Anasayfa / Paleontoloji

Kuşların dinozorlardan evrimleştiğinin bir kanıtı: Scansoriopteryx

Araştırmacılar, Scansoriopteryx'in ataları arasında dinozorlardan önce yaşamış, ağaca tırmanan arkozorları içeren erken bir kuş olarak yeniden sınıflandırılmasını istiyor.

 

'Tırmanan kanat' anlamına gelen Scansoriopteryx'in fosili, İç Moğolistan'da bulundu ve Çin Jeoloji Bilimleri Akademisi ile devam eden ortak bir çalışmanın parçası.

Çin'den gelen serçe büyüklüğünde bir yaratığın fosilleri, kuşların yavaş yavaş uçma yeteneğini kazanan, yerde yaşayan dinozorlardan evrimleştiğine dair yaygın inanışa şüpheler getirdi. Araştırmacılar, yaratığın, ataları ağaca tırmanan arkozorları içeren erk en bir kuş olarak yeniden sınıflandırılması gerektiğini iddia ediyor.

Uzun zamandır, theropodların bu beceriyi zaman içinde geliştirdiği düşünülüyordu, ancak Scansoriopteryx fosillerinin yeniden incelenmesi, onların bunun yerine, kaymayı öğrenen ağaçta yaşayan hayvanlar olabileceğini gösteriyor.

Araştırmacılar, yaratığın, ataları arasında dinozorlardan önce yaşamış, ağaca tırmanan arkozorları içeren erken bir kuş olarak yeniden sınıflandırılmasını istiyor.

240 milyon yıl önce, ülke aynı zamanda kedi büyüklüğünde tuhaf sürüngenlerle doluydu, yeni bir çalışma ortaya çıkardı.

İskoçya Ulusal Müzeleri'nden araştırmacılar, ilk olarak 100 yıl önce İskoçya'nın kuzeydoğusunda keşfedilen küçük bir Triyas fosil sürüngenini yeniden analiz ettiler.

Güçlü uçuş geliştiren ilk omurgalılar olan Pterosaurlar, Geç Triyas'ta aniden ortaya çıkmalarından Kretase'nin sonunda 1,2,3,4,5,6'ya kadar Mezozoik karasal ekosistemlerin temel bileşenleriydi. Bununla birlikte, bu sürüngenler ile en yakın akrabaları6, Lagerpetidae7 arasındaki önemli bir stratigrafik ve morfolojik boşluk nedeniyle, pterosaurların kökeni ve erken evrimi tam olarak anlaşılamamıştır. Bir asırdan fazla bir süre önce İskoçya'nın Erken Triyas döneminde keşfedilen küçük bir sürüngen olan Scleromochlus taylori'nin, pterosaurlarla yakından ilişkili kilit bir takson olduğu varsayılmıştı8, ancak kötü korunması önceki çalışmaları sınırlandırdı ve filogenetik konumu hakkında tartışmalara neden oldu. bir arkozor olarak tanımlanmasından bile şüphe ediyor9. Burada, ilk doğru tam iskelet rekonstrüksiyonunu ve Scleromochlus'un gözden geçirilmiş bir teşhisini sağlamak için mikrobilgisayarlı tomografik taramalar kullanıyoruz ve onu Pterosauromorpha (lagerpetid + pterosaur clade) içinde yakın bir pterosaur akrabası1 olarak kesin olarak tanımlayan yeni anatomik detayları ortaya koyuyoruz. Scleromochlus anatomik olarak pterosaurlardan çok lagerpetidlere benzer ve muhtemelen Avemetatarsalia'nın (kuş çizgisi arkozorları) çok erken ayrılan üyelerinde mevcut olan sayısız özelliği korur. Bu sonuçlar, ilk uçan sürüngenlerin küçük, muhtemelen isteğe bağlı olarak iki ayaklı, üstünkörü atalardan evrimleştiği hipotezini desteklemektedir1.

