Anasayfa / Kütüphane / Sözlük

Manisa genel bilgi ve İlçeleri

Manisa'nın genel bilgileri ve tarihçesi.

 

MANİSA GENEL BİLGİ VE TARİHÇE

Yüzölçümü: 13.269 km²
Nüfus: 1.367.905 (2014)
Plaka Kodu: 45
Telefon Kodu: 236


Batı Anadolu'da Spil Dağı ile Gediz Nehri arasında yer alan Manisa, Ege Bölgesinin ulaşım bakımından önemli bir noktasında bulunan zirai, ticari ve sanayi açıdan gelişmiş bir kentimizdir. Tarihi M.Ö. 3000 yıllarına inen ilde Hitit, Frig, Lidya, Makedon, Roma, Bizans, Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait izler bulunmaktadır. Tarih boyunca kültür ve sanatın yoğunlaştığı, ticaret yollarının geçtiği Manisa, kültürel ve doğal zenginlikleri ile ilgi çekici tatil olanakları sunmaktadır.

Manisa ve yöresinin tarih öncesi ile ilgili pek bilgi yoktur. Salihli Sindel Köyü’nde bulunan Paleolitik Çağ’a (Yontma Taş Devri) ait fosil ayak izleri yörede insan topluluklarının yaşadığını kanıtlayan ve yaklaşık 26.000 yıl öncesine tarihlenen buluntulardır. Kırkağaç Yortan Köyü’nde bulunan mezarlar ise, farklı bir mezar kültürü olan Tunç Devri’ne aittir.

Hermessos ve Kaikos ya da bugünkü adıyla Gediz ve Bakırçay vadilerinde kurulmuş olan Tantalis (Manisa) ve Thyateira (Akhisar) bölgede bilinen ilk yerleşimlerdir.

Manisa’nın, Yunanistan’ın Teselya Bölgesi’ndeki Pelion Dağı civarından göç eden Magnetler tarafından kurulduğu tahmin edilmektedir. Bölge M.Ö. 1450-1200 yıllarında Hititlerin etkisinde kalmıştır. Kybele bereket tanrıçası kabartması yöredeki Hitit varlığın göstermektedir. M.Ö. 1200’lerde ise Lidyalılar gelmiş ve Kızılırmak’a kadar bütün Batı Anadolu’ya egemen olmuşlardır. Tarihte, devlet güvencesinde ilk parayı basan Lidya Krallığı’nın başkenti bugünkü Sardes (Sart) şehriydi. Paktalos (Sart) Çayı’ndan çıkarılan altın madeni ile ünlüydü. Lidya Krallığı gücü ve zenginliğiyle ünlü son Kral Krezüs’ün adıyla özdeşleşmiştir. Ancak M.Ö. 546 yılında Persler tarafından yıkılmıştır. İrili ufaklı çok sayıda tümülüsün yer aldığı Bintepeler Mevkii bu devri simgeleyen eserleri barındırmaktadır.

Bölge; M.Ö. 546 yılından M.Ö. 334 yılına kadar Pers egemenliğinde kalmıştır. Sardes bu dönemde de önemli bir ticaret merkezidir. M.Ö. 334’de Trakya üzerinden Anadolu’ya geçen Büyük İskender, Pers ordularını yenerek Suriye’ye doğru ilerlemiş ve Pers egemenliğine son vermiştir. Büyük İskender’in M.Ö. 323 yılında ölümünden sonra satraplıkların birbirleriyle mücadelesi M.Ö. 301 yılında İskender İmparatorluğu’nun sonunu getirmiştir.Bu döneme ait en önemli eser Sardes Örenyeri’ndeki Artemis Tapınağı’dır.

Daha sonra Bölge Bergama Krallığı’nın egemenliğine girmiştir. Bölgenin önemli kentlerinden Philadelphia’ya (Alaşehir) ismini dönemin krallarından II. Attalos Philadelphos vermiştir. Bergama Krallığı III. Attalos’un ölümünden sonra (M.Ö. 133), vasiyeti üzerine Roma İmparatorluğu’nun yönetimine devredilmiştir. M.S. 17 yılında meydana gelen büyük depremde bölgedeki Magnesia, Thyateira, Philadelphia ve Sardes gibi bütün yerleşimler büyük ölçüde yıkılmışsa da İmparator Tiberius’un katkılarıyla yeniden inşa edilmiştir.

