Mehmet Çebi, İstanbul Resimleri Müzesini anlattı
İstanbul Sanat ve Medeniyet Vakfı Başkanı Mehmet Çebi'nin öncülüğünde, Cumhurbaşkanlığı himayesinde açılan İstanbul Resimleri Müzesinde, ünlü ressamların 19. yüzyıldan başlayıp bugünlere kadar uzanan çok özel İstanbul resimleri bulunuyor.
Koleksiyonunda yaklaşık 3 bin eser bulunan müzedeki resimlerde, şehrin farklı bölgelerinden manzaralar yer alıyor.
Müzenin detaylarını AA muhabirine anlatan koleksiyoner Mehmet Çebi, sanatla olan hikayesinin İstanbul Üniversitesi'nde okurken Beyazıt'ta başladığını söyledi.
Çebi, o dönem Sahaflar Çarşısı'nın kültür ve sanattaki ağırlığından bahsederek, "1986'da ben üniversiteye başladığım zaman, buraları daha önceden biliyordum fakat buradaki kültür sanat faaliyetleriyle ilgili derinlemesine bir bilgim yoktu. İlk tespihimi, 'Çınaraltı' denilen yerden aldım. O yıllarda Çınaraltı, ağırlıklı olarak tespih satıcılarının, ustalarının ve tespihseverlerin toplandığı bir mekandı. Belki 10-20 tespih satıcısı orada tezgah açardı ve biz de gider onlarla tanışırdık." dedi.
- "İstanbul'u en güzel gören yer Üsküdar'dır"
Aynı yıllarda hat ve tespih almaya, ufak koleksiyonlar biriktirmeye başladığına işaret eden Çebi, "Bu merakım üniversiteyi bitirdikten sonra profesyonel hale dönüştü ve bu işin bir taraftan ticaretine başladım. Bir müzayede şirketi kurdum ve Nişantaşı'nda galeri açtım. Eskiden beri var olan merakım zamanla bir iş haline dönüştü. Çağdaş hat sanatları ağırlıklı olmak üzere koleksiyonlar yapmaya başladım. Herhalde 30 senedir dünyanın her tarafında yaşayan hat sanatçılarıyla ilgi ve irtibat kurmaya gayret ederek, uluslararası müzayedelere katılarak ve uluslararası çok büyük yarışmalar tertip ederek ciddi sayılabilecek bir koleksiyonum oluştu." ifadelerini kullandı.
Çebi, İslam sanatları dışında da koleksiyonlar oluşturmaya, Türk resim sanatının yanı sıra özellikle oryantalist resimlerle ilgilenmeye başladığını dile getirdi.
Vakıf olarak daha önce Hilye-i Şerif ve Tesbih Müzesi'ni açtıklarını hatırlatan Çebi, İstanbul Resimleri Müzesi'nin oluşum hikayesini şöyle anlattı:
"Ben 30 senedir resim alıp satıyorum. Beğendiğim resimlerin bazılarını da kendime ayırıyordum. Son 3-5 seneyi düşünürsek, bir taraftan alıma devam ettik ama bir taraftan da piyasada bir sıkıntı olunca aldıklarımızı aynı hızla satamadığımız için bana soruyorlar 'Nasıl koleksiyoncu oldun?', 'Satamadık mecburen koleksiyoncu olduk.' diyorum, böyle de bir espri yapıyorum ama içinde gerçeklik payı olan bir espridir bu. Baktım ki elimizde bayağı ciddi, İstanbul ağırlıklı resimlerden oluşan bir koleksiyon oluşmuş. Malumunuz Tarihi Yarımada'dır İstanbul'un merkezi. İstanbul'u en güzel gören yer de Üsküdar'dır. Üsküdar civarlarında bir müze arayışına giriştim."
