Maydos arkeoloji kazılarında yerleşim alanının girişi aranıyor
Çanakkale'nin Eceabat ilçesindeki Maydos Kilisetepe Höyüğü kazılarında Tunç Çağı'na ait sur duvarları ve antik yol takip edilerek yerleşim izleri ve yerleşim alanının girişi bulunmaya çalışılıyor.
Gelibolu Yarımadası Tarihi Alanı içindeki höyükte arkeolojik kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Göksel Sazcı başkanlığındaki ekip tarafından sürdürülüyor.
Arkeoloji Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Sazcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, modern yerleşim alanı içerisinde kalan höyükte bu yıl yapılan kazılarda Yunanlıların bölgeye ilk göç ettiklerinde inşa ettikleri geometrik yapılardan birisine ulaştıklarını söyledi.
Batı Anadolu kıyılarında bu tür yapılara çok fazla rastlanmadığına işaret eden Sazcı, "Yunanlıların ilk göçlerine ait seramikler ve buluntular ele geçiriliyor ama yapıları, tam olarak buradaki gibi ender ele geçiyor. Bu bölge ve Troia Çanakkale bölgesi için oval şekilde bir yapı ortaya çıktı." diye konuştu.
- "Surun büyük kısmı ortaya çıkarıldı"
Sazcı, bu yılki arkeolojik kazıların Tunç Çağı ağırlıklı çalışmalar olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Tunç Çağı'na ait bir surun uzun bir kısmını ortaya çıkardık. Önünde bir yol bulduk. Önümüzdeki yıllarda bu yolu da takip ederek yerleşimin girişini bulmayı hedefliyoruz. Kazı alanında, Tunç Çağı evrelerinde yapılan sondaj çalışmalarında o günkü güncel yaşama ait yapıların temelleri, silolar, ocak yerleri ortaya çıkarıldı. İlginç işliklere de rastlandı. Açılan bir çukurun içerisinde 15 adet kilden bir ayak, onun üzerinde bir platform, bu platformun yanında çeşitli kaplar ve demirden yapılmış bir orak bulduk. Burasının güncel işlerin yapıldığı bir alan olduğunu tespit ettik. Evlerin yaşam temelleri hangi kap kacağı kullandıkları, aletleri ağırşak (yün, iplik eğrilen iği ağırlaştırmak için alt ucuna geçirilen yarım küre biçiminde, ortası delik ağaç veya kemik parça) taştan aletler ve taş baltalar bulduk."
- "Yerleşim alanı Troia ile aynı büyüklükte"
Doç. Dr. Sazcı, bölgede, 6 bin yıl öncesinden başlayıp bugüne kadar kadar üst üste yerleşmiş 8 dönem tespit ettiklerini belirtti.
Ana kayaya ulaşmak için önlerinde yaklaşık 3 metrelik bir dolgu bulunduğuna işaret eden Sazcı, "Bu mesafede de en az iki ya da üç tabaka daha tahmin ediyoruz. Yaklaşık 10-11 yerleşim tabakasının bu höyükte olduğunu söyleyebiliriz." dedi.
Sazcı, yerleşmenin uzun süre burada bulunmasının, boğaz geçişleri ve Kilye Koyu ile alakalı olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Buradan kuş uçumu yaklaşık 30-35 kilometre olan Troia ile yerleşim ölçüsü olarak burası aynı büyüklükte. Aynı dönemin yerleşimi var. Çanakkale Boğazı hiçbir dönemde tek taraftan kontrol edilebilmiş değil. Buradaki yakın dönem yapılarına bakacak olursak tabyalar, kaleler savaş döneminde karşılıklı olarak inşa edilmiş. Kilitbahir Kalesi, Çimenlik Kalesi, Seddülbahir Kalesi ve Kumkale gibi karşılıklı inşa edilen kalelerle boğaz her iki taraftan kontrol ediliyordu. Tunç Çağı'nda da önemli bir geçiş noktası olan Çanakkale Boğazı'nı Anadolu yakasında Troia yerleşmesi üstleniyor. Avrupa yakısında ise Maydos Kilisetepe Höyüğü yerleşmesi üstleniyordu. Buluntular da zaten bunu gösteriyor. Burada Balkanlardan, Karadeniz kıyılarından, Ege'den çok sayıda buluntular mevcut."
28 Farklı midye türü belirlendi
Bu yılki çalışmalarda 28 farklı midye türü tespit edildiğine de değinen Sazcı, höyükteki deniz faunası çalışmalarında, bölgenin denize yakın konumu nedeniyle açık deniz balık avcılığı yapıldığının belirlendiğini, ayrıca höyükte, çeşitli boylarda orkinos ve yunus balığı fosillerinin ortaya çıktığını sözlerine ekledi.