Roma döneminde bölgede üretim ve ticaret canlanmış, Gediz ve Bakırçay vadilerinde mevcut tarımsal ürünlere yeni çeşitler eklenmiştir. M.S. 395 yılında Teodisius’un imparatorluğu iki oğlu arasında pay etmesiyle Manisa ve çevresi Doğu Roma yani Bizans İmparatorluğu’nun sınırları içinde kalmıştır. Hıristiyanlığın batıya doğru yayılmasında, Philadelphia, Sardes ve Thyateira kentlerinin önemli rolü olmuştur. Magnesia da bu dini ilk benimseyen kentlerden olmuş sonra da önemli bir piskoposluk merkezi haline gelmiştir.

İstanbul 1204 yılında Latinler tarafından işgal edilince imparatorluk merkezi İznik’e taşınmıştır. İmparator Iannes Ducas Vatatzes’in otuz yılı aşkın bir süre oturması sebebiyle Magnesia ekonomik, sosyal ve stratejik açıdan Batı Anadolu’nun en önemli şehirlerinden biri haline gelmiş ve imparatorluk merkezi görevini üstlenmiştir. İmparator 1255 yılında Manisa’da ölmüş ve buraya gömülmüşse de mezarının yeri belli değildir. Sardes, Philadelphia, Thyateira ve Magnesia Kalesi kalıntıları Bizans döneminden kalan kalıntılardır. 1261 yılında İstanbul Latinlerden geri alınınca Manisa önemini yitirmiştir.

Manisa 1313 yılının 25-26 Ekim’ine tekabül eden Regaip Kandili gecesi Alpagı oğlu Saruhan Bey komutasındaki askerler tarafından fethedilmiş ve Saruhanoğulları Beyliği’nin merkezi haline getirilmiştir. 1346 yılında ölen Saruhan Bey’in türbesi şehrin merkezindedir. Yerine önce oğlu İlyas Bey, onun ölümüyle de İshak Çelebi bey olmuş ve beyliğin en ihtişamlı dönemlerini yaşatmıştır. Ulu Camii ve Medresesi, Mevlevihane ve Çukur Hamam gibi birçok eseri İshak Çelebi şehre kazandırmıştır. Tahminen 1390 yılına doğru vefat etmiş ve kendi yaptırdığı türbesine gömülmüştür.

Manisa 1391 yılında Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı topraklarına katılmış, ancak Ankara Savaşı sonrası Timur bölgeyi yeniden eski sahiplerine iade etmiştir. 1412 yılında ise Çelebi Mehmed kesin olarak Manisa’yı Osmanlı egemenliği altına sokmuş ve Saruhan Sancağı adıyla idari bir birim haline getirmiştir. Manisa 1437-1595 yılları arasında Osmanlı şehzadelerinin saltanat tecrübesi kazandıkları önemli siyasi merkezlerinden biri haline gelmiştir. Bu dönemde II. Murad, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, III. Murad, III. Mehmet ve I. Mustafa gibi daha sonra Osmanlı tahtına da oturmuş padişahların da içerisinde olduğu 16 şehzade Manisa’da sancakbeyliği yapmışlardır.

Bu dönem zarfında Manisa’da şehzadeler ve maiyyetlerindekiler cami, medrese, han, hamam, imaret, çeşme, hastane, köprü ve kütüphane gibi birçok vakıf eserleri yaptırmışlardır. Bunların bir kısmı günümüze kadar ulaşabilmiştir. II. Murad’ın yaptırmış olduğu başta Saray-ı Amire olmak üzere birçok eser ise zamana yenik düşmüştür.

16. yüzyıl sonlarına kadar genelde sakin olan Saruhan Sancağı’nda bu tarihten sonra bütün Anadolu’da olduğu gibi eşkıyalık hareketleri görülmeye başlar. Yaklaşık iki asır devam eden eşkıya, suhte (medrese öğrencisi) ve sipahilerin yağma ve talanlarından bölge büyük zarar görmüştür. 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bölgeye hakim olan Karaosmanoğulları bu tür hareketleri büyük ölçüde sona erdirmiştir.
Mondros Mütarekesi’nin 7. maddesine dayanılarak 15 Mayıs 1919’ da bölgede Yunan işgali başlar. İşgal sırasında Manisa Merkezde İstihlâs-ı Vatan, Cemiyet-i Müderrisîn, Demirci’de Müdafa’a-i Hukûk-u Osmânî, Gördes’de Hareket-i Milliye Teşkilatı, Kırkağaç’da İstihlâs-ı Vatan, Kula’da Redd-i İlhak, Soma’da Müdafa’a-i Hukuk ve Turgutlu’da Müdafa’a-i Hukûk-u Osmâni adlı Cemiyetler kurularak Yunan işgaline karşı mücadeleler verilmiştir.

