dikildiğinde, Laokoon'un da yardımıyla atın içeriye alınmasını önlemeye çalışmıştı.

Troya yağma edilirken Kassandra'nın Athena tapınağına sığındığını, orada küçük Aias'ın saldırısına uğradığını anlatan bir efsane de vardır. Aias Kassandra'yı sarıldığı tanrıça heykelinden çekip uzaklaştırır, ama günah işlediği için Akha'larca taşlanmaktan zor kurtarır kendini. Kassandra, Agamemnon'a köle olarak verilir sonunda, ama bununla bilici kızın asıl çilesi başlar. Agamemnon Priamos'un kızına vurulur, onu kendine eş edip Mykene'deki sarayına götürür. Kassandra o zamana kadar kız oğlan kız kalmış, birçok talipleri çıktığı halde, evlenmemişti. Babası onu Othryoneus adlı bir Anadolulu yiğide verecekken, bu adamın savaşta ölmesiyle Kassandra bekâr kalmıştı. 

Kassandra'nın Agamemnon'un tutsağı olarak Yunanistan'a geliş efsanesi tragedyaya konu olmuş ve Aiskhylos'a en güçlü oyunlarından biri olan "Agamemnon"u esinlemiştir. Kassandra asıl bu dramla kendini büsbütün dile getirmek fırsatını bulur.  Mykene sarayında Agamemnon'un da, kendinin de başına gelecekleri, Klytaimestra'nın eliyle öldürüleceklerini açık açık görür, haykırır, bağırır, dövünür, ama hiçbir şeyi önleyemediği gibi, bu yıkımı da, ölümü de önleyemez. Bunu anlayınca Apollon'un bağışladığı bilicilik hünerine lanet okur.