Mayalar kurban ettikleri insanların ağzına bez tıkamış olabilir
Mayaların kurban ettiği insanların kalıntıları incelenirken, dişlerinde mavi ip ya da tekstil parçası kalıntıları bulundu.
Orta Amerika'daki Karayip ülkelerinden Belize'de yaklaşık 17 yıl önce keşfedilen Midnight Terror Mağarası'nın (Geceyarısı Terörü Mağarası) Klasik Maya döneminde (MS 250 – 925) mezarlık olarak kullanıldığı anlaşılmıştı. Arkeologlar mezarlarda yatanların bir çoğunun şiddete maruz kaldığı ve tahminen kurban edilen kişiler olduğunu tespit etmişti.
California Eyalet Üniversitesi, Los Angeles profesörleri ve öğrencileri tarafından yürütülen üç yıllık arkeolojik kazı projesi, mağarada ortaya çıkarılan 10.000’den fazla kemiğin en az 118 kişiyi temsil ettiği sonucuna vardı ve bunların birçoğunun ölüm anında üzerlerinde travma izleri olduğuna dair kanıtlar vardı.
Kurbanların son anlarını daha iyi anlamak için, en son araştırmalar kemiklere değil, ağızlarına bakarak dişlerinde diş taşı olarak bilinen kalsifiye plakları araştırdı. Yapılan çalışma, kurbanlardan en az ikisinin dişlerine yapışan gizemli mavi lifleri anlatıyor.
Şu anda kültürel kaynak yönetiminde çalışan bir arkeolog olan çalışmanın baş yazarı Amy Chan, mağaradaki dişlerle ilgili analizine yüksek lisans öğrencisiyken başladığını ve burada kurbanların diş sağlığı hakkında daha fazla şey öğrenmek istediğini söylüyor.
“Minimal diş patolojisi örnekleri bulduktan sonra, kurbanların hangi gıda maddelerini yediğini belirlemekle ilgilenmeye başladım.”
Diş taşı, birinin yediği mikroskobik yiyecek parçalarını koruyabilir – bitkilerin mineralize kısımları olan polen taneleri, nişastalar ve fitolitler gibi – bu yüzden Chan, altı dişteki tabakayı kazıdı ve ortak yazar Linda Scott Cummings’e gönderdi. Scott Cummings, numunelerin ağırlıklı olarak pamuk lifleri içerdiğini ve bunların birçoğunun parlak maviye boyandığını buldu.
Chan, “Her iki örnekte de mavi pamuk liflerinin keşfi bir sürpriz oldu.” diyor, çünkü “mavi, Maya ritüelinde önemlidir.”
Belize’deki Midnight Terror Mağarası’nda, muhtemelen pamuktan yapılmış mavi ip. C: Linda Scott Cummings
Chan ve meslektaşları, Mezoamerika’daki diğer bölgelerde; törenlerde, özellikle de kurbanların cesetlerini boyamak için kullanılmış gibi görünen benzersiz bir “Maya mavisi” pigmenti bulunduğunu söylüyor. Bu mavi lifler, şimdi Meksika’da bulunan bir arkeolojik alan olan Teotihuacan’daki mezarlarda agav bazlı alkollü bir içecekte de bulundu.
Ancak Chan ve ekibi, dişlerde bulunan lifler için başka bir açıklama önerdi: Belki kurbanların ağızlarında pamuklu bezler vardı, muhtemelen kurban edilmelerine kadar geçen sürede kullanılan susturma aparatlarından. Kurbanlar uzun süre gözaltında kalsaydı, diş taşları mavi lifleri içerebilirdi.
Çalışmaya dahil olmayan Michigan Eyalet Üniversitesi’nden bir biyoarkeolog olan Gabriel Wrobel, “Diş taşında renkli lif bulmaları ilginç.” diyor. “Birçok araştırmacı, diş taşının yalnızca beslenmeyi yansıttığını düşünür, ancak bu çalışma, ne kadar daha fazla bilginin öğrenilebileceğinin harika bir örneği.”
Pittsburgh Üniversitesi’nde çalışmaya dahil olmayan bir çevre arkeoloğu olan Claire Ebert, mavi liflerin tıkaçlardan geldiğine şüpheyle bakıyor. Bununla birlikte, diş taşı çalışmalarının önemli olduğunu çünkü Maya yaşamının ritüelden ev işlerine kadar diğer yönlerine bakmak için kullanılabileceğini belirtiyor.
Ebert, hem elit hem de elit olmayan insanları içeren genişletilmiş bir çalışma, “örüntülerin de tespit edilip edilemeyeceğini görmek” veya “liflerin varlığına ilişkin diğer açıklamaların daha mantıklı olup olamayacağını” görmek için faydalı olacağını söylüyor.
Chan ve ekibi, Maya bireylerinin diş taşlarında mavi liflerin ilk kanıtını sağlarken, çalışmalarının bazı sınırlamaları olduğu konusunda hemfikir.
Birincisi, diş taşının oluşma ve sertleşme hızı, yenen yemeğin türüne ve kişinin fizyolojisine göre değişir, bu nedenle araştırmacılar liflerin ne zaman dişlerde kaldığını kesin olarak bilemezler. Ek olarak, Midnight Terror Mağarası kurbanlarının çok az dişinde diş taşı vardı ve bu da ekibin analizini sınırladı.
Araştırmacılar, “Gelecekteki çalışmalar, bu verileri yorumlamak için daha geniş bir bağlam sağlayacak.” diyor.
Kaynak: Live Science / Çeviri: Arkeofili