30 Ağustos 1922’deki Dumlupınar Meydan Muharebesi’nin zaferle sonuçlanması üzerin Fahreddin Paşa komutasındaki kolordu İzmir’e doğru ilerleyerek Yunan direnişini kırmıştır. İzmir’e doğru kaçan Yunanlılar ve yerli Rumlar kenti ateşe vermiş, günlerce süren yangında tarihin Manisa’ya kazandırdığı büyük kültürel mirasın önemli bir kısmı yok olmuştur. Yaklaşık üç yıl Yunan işgalinde kalan şehir 8 Eylül 1922 tarihinde kurtarılmıştır.
1923’de Saruhan adıyla vilayet olan şehrin adı, 1927 yılında Manisa olarak değiştirilmiştir. Cumhuriyet döneminde yeniden imar gören Manisa, karayolu ve demiryolu ulaşımı bakımından önemli bir noktadadır. Zirai, ticari ve sanayi açısından da ülkemizin gelişmiş illeri arasında bulunmaktadır.

MANİSA'NIN İLÇELERİ

AHMETLİ
İzmir - Ankara karayolu üzerinde yer alan Ahmetli’de, 1313 yılında Saruhanoğulları’nın Manisa’yı Bizans İmparatorluğu’ndan almasından sonra, bugünkü Kurtuluş Mahallesi’nde başlayan yerleşim, 1870 yılında nahiye, 1987 yılında da ilçe olmuştur. Doğusunda Salihli, batısında Turgutlu, kuzeyinde Gölmarmara ve Saruhanlı, güneyinde ise Ödemiş bulunmaktadır.

Gediz havzasında yer alan ilçe, yüksek olmayan dağlar ve Gediz Ovası’ndan oluşmaktadır. İlçe ekonomisi tarıma dayalıdır. Tarım ürünlerinin başlıcaları üzüm, tütün, pamuk, buğday, zeytin, domates, salatalık, biber ile yaş sebzedir.

Rakım      Yüzölçümü       İl Merkezine Uzaklığı          Nüfus
83 m           298 Km2             52 Km                               16.266

AKHİSAR
İlin kuzeyinde, İzmir - İstanbul karayolu üzerinde bulunan Akhisar, Manisa’nın en büyük ilçesidir. Doğusunda Gördes, güneyinde Gölmarmara, batısında Saruhanlı, kuzeyinde Kırkağaç, Soma ve Sındırgı (Balıkesir) bulunmaktadır.

Bulunan kalıntılardan, tarihinin M.Ö. 3000 yıllarına kadar indiği anlaşılmaktadır. Antik çağdaki bilinen ilk adı Pelopia olan kent, sonraları Thyateira adını almıştır. Lidya Krallığı’nın yıkılmasından sonra Pers, Makedonya, Selevkos, Bergama, Roma ve Bizans yönetiminde kalmıştır. 1307 yılında Saruhanoğulları’nın yönetimine geçerek Akhisar adını almış, Osmanlı döneminde önemli bir kaza merkezi haline gelmiştir.

İlçe ekonomisinde tarımın rolü büyüktür. Ege Bölgesi’nin en önemli tütün üretim merkezi olan Akhisar, sofralık yeşil zeytin üretiminde de ülke üretiminin önemli bir bölümünü karşılamaktadır. Bunlardan başka çekirdeksiz üzüm, buğday, arpa, mısır ve baklagiller üretimi de önem arz etmektedir.

Rakım       Yüzölçümü      İl Merkezine Uzaklığı      Nüfus
  93 m          1.707 Km2          48 Km                           161.918

ALAŞEHİR
İlin güneydoğusunda, Bozdağ’ın kuzey eteklerinde yer alan Alaşehir, kuzeyde Kula, batıda Salihli, güneyde Nazilli, Kuyucak ve Kiraz, doğuda Sarıgöl ve Eşme ile çevrelidir. M.Ö. 150 – 138 yıllarında Bergama Kralı II. Attalos tarafından kurulan kentin ilk adı Philadelphia’dır. İpek yolu üzerinde bulunması nedeniyle ticari açıdan büyük önem kazanmıştır. Kral II. Attalos’un vasiyeti üzerine Bergama Krallığı’nın Roma İmparatorluğu’na geçmesi üzerine Philadelphia’da Roma topraklarına katılmıştır. M.S. 40 yılından itibaren Hıristiyanlığı kabul eden kent, kısa sürede Hıristiyanlığın en önemli merkezlerinden biri haline gelmiş ve Hıristiyanlığın Ege Bölgesi’nde bulunan, ilk yedi kilisesinden biri olan St. Jean Kilisesi bu dönemde inşa edilmiştir.

Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasından sonra Bizans sınırları içinde kalan Philadelphia, 1093 yılında Selçuklu, 1389’da ise Osmanlı topraklarına katılmış ve adı “Güzel Şehir” anlamına gelen Alaşar olarak değiştirilmiştir. Kurtuluş Savaşı sırasında yakılıp yıkılan kent, Cumhuriyet Dönemi’nde yeniden yapılanmış ve Alaşehir adıyla günümüze kadar gelmiştir.

İlçe ekonomisi bağcılık ağırlıklı olmak üzere tarıma dayalıdır. Gerek kalite gerekse de rekolte bakımından en önemli tarım ürünü çekirdeksiz (Sultani) üzümdür.
Hayvancılık, et tavukçuluğu, sebze ve meyve yetiştiriciliği ile zeytinciliğin yanı sıra, endüstriyel ağırlıklı parça üretimi ve küçük el sanatları da ilçe ekonomisini oluşturan konulardır.

Rakım           Yüzölçümü       İl Merkezine Uzaklığı     Nüfus
189 m             1.015 Km2        110 Km                            99.504

DEMİRCİ
Manisa’nın kuzeydoğusunda yer alan Demirci ilçesi, kuzeyde Balıkesir, doğu ve kuzeydoğuda Kütahya, güneyde Selendi ve Kula, batıda ise Gördes ve Köprübaşı ile çevrilidir.

Yontma Taş Devri’nden bu yana yerleşim alanı olan bölgede, Hitit, Frig, Lidya, Pers, İskender, Bergama, Roma ve Bizans yönetimlerini yaşayan ilçe, Anadolu Beylikleri döneminde 1310 yılında Türk egemenliği altına girmiştir. 1412 yılına kadar Saruhanoğulları yönetiminde kalan Demirci, bu tarihte Osmanlı yönetimine dahil edilmiştir.

İlçedeki en önemli gelir kaynağı halıcılıktır. Halıcılığın yanı sıra hayvancılık, yayla bağcılığı ile elma, kiraz, ayva, antep fıstığı ve erik üretimi de yapılmaktadır.
 

Rakım    Yüzölçümü      İl Merkezine Uzaklığı       Nüfus
850 m        1.473 Km2        159 Km                           43.628

GÖLMARMARA
Doğuda Salihli, kuzeydoğuda Gördes, kuzeyinde Akhisar, batıda Saruhanlı, güneyinde Ahmetli ve Salihli ilçeleriyle çevrilidir. İlk yerleşimin ne zaman kurulduğu bilinmemekle birlikte, eski yerleşimin şimdiki gölün bulunduğu alan olduğu, sonradan şimdiki yerine taşındığı anlaşılmakta, adını yakınındaki gölden ve mermer yataklarından aldığı sanılmaktadır. Saruhanoğulları’yla Türklerin eline geçen, Osmanlı döneminde ise Saruhan Sancağı sınırları içinde bulunan Gölmarmara, 1867 yılında Akhisar kazasına bağlı bir nahiye haline getirilmiştir. 1920 – 1922 yılları arasında işgal altında kalmış, 1987 yılında ise ilçe olmuştur.

Ekonomisi tarıma dayalı olan ilçede; pamuk, tütün, lahana, karpuz, kavun, mısır, üzüm, zeytin üretimi ve sebzecilik, köylerinde ise hayvancılık da yaygındır. Son yıllarda tarıma dayalı sanayi konusunda da bazı adımlar atılmıştır.

İlçe yakınındaki Marmara Gölü tektonik çöküntü alanının sularla dolması sonucu oluşmuş bir göldür. Çevresi sulak çayırlarla ve sazlıklarla çevrili olan göl, iklimi ve doğal zenginliği ile kuş çeşitliliğine imkan veren doğal bir ortam oluşturmaktadır. Bu özelliği ile göl ve çevresi, kış mevsiminde su kuşları için önemli bir bölgedir.
İki balıkçılık kooperatifinin faaliyet gösterdiği gölde hakim balık türü sazandır.

