Anasayfa / Arkeoloji / Amerika

Kutsal Maya gölünden gizemli adak kaseleri ve yüzlerce tarihi eser çıktı

Su altı arkeologları, Mayaların kutsal saydığı Petén Itzá Gölünün sularından yüzlerce tarihi eser çıkarttı. Önce dini ritüel olarak eşyaların suya atıldığını düşünen arkeologlar, konumları hiç bozulmadan üstekinin içinde bıçakla yanık odun parçaları bulunan biri diğerinin içine girmiş 3 kap bulunca çok şaşırdılar.

 

Guatemala'nın Peten Departmanı'dan yer alan Petén Itzá Gölü adını, bir zamanlar göl çevresinde yaşayan Maya halkı İtzalardan alıyor. Arkeolojik kazılar bugüne kadar göl çevresinde en az 27 Maya yerleşim alanı buldular. İtza halkının başkenti Nojpetén de onlardan biriydi. Antik Maya Kenti Nojpetén bugün Guatemala topraklarında yer alan Petén Itza Gölü'nün güneyindeki Flores Adası'ndaydı.

İtzalar istilacı İspanyollara en fazla direnen Maya Halkıydı. "Son Mayalar" olarak istilacıların Orta Amerika'ya ayak basmalarından sonra neredeyse 200 yıl boyunca direndiler. 

 Mayaların, kapları, özellikle de içindeki yanık odun parçaları dağılmadan nasıl batırdıkları bir sır.

Uzun zamandır arkeolojik araştırmalar gerçekleştirilen gölde Polonyalı ve Guatemalalı su altı arkeologları 2018 yılının Ağustos ve Eylül aylarında da önemli dalışlar yapıldı ve sgölden yüzlerce tarihi eser çıkardılar. Arkeologların ulaştıkları arkeolojik veriler geçtiğimiz günlerde açıklandı. Gölden çıkarılan önemli bulgulardan biri içiçe duran 3 kaptı. Kaplardan üstekinin içinde obsidyen bir bıçak ve yanık odun parçaları vardı. Arkeologlar o ana kadar Maya Rahiplerinin ayinler sırasında eşyaları adak olarak suya atttığını düşünüyordu. Ancak bu yöntemle suya bırakılan kapların hiç bozulmadan gölün dibine nasıl indiğini izah etmeleri kolay değildi. Üstteki kaptaki bıçak ve yanmış odun parçalarının da kabın içinde dağılmadan duruyor olması gerçek bir arkeolojik bilmeceydi...

Ekibin liderliğini yapan  Jagielloń Üniversitesi'nden (Jagiellonian University) Polonyalı arkeolog Magdalena Krzemień;  “Eski Maya başkentlerinden Nojpetén'in yakınında, dini ritüeller sırasında batırıldığını tahmin ettiğimiz nesneler dahil, 500'den fazla eser keşfettik. Çıkardığımız çok sayıda buluntu ayinlerin gerçekleştiği yerin adanın kuzeyi olduğunu gösteriyor. Ayin yerinde bulduğunuz eserler içinde en ilginci, birbirlerinin içine yerleştirilmiş üç kaseydi. Üstteki kabın içinde yanmış odun parçaları ve 20 cm uzunluğunda obsidien bir bıçak vardı. Bu kesinlikle ritüel amaçlı ve adak kültürüyle ilişkili. Ama Mayaların, kapları, özellikle de içindeki yanık odun parçaları dağılmadan nasıl batırdıkları bir sır. Suya atılmadıklarını ve dibe kadar elle taşındıklarını tahmin ediyoruz.

Göllerin Mayalarca kutsanması inançlarıyla ilgiliydi

Nicolaus Copernicus Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü'nden Sualtı arkeologu Mateusz Popek, göllerin Maya inanaçlarında kutsal sayılan önemli bir unsur olduğunu belirterek, "Çünkü suyun bu uygarlığın üyeleri için özel sembolik anlamı vardı. Sular ölülerin yeraltı dünyasına geçeceği bir araç olarak algılanıyordu. Su rezervleri aynı zamanda yağmur tanrısı olan Chaak'la yakından ilişkiliydi. Bu yüzden yüzyıllarca sulara çeşitli kurbanlar adadılar" dedi.

Bazı ayinlerde buhurdanlar kasıtlı olarak kırılıyordu

Gölden çıkan arkeolojik eserler arasında insan kafası şeklinde bir buhurdanın kısmen tahrip edilmiş bir parçası da vardı.

Proje lideri Magdalena Krzemień, Maya sokaklarında benzer eşyaların bulunduğunu hatırlatarak, “Bazı ayinlerde buhurdanlar kasıtlı olarak kırılıyordu. Büyük olasılıkla burada da durum buydu” dedi.

Arkeologlar buluntuların yaş tespitlerinden yola çıkarak, arkeolojik alanının Proto-Klasik dönemden (MÖ 150 - M.Ö. 250) geç Klasik döneme (MÖ 600 - 800) kadar ibadet yeri olduğunu tahmin ediyorlar.

İspanyol istilacılara karşı kullanılan topuz

Mayalar arasında İspanyol katliamlarına karşı en çok direnmeyi başaran kent, Mayaların son bağımsız kalesi Nojpetén'di. Ancak onun direnişi de 1697'de kanlı bir savaşla sona erdi. İspanyollar adaya gemilere saldırarak Mayaların son direncini de kırdılar ve Yeni Dünya'daki katliamlarını tamamladılar.

Arkeologlar, araştırmaları sırasında bu önemli tarihle ilgili çok sayıda öğe keşfettiler. Başkentin sakinleriyle İspanyollar arasındaki son savaş adanın batı tarafında gerçekleşmişti. Bu alana dalış yaparn, Polonyalı arkeologlar gürz olarak kullnılmış bir topuz ve muhtelif silahlar buldular.

Mayalar Karayip Sahili sakinleriyle temas halinde

Biraz daha kuzeyde, El Hospital adası bölgesinde, arkeologlar Karayip Denizi'nden geldiği saptanan büyük bir kabuk keşfettiler. Bu da Mayaların Karayip Sahili sakinleriyle temas halinde olduğunu gösteriyordu. İri deniz kabuğunun bir müzik aleti ya da haberleşme borusu olarak kullanılmış olma ihtimali var. Arkeologlara göre, bu elitlere veya sembolik alana da bağlanabilir, çünkü bu tür nesneler doğumlar, olgunlaşma ritüelleri, kurban teklifleri, savaş, yeraltı ve ölümlerde kullanılıyordu

Arkeologlar ilerleyen dönemde alanda daha fazla arkeolojik keşif gerçekleştirebileceklerine inanıyorlar.

arkeolojikhaber.com

Kaynak: Szymon Zdziebłowski - PAP: Science in Poland (Polonya'da Bilim - 01 Şubat 2019]

Fotograflar: Mateusz Popek