Anasayfa / Kütüphane / Sözlük

Ker-Keres veya Kerkeres

Ker-Keres veya Kerkeres nedir?

 

Ker-Keres veya Kerkeres:  Hesiodos'un Theogonia'sında Ker bir ölüm tanrıçasıdır.

Şöyle tanımlanır:

Gece üç ölüm tanrısı yarattı:

Korkunç Moros, kara Ker ve Thanatos'u

Uyku'yu ve sürü sürü Düş'leri.

Kimseyle yatmadan kendi başına

yarattı onları karanlık Gece.

Ne var ki, birkaç dize ötede, Keres, yani ölüm tanrıçalarından çoğul olarak dem vurulur ve bunlar kader tanrıçaları Moira'larla bir tutulur.

Homeros destanlarında, özellikle İlyada'da Ker, Keres kavramı sık sık karşımıza çıkmakta, bu kavramın üç anlamda kullanıldığı göze çarpmaktadır.

Ker, ölüm anlamına gelen bir cins ismidir, kara, uğursuz ve belalı gibi sıfatlarla nitelenir ve "getirdi aklına ölümü", "kara ölümden tiksinir" gibi deyimlerde kullanılır. Kimi yerde has isim olup, ölümü simgeleyen tanrıça ya da tanrıçalar - için kullanılır.

Aralarında Kavga, Boğuşma ve uğursuz Ölüm de vardı,
Ölüm kimini yakalıyordu yeni yaralanmış, diri,
kimini yarasız, beresiz yakalıyordu,
bir sürü ölüyü de çekiyordu kargaşalıkta ayaklarından,
sırtında bir elbise vardı, erlerin kanıyla kızıla boyalı.

Burada Ker, Thanatos tanrının dişisidir. Başka yerde Ker bir değil, birçoktur:

... Gittiler kara Ölüm tanrıçalarının peşi sıra...

Tıpkı Hesiodos gibi Homeros da ölümü simgeleyen tanrıçaları insanın kader ipliğini büküp günün birinde kesen Moira'lar (Moira, Latince Parca) gibi görür ve Ker'i, ister tekil, ister çoğul olarak bir insanın, ya da bütün bir ulusun alın yazısı diye canlandırır: Akhilleus iki ayrı kaderle karşı karşıyadır, birinden birini seçmek zorundadır. Kısa ömürlü olup büyük bir ün kazanmayı seçer.

Ölüm yazgısı, ecel anlamına gelen bu Ker iki düşmanı simgeleyen birer tanrıça gibi de çıkar karşımıza. Akhalarla Troyalılar arasındaki savaşın en kızgın bir anındayız.

Gökyüzünün tam ortasına gelince gün

bir altın terazi kurdu baba tanrı,

bir kefeye Troya'lıların kara ölümünü kodu, 

bir kefeye Akhaların kara ölümünü.

Ker, yani ecelin tartılması olayı asıl Hektor'la Akhilleus söz konusu olunca, dramatik bir nitelik kazanır:

... Bir altın terazi kurdu baba tanrı

acıklı ölümün iki tanrıçasını kodu kefelere,

biri Akhilleus'unkiydi, biri at sürücüsü Hektor'unki,

ortasından tuttu, kaldırdı teraziyi,

ağır bastı Hektor'un kara günü,

kefe düştü, yuvarlandı Hades'e dek.

Ecel gelip çatınca, hiçbir tanrının

Zeus'un bile elinden bir şey gelmez.

Burada Apollon tanrı Hektor'u korumaktan vazgeçmek zorunda kalır, Hektor her eylemiyle yavaş yavaş Ker'ine, yani eceline kavuşacaktır.

Homeros ve Hesiodos'tan sonraki klasik çağda Ker'ler kendilerine özgü kişiliği yitirip Moira'larla karışır, kimi zaman Erinys'lerden güzel şeyleri bozan, kirleten bir çeşit kötü kader diye söz eder, onları böylece Harpya'lara benzetir. Halk geleneğinde Ker'lerin ölülerin ruhlarıyla bir tutulduğu, bunların kötülüğünden korunmak için onlara Anthesteria bayramlarında kurbanlar kesildiği görülür.