Rakım      Yüzölçümü      İl Merkezine Uzaklığı    Nüfus
 155 m        288 Km2            66 Km                         15.449

GÖRDES
Doğusunda Demirci ve Köprübaşı, kuzeyinde Balıkesir’in Sındırgı ilçesi, batısında Akhisar, güneydoğusunda Gölmarmara, güneyinde Salihli ilçeleriyle komşu olan Gördes, antik dönemden bu yana, yerleşim olma özelliğini korumaktadır. Lidya döneminde Julia Gordos adıyla anılan Gördes, Lidya Krallığı’ndan sonra sırasıyla Pers, Makedon, Roma ve Bizans egemenliğinde kalmış, 14. yüzyıl başlarında Saruhanoğulları’nın,Yıldırım Bayezid zamanında Osmanoğulları’nın yönetimine geçmiş, Kurtuluş Savaşı sırasında 14 ay işgal altında kalmıştır.

1940 yılında meydana gelen şiddetli bir toprak kayması nedeniyle, yapılan planlama sonucunda, 1948 yılında çalışmalara başlanmış ve 1954 yılında ilçe günümüzdeki yerine taşınmıştır.

Ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalı olan ilçede buğday, arpa ve üzümün yanı sıra, kiraz, zeytin, susam, tütün ve baklagiller üretimi yaygındır. Yakın bir döneme kadar ilçe ekonomisinde önemli bir yeri olan tütün ekimi kota uygulaması nedeniyle azaldığından, yayla bağcılığı, kiraz ve antep fıstığı gibi alternatif ürünlere ağırlık verilmiştir. Hayvancılık, ormancılık ve halıcılık da ilçede yaygın geçim kaynaklarıdır.


Rakım       Yüzölçümü     İl Merkezine Uzaklığı     Nüfus
  650 m         947 Km2           107 Km                         30.341

KIRKAĞAÇ
Manisa’nın kuzeyinde yer alan Kırkağaç, doğusunda ve güneyinde Akhisar, batısında Soma, kuzeyinde Balıkesir’in Savaştepe, Merkez ve Sındırgı ilçesiyle çevrilidir.

Yöredeki birçok yerleşim gibi 1300’lerin başında Türklerin eline geçen Kırkağaç çevresi Karesioğulları Beyliği hakimiyetindeydi. Osmanlı dönemi başlarında küçük bir yerleşim olan Kırkağaç zaman içinde gelişerek varlığını sürdürmüş ve nihayet 1861 yılından itibaren de Saruhan Sancağı’na bağlı kazalardan biri olmuştur. 1847’de Gelenbe’de doğan ve 1897 – 1902 yılları arasında, Kırkağaç dahil çeşitli ilçelerde kaymakamlık yapan Şair Eşref’in mezarı da Kırkağaç’tadır. Kurtuluş Savaşı sırasında 24 Haziran 1920 yılında işgal edilen ilçe, 12 Eylül 1922 tarihine kadar işgal altında kalmıştır.

Bakırçay sayesinde verimli tarım alanlarına sahip olan ilçede, en önemli geçim kaynağı tarımdır. Sebze ve meyve yetiştiriciliğinin gelişmiş olduğu yörede üzüm, tütün ve domates belli başlı ürünlerdir. Kırkağaç özellikle dayanıklı ve lezzetli kavunlarıyla ünlüdür.

Rakım    Yüzölçümü         İl Merkezine Uzaklığı  Nüfus
180 m       549 Km2               75 Km                         46.160

KÖPRÜBAŞI
Salihli – Demirci yolu üzerinde yer alan Köprübaşı, doğusunda Demirköprü Barajı, doğusu ve kuzeydoğusunda Demirci, kuzey ve kuzeybatısında Gördes, güneyinde ise Salihli ilçeleriyle çevrilidir.

İlçe çevresi Hitit, Lidya, Pers, Bergama, Saruhanoğulları ve Osmanlı egemenliği altında kalmıştır.

Demirköprü Barajı sebebiyle Borlu sakinlerinden bir kısmı 1958 yılında şu an Köprübaşı ilçesinin bulunduğu yere taşınmıştır. 1959 yılında yerleşim, 1968 yılında belediye olan Köprübaşı, 1990 yılında da ilçe olmuştur.