1907'de tanımlanan ve şu ana dek 7 bireyin fosili bulunan Scleromochlus taylori, sahip olduğu özellikleriyle birçok bilim insanının aklını karıştırmıştı. Tanımlanmasının üzerinden bir asırdan fazla zaman geçmesine rağmen hala Scleromochlus hakkında bildiklerimiz kesin bilgiler değil. Ancak şu ana kadarki en güncel ve detaylı çalışma 2020'de S. Christopher Bennett tarafından yayınlandı ve Scleromochlus hakkında önceden kabul görmüş (Scleromochlus'un terozorların atası/kardeş türü olması, Scleromochlus'un koşucu olması, vb. gibi) bazı fikirler yeniden tartışıldı.

İlk bakışta "dinozor" denebilecek bir morfolojiye sahip olduğunu düşünseniz de Scleromochlus bir dinozor değildir. Dinozorlardan daha ilkin (İng: basal) bir türdür ve dinozorlarla paylaştığı özelliklerden çok, terozorlarla (yani uçan sürüngenlerle) ve temel arkozorlarla (yani terozor ve dinozorların ortak atası olan timsah benzeri hayvanlarla) ortak özellikleri vardır. Bu bakımdan uzun süredir terozorların atası ya da kardeş türü olduğu sanılıyordu. Scleromochlus'un sınıflandırılması hakkında aşağıda ayrıntılı olarak bahsedeceğiz. Arkozorlardan evrimleşmiş çoğu türün (terozorlar, dinozorlar, kuşlar, timsahlar) aksine Scleromochlus, yaklaşık 18 santimetrelik boyuyla oldukça ufaktı; avları da, boyuna uygun şekilde, böceklerdi. Ufak boyu sayesinde muhtemelen etrafınızda koşuşturan bir Scleromochlus hayal edebiliyorsunuzdur. Yalnız, yüksek ihtimalle, Scleromochlus hiç de hayal ettiğiniz gibi hareket etmiyordu!

Scleromochlus için şu ana kadar 3 ana hareket tipi önerildi:

Ağaççıl: İlk hipoteze göre Scleromochlus ağaçlara tırmanıyor ve daldan dala atlıyordu. Hatta, tıpkı bir yarasa veya uçan sincap gibi, uzuvlarının arasında deri zarından paraşütler bile olabilirdi. Belki bu yönüyle Scleromochlus, terozorların atası ya da kardeş türü olabilirdi. Ancak bu hipotezin pek tutarlı olduğu söylenemez, çünkü Scleromochlus'un ana hatları ağaççıl canlılara benzerlik gösterse de el ve ayak parmakları hiç de ağaç dallarını kavrayabilecek gereksinimlere sahip değildi. Ayrıca bazı bireylerin kum fırtınası içinde, yerde öldükleri düşünülüyor, fakat ağaççıl bir canlının kum fırtınasından saklanmak için gideceği en uygun yer, ağaçların tepesi olacaktır. Dolayısıyla, ağaççıl hipotezinin bilimsel olarak tutarlı sayıldığı pek söylenemez.

Koşucu: Scleromochlus benzeri birçok canlıda bu tip bir hareketle karşılaşılması ve kemiklerin kabaca bazı iki ayaklı (biped) arkozorlara benzemesi kanıt olarak gösteriliyordu. Ayrıca Scleromochlus'un dört ayak üzerinde hareket etseydi, bacakları kollardan çok daha uzun olduğundan, ellerin yere değebilmesi için bacakların katlanıp "squad" pozisyonuna inmesinin gerekmesi de iki ayak üzerinde hareketi daha akla yatkın hale getiriyordu. Fakat iki ayak üzerinde koşucu hareketi savunan yeterince detaylı bir inceleme yapılmamıştı.

Zıplayıcı: Bennett'in 2020 tarihli analizi ise zıplayıcı bir hareket tipi hipotezini kuvvetli buluyor. Hem de dijitigrad değil, plantigrad bir zıplayıcı tipi...