Kyzikos Antik Kenti: Kizikos Antik Kenti
Kyzikos Antik Kenti nerededir? Kizikos antik kentinin tarihi ve mitolojisi
Kyzikos (Kizikos) Antik Kenti; günümüzde Belkıs (Balkız) olarak isimlendirilen yerleşim alanında yer alan antik kenttir. Balıkesir'in Erdek ilçesi kıyılarında (Önceleri Marmara Denizi'nde bir ada olduğu tahmin edilen Kapıdağ Yarımadası'nın (Arctonnesus) güneyindedir. Antik Çağ'da Misya bölgesi olarak adlandırılan alanda yer almaktadır. Bugünkü coğrafi haritalara göre ise Marmara Bölgesi içerisindedir.
Kyzikos, Kapıdağ eteklerinde Bandırma- Erdek karayolunun geçtiği yerde kurulmuştur. Yöre tarihi, Kurt Bittel tarafından yapılan araştırmalar sonucunda Neolitik (M.Ö. 6. bin) ve Kalkolitik (M.Ö. 5. bin) Dönem’e kadar inmektedir. Mysia’ daki Olympos (Uludağ) yamaçlarında yerleşmiş olan, daha sonra Aisepos Ovası’na inen veya Thessalia’ dan bu yöreye (Aisepos / Gönen- Kocaçay ile Rindkos /Mustafa kemal Paşa-Atranos Çayı arasına) yerleşmiş olan Dolionlar, Kyzikos’ da yaşayan en eski kavimdir. Bu nedenle bu bölge aynı zamanda Dolionia veya Dolionis diye adlandırılır.
Yunan mitolojisinde Gürcistan'da (Kolkhis) var olan altın postu almak için, Yunanistan’dan yola çıkan Argonautlar yolda Dolionia (Kyzikos)’ ya uğrarlar. Kral Kyzikos Argonlar’ı iyi karşılar. Onları yedirir, içirir ve yanlarına bol kumanya vererek uğurlar. Yola çıkan Argonautlar o gece fırtınaya yakalanırlar ve karaya çıkarlar. Gece karanlığında tekrar Dolonia topraklarına çıktıklarını fark etmeyen Argonautlar, Kral Kyzikos’u ve yanındakileri düşman zannederek çarpışırlar. Ancak bu çarpışmada Kral Kyzikos ölür ve Kyzikos’un ölümüyle şehir Kyzikos adını alır.
Kyzikos’ un ölümünden sonra Tirrhenialı Pelesgoslar Kyzikos’ u işgal ettiler. Daha sonra M.Ö.1200’lerde Ege ve Balkanlar’ dan Anadolu’ya göç eden kavimlerle tanıştılar. Bir süre İonia şehirlerinin en önemlilerinden biri olan Miletos’un (Söke- Balat Köyü) kolonisi olarak varlığını sürdüren Kyzikos Kenti, bağlı bulunduğu zengin Lydia Devleti’ nin M.Ö. 546 tarihinde Kyros tarafından yıkılmasıyla birlikte Pers egemenliğine geçmiştir. M.Ö. 364 yılında bağımsızlığını kazanmış olan Kyzikos M.Ö. 334 yılında Büyük İskender’in Persler’i yenmesiyle Makedonyalılar’ ın egemenliğine geçmiştir. M.Ö. 3. yüzyılda Marmara Denizi’nde ticaret yolları üzerinde olması nedeniyle büyük önem kazanmış olan Kyzikos, M.Ö. 2. yüzyılda Bergama ile de iyi ilişkiler içine girmiş, bir bilim ve kültür merkezi haline gelmiştir. Bergama’ nın Romalılar’ ın eline geçmesiyle Bergama ile iyi ilişkiler içinde olan Kyzikos da Romalılar’ la dost olmuş, ancak daha sonra Romalılar’ ın egemenliği altına girmişlerdir.
Konstantinus M.S.324 yılında Byzantion’u Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti yapınca, Kyzikos önce donuklaşmış sonra yavaş yavaş sönmüştür. Kuvvetli surlarla çevrilen Bizans, kuzeyden gelecek bazı tehlikeleri önlemekteydi. Fakat buna karşılık başka yönlerden gelen akınlar daima Kyzikos’ dan geçti ve yıkılmasını çabuklaştırdı. M.S. 7.-8. yüzyıllarda Kyzikos artık idari veya askeri bölüm merkezi değildi. Vilayet darphanelerinin çoğu gibi darphanesi terk edilmiş, berzahtaki geçidi dolmuş, surlarının ve binalarının bir kısmı yıkılmış bulunan güzel Kyzikos bundan sonra Konstantinopolis üzerinden yapılan bütün akınlara açık kalmıştır. Birbirini kovalayan deprem ve istilalar Kyzikos’u oturulacak halden çıkardı. Temizleme ve bakım isteyen limanların dolması dolayısıyla mükemmel bir tabii limanı olan yakınındaki Arteke (Erdek) şehri, gemicilik ve liman faaliyetleri bakımından yavaş yavaş Kyzikos’ un yerini aldı. Ancak o da deprem ve akınlarından hayli zarar gördüğü için bir varlık gösterememiştir.
Gerek İstanbul’ u zaptetmek için Kyzikos’a gelen Araplar, gerekse depremler yüzünden zarar gören Kyzikos; 23 Eylül 1063’de olan korkunç deprem neticesinde baştan başa yıkıldı. Sağ kalanlar ise şehri terk etmeye başladılar. Kapıdağ Yarımadası’ nı, anakaraya bağlayan berzah, ilk çağda dolmadan önce bu kent,üç limanı, Hadrian Tapınağı ve amphitheatırı ile ünlü bir ticaret şehri ve şarap, zeytinyağı, buğday,mermer, parfümeri ile ünlü bir koloniydi. Üç büyük deprem, berzahtaki limanın dolması ve bataklığın sıtma yaratması, halkının bu günkü Erdek’ e göç etmesine yol açtı. Depremler Efes görkemindeki bu kentin bilinmezliğe terk edilmesine sebep olmuştur.