Tarım ağırlıklı olan ilçe ekonomisinin en büyük gelir kaynağı, başta tütün olmak üzere hayvancılık, palamut ve tahıl üretimi, balıkçılık, zeytincilik, meyvecilik, sebzeciliktir. 1997 – 98 sezonunda ilçede haşhaş ekimi serbest bırakılmıştır. Tütün ekim alanlarına sınırlama getirilmesi sonucu alternatif ürün arayışı kapsamında, İl Özel İdare Bütçesi’nden ayrılan ödeneklerle yayla bağcılığı, kiraz, kayısı ve kapari üretimi projeleri desteklenmiştir.

Rakım      Yüzölçümü      İl Merkezine Uzaklığı      Nüfus
250 m         318 Km2           123 Km                          14.045

KULA
İlin doğusunda Uşak il sınırında, İzmir-Ankara karayolu üzerinde, Kara Divlit Dağı yakınlarındaki volkanik bir arazi üzerinde yer almaktadır. İlçenin doğusunda Uşak’ın Eşme ve Gediz ilçeleri, batısında Salihli, kuzeyinde Selendi ve Demirci, güneyinde ise Alaşehir bulunmaktadır.

Volkanik özelliğinden dolayı tarihte “Yanık Ülke” anlamına gelen “Katakekaumene” adıyla anılan Kula; Lidya, Pers, Roma ve Bizans yönetiminde kaldıktan sonra 1300’lerin başında Germiyanoğulları’nın 1420’lerde ise Osmanoğulları’nın egemenliğine girmiştir. 1896 yılına kadar Kütahya Sancağı’na bağlı bir kaza olan Kula, bu tarihte Saruhan Sancağı’na bağlanmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında, 28 Haziran 1920 – 4 Eylül 1922 tarihleri arasında işgal altında kalmıştır.

Özellikle kırsal kesim itibariyle tarım ve hayvancılık en önemli gelir kaynağıdır. Başlıca ürünler tütün başta olmak üzere buğday, arpa, sebze ve meyvedir. Dokumacılık, dericilik, ayakkabıcılık, leblebicilik ve halıcılık da ilçede gelişmiş işkollarıdır.

Rakım      Yüzölçümü      İl Merkezine Uzaklığı      Nüfus
  720 m         918 Km2         118 Km                           45.892

SALİHLİ
İzmir – Ankara yolu üzerinde yeralan Salihli, doğusunda Alaşehir, Kula, kuzeyinde Demirci, Köprübaşı ve Gördes, batısında Gölmarmara ve Ahmetli, güneyinde ise İzmir’in Ödemiş ilçesiyle çevrilidir.

Yöre tarihinin çok eskilere dayandığı, baraj gölü yakınlarındaki Sindel ve Çarıklar köylerinin civarında bulunan fosil ayak izlerinden anlaşılmaktaysa da, bilinen en eski önemli yerleşim merkezi, Salihli’nin 7 km kadar batısında yer alan Sardes’dir. M.Ö. 547 yılına kadar Lidya toprakları olan bölge, bu tarihte Perslerin eline geçmiş ve M.Ö. 334 yılına kadar Pers yönetiminde kalmıştır. Bu tarihten sonra sırayla Makedonya, Bergama, Roma ve Bizans egemenliğinde kalan yöre, 1300’lerin başında Saruhanoğulları’nın, 1400’de Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetimine giren Sart, Aydın Sancağı’na bağlı bir kaza olmuştur. O tarihlerde Sart Kazası’na bağlı bir köy olan ve Veled-i Salih (Salihoğlu) adıyla anılan şimdiki ilçe merkezinin, zaman içinde Sart’a oranla daha hızlı bir gelişim göstererek 18. yüzyıl başlarında kasaba 1872’de ise Saruhan Sancağı’na bağlı kaza olduğunu görüyoruz. 1927 yılında Saruhan Sancağı’nın adının değiştirilmesinden sonra Manisa’ya bağlı en büyük ilçelerden biri durumunda olan Salihli, 24 Haziran 1920 – 5 Eylül 1922 tarihleri arasında işgal altında kalmıştır.

İlçe ekonomisi tarım, toprak sanayi, dericilik ve ticarete dayalıdır. İlçe ekonomisinde önem arz eden tarımsal ürünler hububat, üzüm, pamuk ve tütündür. Marmara Gölü ve Demirköprü Barajı’nda balık üretimi yapılmaktadır. Ticari bakımdan önemli bir yere sahip olan ilçede sanayi de gelişmektedir.