- "Dünyada benzeri yok"
Çebi, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen'e teklif götürdüğünü belirterek, "Sağ olsun bizi kırmadı, belediye binasının içerisinde, bin 300-bin 400 metrekare kapalı alanı olan, müstakil bir yeri bizim vakfımıza uygun bir şekilde kiraladılar. Kiralamanın ardından, belediye başkanının da desteğiyle bahsettiğimiz müzeyi, bir ay kadar önce Üsküdar'da açtık." diye konuştu.
Birçok ülkede farklı müzeler gezdiğini ve buna benzer bir müze görmediğini vurgulayan Çebi, şunları kaydetti:
"İstanbul'da, yalnızca İstanbul resimlerinden oluşan bir müze yapmış olduk. Müzenin içerisinde eski-yeni karışık eserlerden oluşan bir koleksiyon var. 1850'li yıllardan başlıyor müzedeki resimler. O yıllara ait, daha çok yabancı ressamların resimleri var. Biliyorsunuz, oryantalistlerin en önemli resim kaynaklarından biri İstanbul. Dolayısıyla birçok oryantalistin yolu İstanbul'a düşmüş. Bir kısmı da gelip görmeseler de eski gravürlere bakarak resimler yapmış. Bizim müzemizde de bu tür eserler var."
Çebi, Osmanlı Dönemi'nden Halil Paşa, Hikmet Onat, Sami Yetik ve Avni Lifij'in yanı sıra Cumhuriyet döneminin ve günümüz önemli sanatçılarının eserlerinin de müzede yer aldığını kaydetti.
- Empresyonist izlenimci anlayışa yakın resimler tercih edildi
Müzedeki her bir resimde İstanbul'un farklı bir güzelliğinin görülebildiğini anlatan Çebi, "Şu anda 150 civarında resim sergileyebiliyoruz ama müze koleksiyonunda yaklaşık 3 bin resim var. Müzenin canlılığının devam edebilmesi için 6 aylık veya yıllık periyotlarla resimlerin bir kısmını değiştirmeyi düşünüyoruz. Ağırlıklı olarak resimlerden yola çıkarak müzeyi kurguladık. Yani önce sanatçıları yazıp o sanatçıların resimlerinden burada bir, iki tane olsun diye düşünmedik. Dolayısıyla bazı sanatçıların bir-iki, bazılarının da 5-10 eseri müzemizde mevcut." değerlendirmesinde bulundu.
Çebi, İstanbul'un net bir şekilde anlaşılabilmesi için müzeyi planlarken empresyonist izlenimci anlayışa yakın resimleri tercih ettiklerini aktardı.
Müzeye ağırlıklı olarak öğrencilerin geldiği bilgisini veren koleksiyoner, sözlerini şöyle sürdürdü: "Belki yarının çok önemli sanatçıları, bu müzeyi gezerek, oradaki birkaç resimden etkilenerek hayatlarını sanata adayabilirse bunu bir kazanç ve kar olarak gördüğümüzü ifade ediyorum. Sanatın iyileştirici bir gücü var. İnsanlar hayatta birçok dertle, sıkıntıyla karşı karşıya kalıyorlar. İnsanların nefes alacak yerlere ihtiyacı var."
- Pazar günleri hariç ziyaret edilebilir
Mehmet Çebi, şehrin orijinal halinin korunmasının önemine değinerek, "Eski İstanbul'la bugünkü İstanbul, istesek de istemesek de bir mukayeseye tabi tutulacak. Biz o eski İstanbul'u gösterip, bugünkü İstanbul'un da güzel yerlerini insanlara bir bütünlük içerisinde gösterebilirsek, belki insanlar içinde yaşadıkları bu şehrin kıymetini daha güzel anlayacaklar. En azından daha fazla tahrip etmeyeceğiz şehri. Bu müzenin bir noktada buna da vesile olmasını istiyoruz." şeklinde konuştu.
Üsküdar Belediye binasının alt katında yer alan İstanbul Resimleri Müzesi, pazar günleri hariç 10.00-17.00 arası ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.
Musa Alcan - AA