Anasayfa / Arkeoloji / Türkiye

Lyrbe Antik Kenti 2022 arkeolojik yüzey araştırmalarında neler tespit edildi

Lyrbe antik kentinin adı gerçekte nedir tam olarak bilinmiyor. Önceleri Seleukeia olduğu var sayılıyordu ama şimdi Side diliyle yazılmış bir yazıtında söz edilen Pamfilya kenti olduğu görüşü daha ağır basıyor. Peki adı henüz belirsiz olan antik kente neler var? Lyrbe, bir dağ yerleşmesi olmakla beraber mevcut arkeoloji verileri, özellikle Roma döneminde oldukça gelişmiş bir kent olduğunu göstermektedir. İşte 2022 Arkeolojik Yüzey Araştırmasına göre yapılan ilginç tespitler:

 

Definecilerin kaçak kazılarının yanı sıra 2022 yılında yapılan ağaç kesme çalışmaları ve sit alanında izinsiz olarak açılan orman yolunun Lyrbe Antik Kenti arkeolojik alanına telafisi mümkün olmayan ağır hasar verdiği tespit edildi. 

Antalya İli Manavgat İlçesi, Şıhlar Köyü'nde yer alan antik kentin önerilen ilk adı Seleukeia, gemicilerin el kitabı olan Stadiasmus Maris Mayni’ye dayanarak ileri sürülmüştür. Ancak günümüzde kentin Side diliyle yazılmış bir yazıtında söz edilen kutsal alana dayanarak bir dağ kenti kimliğiyle eski bir Pamfilya kenti olan Lyrbe olması gerektiği, Seleukeia’nın Manavgat Çayı ile ulaşılabilen başka bir noktada bulunması gerektiği kanısı ağırlık kazanmaktadır.

Üç tarafı derin yarlarla çevrili olduğu için kentin sadece güney yönünde bugüne kadar oldukça iyi korunmuş surlar bulunmaktadır.

Alanda 2022 yılında gerçekleştirilen Yüzey Araştırmasıın sonuçları, "Lyrbe (?) Yüzey Araştırması 2022 Yılı Çalışmaları" başlığı ile Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri Bülteni ANMED'İN 2023 tarihli 21. sayısında yayınlandı.

AĞAÇ BUDARKEN ANTİK KENTİ DE BUDAMIŞLAR!

Goethe Üniversitesi'nde görevli arkeolog Işıl R. Işıklıkaya Laubscher ile İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Dr. Selma Bulgurlu Gün imzası ile yayınlanan makalede şu bilgilere yer verildi.

Adı henüz yazıtlarla teyit edilememiş olan Lyrbe, Doğu Pamphylia’nın iç kesiminde, iddialı agorası ve hamamı
ile polis olduğu anlaşılan bir tepe yerleşimidir

Güneybatı Kent Alanı

2022’de yerleşim tepesinin güneybatı bölümüne ağırlık verilmiştir. G yapısı ile hamam arasındaki alanda, konut ve işlik olabilecek küçük boyutlu yapılaşma söz konusudur. Kaçak kazılar sonucunda ortaya çıkan keramik parçaları, MS 1. yüzyılın ikinci yarısı ile MS 7. yüzyıl arasına tarihlenir. Güney yamaçtaki su kaynağının doğusunda , yakın tarihli iki kaçak kazı çukuru tespit edilmiştir. Bu alanda tabanı mozaik döşeli, duvarları ise mermer levhalar ve renkli duvar sıvası ile kaplı reprezentatif bir mekan olduğu anlaşılmaktadır.

Hamam yapısının batısında, yağmur suyunun açtığı vadicik doğal bir sınır niteliğindedir. Bu vadiciğin batısında arazi düzleşir, buna karşın yapılaşmanın batıya ve kuzeye doğru seyreldiği görülür. Vadiciğin hemen kenarında suyla ilişkili çok evreli bir yapı tespit edilmiştir. Daha batıda ise kırma ve kesme taş bloklardan inşa edilmiş doğu-batı doğrultulu podyumlu bir yapı (tapınak?) dikkati çeker.

Surlar

Geç dönem surlarının güneyinde henüz kesin olarak tarihlenemeyen erken dönem surları yer alır. Bu sur hattı, kentin güneyindeki burnun batı yamacını kuzeye doğru takip ederek geç dönem surlarının batı ucu yakınlarına kadar uzanmış olmalıdır.

Yerleşim düzlüğü, dışarıdan saldırılara karşı ancak kısmen korunaklı idi. Doğu ve batı yamaçların bir kısmı sarp olmakla birlikte pek çok noktadan yürüyerek veya tırmanarak kent alanına giriş mümkündür. Düzlüğün güneybatı kenarı boyunca yer yer gözlemlenen kumtaşı ve konglomera kırma taş dizileri sarp olmayan yamaçların surlarla korunduğunu gösterir. Sur güzergahının dışına taşan düzgün diziler halinde, dağılmış aynı tip taş grupları, erken dönem surlarının kulelerle güçlendirilmiş olduğuna işaret eder. Arazi eğimi bu tarafta kıvrılarak kente ulaşan bir yol için müsaittir ve bu alanda kuleler tarafından korunan ikinci bir kent kapısı olması mümkündür.

Ekim 2022’deki ağaç kesme çalışmaları ve sit alanında izinsiz olarak açılan orman yolu, kentin topografyasını ve bu alandaki arkeolojik kalıntıları telafisi mümkün olmayan şekilde tahrip etmiştir.

Tarımsal Düzenekler

2021 yılında kent genelinde yekpare baskı kolu yuvaları bulunan zeytinyağı işlikleri ve bir tahıl değirmeni saptanmıştır. 2022’de kentin güneybatı düzlüğünde ve güney yamaçta surların hemen dışında iki zeytinyapı işliği daha tespit edilmiştir. Her iki işlik de Ekim 2022’deki ağaç kesme çalışmaları sırasında tahrip
olmuştur.

Agora

Agorada yapılan gözlemler, kompleksin tek evreli bir yapı olamayacağını göstermiştir. Aslen eksedra biçiminde olan 10 ile 11 no’lu mekânlarda, günümüzde Antalya Müzesi’nde sergilenen iki mozaiğin mimari konteksti incelenmiştir. 11 no’lu mekânın zemininde Antiokheia darbı gümüş bir Pescennius Niger sikkesi ele geçmiş, aynı mekânı süslemiş olan Orpheus mozaiğinin altında ise daha erken döneme ait bir mozaik döşeme daha olduğu saptanmıştır.

Çiftlikler

Kent çevresinde Manavgat Yangını dolayısıyla çıplaklaşan tepelerde beş yapı kalıntısı görünür hale gelmiştir. Yüzeydeki keramik parçaları doğrultusunda, antik çağa ait olduğu saptanan bu kalıntılar, zeytinyağı işliği içeren çiftlik yapılarıdır (Res. 5a-b). Genellikle yüksek noktalarda yer alan bu yapıların hepsi yerleşim tepesini doğrudan görmektedir. Buna bağlı olarak bazılarının aynı zamanda gözetleme kulesi olarak kullanıldığı düşünülmektedir... ,

Habere konu olan makalenin resimli ve grafikli haliyle tam metnine bu adresten ulaşabilirsiniz: https://akmedmedia.ku.edu.tr/ANMED/ANMED_21.pdf