Rakım      Yüzölçümü      İl Merkezine Uzaklığı      Nüfus
 111 m        1.273 Km2        71 Km                            156.330

SARIGÖL
Manisa’nın güneydoğusunda yeralan Sarıgöl, doğuda Uşak, kuzeyde Alaşehir ilçesi, batıda Alaşehir ilçesi ve İzmir, güneyde ise Aydın ile çevrilidir.

İlçe ve çevresinde eski yerleşim izleri bulunmakla birlikte, ilçenin tarihine ilişkin fazla bir bilgi bulunmamaktadır.14.yüzyıl başlarında Türklerin eline geçen ilçenin Osmanlı dönemindeki adı İnegöl’dür. Daha önce Aydın Sancağı’na bağlı bir kaza iken, 1867 yılında nahiye olarak Alaşehir kazasına bağlanmıştır. 22 Haziran 1920 – 4 Eylül 1922 tarihleri arasında işgal altında kalan yerleşimin adı, 1938 yılında Sarıgöl olarak değiştirilmiş, 1957 yılında da ilçe olmuştur.

İlçe ekonomisi tarıma dayalı olup nüfusun % 90 varan kısmı ziraatla geçinmektedir. Kuru üzüm ve tütün dışında arpa, buğday, mısır, zeytin, çeşitli sebze ve meyveler, sanayinin bulunmadığı ilçede önem arz eden ürünlerdir.

Rakım      Yüzölçümü      İl Merkezine Uzaklığı      Nüfus
 320 m       357 Km2          131 Km                             36.209

SARUHANLI
İzmir - İstanbul karayolu üzerinde yer alan Saruhanlı’nın, doğu ve kuzeydoğusunda Akhisar ve Gölmarmara, kuzeybatısında Kınık, güneyinde Turgutlu ve Ahmetli İlçeleri ile, güneybatısında İzmir ili bulunmaktadır.

17. yüzyıl başlarında kurulan ve Belen Nahiyesi’ne bağlı bir köy olan Saruhanlı, 30 Mayıs 1919 – 7 Eylül 1922 tarihleri arasında Yunan işgalinde kalmıştır. Topraklarının verimli olması nedeniyle sürekli göç alanı Saruhanlı civarına, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra gelen Balkan Türkleri de yerleştirilmiştir. Saruhanlı 1946 yılında merkez ilçeye bağlı bucak haline gelmiştir. 1953 yılında Yılmaz Köyü ile birleştirilerek belediye teşkilatı kurulmuş ve 1959 yılında ise ilçe olmuştur.

Verimli toprakları nedeniyle ilçedeki en önemli geçim kaynağı tarımdır. Sulanabilir alanlarda çekirdeksiz üzüm, pamuk, sebze ve meyve, diğer alanlarda ise tahıl, tütün ve zeytin yetiştirilmektedir.

Rakım      Yüzölçümü      İl Merkezine Uzaklığı      Nüfus
  43 m        839 Km2            17 Km                             53.821

SELENDİ
İl merkezine en uzak ilçelerden biri olan Selendi, Demirci, Kula, Uşak’ın Eşme ve Merkez, Kütahya’nın ise Simav ve Gediz ilçeleriyle çevrilidir.

Adını bugünkü Karaselendi Köyü’nde kalıntılarına rastlanılan Slandos Kenti’nden alan Selendi sırasıyla Lidya, Pers, Roma ve Bizans egemenliğinde kalmıştır. Yıkılan kent bugünkü yerinde tekrar kurulmuştur. 8. yüzyıl sonunda Germiyanoğulları’nın, 15. yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti’nin yönetimine giren Selendi, 27 Temmuz 1920 – 3 Eylül 1922 tarihlerinde Yunan işgalinde kalmıştır. Daha önce Kula İlçesi’ne bağlı bir nahiye iken 1954 yılında ilçe olmuştur.

Arazi özelliği nedeniyle hayvancılık yaygın olmakla birlikte en önemli geçim kaynağı tütündür. Toprak özelliği nedeniyle kaliteli tütün yetiştirilen ilçede son yıllarda tütün üretimine getirilen kısıtlamalar nedeniyle yayla bağcılığı, zeytin, kiraz, antep fıstığı, sebze ve meyve gibi ürünlere geçiş başlamıştır.

Selendi’de yörük kültürünün ve hayvancılığın etkisi ile çok eski tarihlerden bu yana cirit oyunları oynanmaktadır. Ata binmeye meraklı olan Selendi halkı düğün ve bayramlarını, atlı oyunlarla süslemiştir.

