Kurtarma Kazıları Sempozyumu ve Arkeolojik Kazılar Çalıştayı Antalya'da başladı
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kazılar ve Araştırmalar Dairesi Başkanlığı, Kurtarma Kazıları Sempozyumu ve Arkeolojik Kazılar Çalıştayı'nın 3 yıl aradan sonra Antalya'da yapılıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı müze müdürlüklerince yıl boyunca gerçekleştirilen arkeolojik çalışmaların değerlendirildiği "28. Kurtarma Kazıları Sempozyumu ve Arkeolojik Kazılar Çalıştayı" Antalya'da başladı.
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünce kentteki bir otelde düzenlenen programa, müze ve laboratuvar müdürlüklerinden 354, dış paydaş ve kuruluşlardan 25 uzman ile yönetici ve 23 akademisyen katıldı.
Kovid-19 salgını nedeniyle 3 yıl aradan sonra tekrar gerçekleştirilen etkinlikte, geçen yıl müze müdürlüklerince yapılan kurtarma kazılarının sonuçlarına ilişkin seçme bildiriler, merkez teşkilatı ve ülke çapındaki müzelerden gelen yönetici ve uzmanlarla paylaşılacak, mesleki deneyim ve tecrübe aktarımı yapılacak.
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Gökhan Yazgı, açılışta yaptığı konuşmada, Türkiye'nin özellikle arkeolojik zenginlikler açısından emsalsiz bir hazine niteliğinde olduğunu belirterek, üstün kültür değerlerinin açığa çıkarılması, sergilenmesi, tanıtılması ve bilimsel yayınlarla gelecek kuşaklara aktarılmasının asli görevleri olduğunu söyledi.
Müzeler eliyle bazen bir temel hafriyatında veya yol inşaatı sırasında, bazen kaçak kazı sonucunda, yahut baraj altında kalacak alanlardaki kültür varlıklarını kurtarmak için başlatılan kazılarda önemli sonuçlar elde edildiğini vurgulayan Yazgı, bu nedenle kurtarma kazılarının arkeoloji dünyasına büyük katkısı olduğunu anlattı.
Anadolu'nun eşsiz coğrafyasındaki kültürel ve tarihi zenginliğin 16. yüzyıldan itibaren seyyahların ilgisini bu topraklara çektiğini dile getiren Yazgı, "Bu ilgi, bize eserlerimizi, öncelikle kaçakçılıktan ve tahribattan korumayı öğretmiştir. 19. yüzyıl ile başlayan bilimsel kazı çalışmaları, 21. yüzyıl Türkiye'sinde çok uluslu, disiplinler arası, bilimsel açıdan kurumsallaşmış kazı, koruma ve araştırma çalışmaları haline gelmiştir." diye konuştu.
- "Bu yıl arkeolojik kazı sayısı 700'e yaklaştı"
Yazgı, Türkiye'de hem bilim insanları hem de müzeler tarafından yapılan çalışmaların her yıl daha da çoğalarak devam ettiğine dikkati çekerek, bu yıl arkeolojik kazı sayısının 700'e yaklaştığını bildirdi.
Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan çeşitlilikte ve sayıda kazılar yaptıklarına işaret eden Yazgı, şunları kaydetti:
"Gururla söylüyorum ki Türk arkeolojisi, kazılarıyla, kazılardaki koruma çalışmalarıyla ve bilimsel yayınlarıyla dünya arkeolojisinin en önemli paydaşlarından biri haline gelmiştir. Bu çerçevede Cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı arkeolojik kazı ve araştırma projelerinden olan 'Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Projesi'ni başlatarak, 'Taş Tepeler' adıyla lansmanını gerçekleştirdik. Bu proje kapsamında, Neolitik Çağ'ın ilk aşamalarını yansıtan Göbeklitepe'nin çağdaşı çok sayıda alanın tespiti, açığa çıkarılması ve belgelenmesi amacıyla 2021'de çok uluslu ve interdisipliner bir ekiple başlatılan bilimsel çalışmalarda büyük mesafe katettik."
Yazgı, müze ve ören yerlerini çekim noktası ve cazibe merkezi haline getirmek için yaptıkları çalışmalarda da büyük mesafeler aldıklarını vurguladı.
Eski Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Yalçın Kurt da Türkiye'nin yurt dışına kaçırılan eserlerin iadesi için önemli çalışmalar yürüttüğünü söyledi.
Türk Tarih Kurumu Başkan Yardımcısı Hüseyin Murat Yücel ise çalıştayın verimli geçmesini temenni ederek, kurum olarak kazılara destek vermekten mutluluk duyduklarını aktardı.
Sempozyum, 1 Aralık'ta sona erecek.
AA Ayşe Yıldız