Ata sporumuz olan cirit oyunları Selendi de hala varlığını sürdürmekte, 3 Eylül’de düzenlenen Kurtuluş Şenlikleri’nde cirit müsabakaları düzenlenmekte, 3 Eylül Atıcılar ve Biniciler Derneği çeşitli müsabakalarda ödüller almaktadır.

Rakım      Yüzölçümü      İl Merkezine Uzaklığı      Nüfus
  525 m      701 Km2         155 Km                             22.047

SOMA
İlin kuzeybatısında yer alan Soma, doğusunda Kırkağaç, batısında İzmir’in Kınık ve Bergama ilçeleri, kuzeyinde Balıkesir’in Savaştepe ve İvrindi ilçeleri, güneyinde ise Akhisar ile komşudur.

Bergama, Roma ve Bizans yönetiminde kalan Soma yöresi, 1300 yıllarında Karesioğulları’nın, 1360 yılında da Osmanoğulları’nın hakimiyetine girmiştir. Daha önce Tarhala kazasına bağlı bir köy olan yerleşim, 16. yüzyılda gelişerek kaza merkezi olmuştur. 19 yüzyıl başlarında Soma ve Kırkağaç adıyla Hüdavendigar Sancağı’na, yüzyıl ortalarında Tarhala ve Soma adıyla Karesi Sancağı’na, yüzyılın sonlarında, 1882 yılında Soma adıyla kaza olarak Saruhan Sancağı’na bağlanmış, Kurtuluş Harbi sırasında, 23 Haziran 1920 – 13 Eylül 1922 tarihleri arasında Yunan işgali altında kalmıştır.

Türkiye’nin en kaliteli linyit kömürüne sahip olan ilçede, kömür ve kömürden elde edilen elektrik enerjisi ilçe ekonomisinde ilk sırayı almaktadır. İlçede Ege Linyit İşletmesi Bölge Müdürlüğü ile TEAŞ santralleri bulunmaktadır.

Tarımsal alanda buğday, arpa, tütün ve üretimi ile zeytincilik yapılmaktadır.

Rakım      Yüzölçümü      İl Merkezine Uzaklığı      Nüfus
 200 m       839 Km2          88 Km                              105.391

TURGUTLU
Doğusunda Ahmetli, batısında Manisa Merkez ilçe ve İzmir’in Kemalpaşa ilçesi, kuzeyinde Saruhanlı, güneyinde ise İzmir’in Ödemiş ve Bayındır ilçeleriyle çevrili olan Turgutlu, nüfus bakımından Akhisar ve Salihli’den sonra Manisa’nın 3. büyük ilçesidir. Saruhanoğulları döneminde Turudlu adıyla anılan bir Türkmen aşireti tarafından bir yerleşim oluşturulduğu, Osmanlı döneminde hızla geliştiği ve daha sonra adının Turgutlu olduğu bilinmektedir. 29 Mayıs 1919 – 7 Eylül 1922 tarihleri arasında işgal altında kalmıştır.

Ekonomisi, tarımsal üretim ve toprak sanayine dayalı olan ilçede, Gediz Ovası’nın verimli toprakları ve uygun iklim koşulları sayesinde üzüm, pamuk, buğday ve tütün ile sebze ve meyve yetiştirilmektedir. İlçe gelişen konserve sanayii, tarım alanında çeşitliliğe neden olmuştur. Meyvelerden kiraz, erik, incir ve şeftali, sebzelerden de biber, salatalık ve domates üretimi önem arz etmektedir.

Rakım      Yüzölçümü       İl Merkezine Uzaklığı      Nüfus
78 m         473 Km2            31 Km                              148.130

ŞEHZADELER
Nüfusu 164.649 kişidir.06/12/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6360 Sayılı 13 İlde Büyük Şehir ve 26 İlçe kurulması ile ilgili Yasayla Manisa İlinin Büyük Şehir statüsüne alınmasından dolayı İl merkezinin 2 İlçeye ayrılması sonucu Şehzadeler İlçesi kurulmuştur.

YUNUSEMRE
Nüfusu: 199.683 kişidir.
06/12/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6360 Sayılı 13 İlde Büyükşehir ve 26 ilçe kurulması ile ilgili yasayla Manisa İlinin Büyükşehir statüsüne alınmasından dolayı İl merkezinin 2 ilçeye ayrılması sonucu Yunus Emre İlçesi kurulmuştur.